Turizm tanıtımında sistem değişikliği isteniyor
Turizmde son dönemde yaşanan kriz sonrası önemli düşüş yaşanırken, yeni arayışlar gündeme geliyor. Bu konuda en çok üzerinde durulan, ülke tanıtımı esaslı turizm harcamaları yerine, bölgelerin ve kentlerin tanıtımına ağırlık veren yeni bir modele geçilmesi, bu turizmcilerce ve turistik yöre yöneticilerince öneriliyor. Dünyada tanıtım harcamalarında İspanya, İtalya gibi ülkelerde bir süredir buna dönüldüğü ve verim alındığı, bizim de bu yolu izlememiz gerektiği konunun uzmanlarınca belirtiliyor.
İlgililerden aldığım bilgilere göre, bizim turizm tanıtımımız için her yıl Bakanlık genel ülke tanıtımı esaslı 100 milyon dolar, THY 200 milyon dolar, tur operatörleri 100 milyon dolar ve Google’da da 100 milyon dolarlık harcama yapılıyor. Yani yaklaşık yarım milyar dolarlık tanıtım harcaması ağırıklı olarak ülke tanıtımına dayalı olarak gerçekleştiriliyor.
Bir turizmci dostum bu tanıtımları değerlendirirken, “Bizim tanıtım harcamalarımız modası geçmiş, deniz-kum-güneş manzaralı fotoğraflı ülke tanıtımı ağırlıklı. Dünyada birçok yerde benzerleri bulunabilecek esaslı. Oysa, artık birçok ülke, ülke tanıtımından çok bölge ve kent tanıtımlarını esas alan bireysel karar vericilere hitap eden, onlara cazip gelecek konularda tanıtım için harcama yapıyorlar. Bizim de model değiştirmemiz genel ülke tanıtımı yerine, farklılık taşıyan yöre tatımına ağırlık vermemiz gerekir. Kapadokya, Nemrut, Urfa’da Göbeklitepe, Çanakkale’de Truva, Çoruh’ta rafting, Karadeniz’de yayla turizmi, İstanbul’da festivaller, kongreler gibi konulara özel çağrı yapan tanıtım harcamalarına ağırlık vermemizin zamanı geldi. Ülke tanıtım harcamaları suya yazılan bir yazı gibi oluyor. Dünyadaki birçok benzeri tanıtımdan farklılık taşımadığı için, bireylerin özel taleplerine, hobileriyle hitap etmiyor. Turizm gezilerini özel talepleriyle birleştirme isteklerine cevap vermiyor. Bunun için turizm tanıtım kampanyalarında model değiştirmemiz gerekiyor” diyerek, değişimin yönünün kent ve bölge tanıtımına yönelmesi gerektiğinin altını çizdi.
Dostuma, tanıtımda ülkemizde bu farklı yapıya geçen yöreler var mı? diye sorduğumda şu yanıtı aldım:
“Benim takip ettiğim kadarıyla Türkiye’de yurt dışı tanıtımlara ağırlık veren yerel yönetimler arasında, Antalya genel tanıtımı, Belek, Bodrum, Seferihisar, Didim, Dikili, Mendedes, Selçuk, Hatay, Çanakkale, Tekirdağ’ın çalışmalarına tanık oluyorum. Fuarlara katılarak kendi tanıtımlarını yaparak, farklılıklarını ortaya koyarak , tek tek bireylere turizm çağrısı yapıyorlar. İstanbul’u da saymak isterdim, Ama eldeki olanaklarla karşılaştırdığımızda yetersiz görüyorum. Kapadokya bölgesi belediyeleri de bu konuda turizmden aldıkları payla orantılı yeterli çalışma yapmıyorlar.”
Turizmcilere göre bu alanda yapılması gerekenler neler?
“Sosyal medyayı kullanmak, çekici, özellik taşıyan, kendilerini ayrıştıran özellikleri ortaya koyan özel internet siteleri hazırlamaları gerekir. Kentlerini ziyaret edenlerin düşüncelerini de bu sitede aktarmalıdırlar. Hizmet standartlarını uluslararası düzeye yükseltmelidirler. Çevre düzenlemesi, çalışanların ve esnafın eğitimi ile turisti, ‘Rahat ettirilecek bir misafir’ olarak görüp, sorun yaşamalarının önüne geçebilmeleri gerekir ” açıklamaları ve uyarılarını yaptılar.
Kamu otoritesinin ise bu amaçla bir veri tabanı kurarak, veri yönetimini sağlayarak destekçi olmasınında önemli ve gerekli olduğunu söylediler.
Bu değişimin artık birey olarak gidecekleri yere kendileri karar verip, gezilerini kendileri organize eden turistlere hitap edeceğini, tirizmde yeni trendin bu olduğunu belirtirtiler. Bu şekilde gelen turistlerin harcamalarının turla yada ‘herşey dahil paketiyle’ gelen turistlerden çok daha yüksek olacağını belirtiyorlar.
Bakalım bizim turizm tanıtımımız bu yeni modele ne oranda dönüşebilecek ve turizmimiz İstanbul-Antalya-Muğla (Bordum Marmaris) ağırlıklı yapıdan yurda yayılacak şekilde geliştirebilmek için, sektör tamsilcilerinin belirttiği gibi turizm tanıtımında bu yeni modele geçmemiz gerekir.