Turizm acente, rehber ve benzerlerine ödenen alışveriş komisyonlarında K
Bilindiği gibi, turizm acente, rehber ve benzerlerince turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkanlara/mağazalara götürmeleri karşılığında bu işletmelerden komisyonlar alınmaktadır. Çoğu zaman bu komisyonlar için belge düzenlenmemekte ve kayıt dışı kalmaktadır. Son zamanlarda bazı turistik yörelerde yapılan yaygın denetimlerde bu konunun üzerine gidilmiş ve bu tür komisyonların kayıt altına alınmasını sağlamaya yönelik girişimlerde bulunulmuştur.
Alınan bu komisyonların gelir ve kurumlar vergisi karşısındaki durumunun ne olduğu ve nasıl belgeleneceği, komisyonu alan acente, rehber ve benzeri kişilerin durumuna göre değişebilmektedir. Esas itibariyle, bir aracılık işlemi olarak adlandırılabilecek bu tür hizmetler, bu hizmetlerdeki devamlılık unsuru da dikkate alınarak, elde edilen gelirin niteliği itibariyle "ticari kazanç" veya "arızi ticari kazanç" olarak sınıflandırılabilir. Bu tür aracılık hizmetini ticari bir işletme bünyesinde yapanlar için bu gelirler "ticari kazanç" olarak adlandırılacak ve bu komisyonlar için fatura düzenlenecektir. Keza, bu tür işlemler kurumlar vergisi mükellefleri tarafından yapılıyorsa, elde edilen gelir kurum kazancı olacak ve bu komisyonlar için yine fatura düzenlenecektir.
Rehberlik ve benzeri faaliyetleri devamlı yapan kişiler bu işlerini bir kurum bünyesinde değil de kişisel olarak yapıyorlarsa ve Vergi Usul Kanunu'nun 155. maddesindeki şartlardan en az ikisini taşıyorlarsa, bunların elde ettikleri gelirler "serbest meslek kazancı"dır ve elde ettikleri bu tür komisyon gelirleri için de "serbest meslek makbuzu" düzenlemek zorundadırlar. Eğer rehberler Vergi Usul Kanunu'nun 155. maddesindeki şartlardan en az ikisini taşımıyorlarsa, bunlar "serbest meslek erbabı" sayılmazlar ve bunların rehberlik faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları gelir vergisinden muaftır. Dolayısıyla, kazançları gelir vergisinden muaf olan bu rehberler serbest meslek defteri tutmak zorunda olmadıkları gibi belge de düzenleyemezler. Ancak, gelir vergisinden muaf olan bu kişilere yapılan ödemeler, ödemeyi yapan dükkan ya da mağaza sahiplerince düzenlenecek "gider pusulası" ile belgelenebilir.
Vergi Usul Kanunu'nun 155. maddesinde "serbest meslek erbabında işe başlamanın belirtileri" başlığı altında, aşağıdaki haller sayılmıştır:
1-Muayenehane, yazıhane, atölye gibi özel işyerleri açmak;
2-Çalışılan yere tabela, levha gibi mesleki faaliyette bulunulduğunu ifade eden alametleri asmak;
3-Her ne şekilde olursa olsun devamlı olarak mesleki faaliyette bulunduğunu gösteren ilanlar yapmak;
4-Serbest olarak mesleki faaliyette bulunmak üzere mesleki teşekküllere kaydolunmak.
Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesi hükmüne göre, Türkiye'de yapılan serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki hizmetler katma değer vergisine tabi olup, serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tespit edilmektedir. Dolayısıyla, yukarıda belirtilen şartlardan en az ikisini taşımayan ve bu nedenle gelir vergisinden muaf olan rehberlerin verdiği hizmetlerde katma değer vergisi söz konusu değildir. Yukarıda açıklanan diğer durumlarda ise, alınan bu komisyonlar katma değer vergisine de tabidir.
11.07.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 110 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nde, yukarıda yapılan açıklamalara yer verilmeden, turizm acente, rehber ve benzerlerinin turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkanlara/mağazalara götürmeleri karşılığında bu işletmelerden aldıkları komisyonların genel oranda (%18) KDV'ye tabi olduğu belirtilmiş ve bu komisyonlar için KDV Kanunu'nun (9/1) maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, bu tebliğin yayımını izleyen günden itibaren geçerli olmak üzere, (2/3) oranında KDV tevkifatı uygulanması uygun görülmüştür.
Buna göre; 12 Temmuz 2008 tarihinden itibaren, turizm acentesi, rehber ve benzerleri tarafından turist kafilelerini alışveriş etmeleri için belirli dükkanlara/mağazalara götürme karşılığında bu işletmelerden alınan bedeller üzerinden hesaplanan KDV tutarına (2/3) oranında tevkifat uygulanarak, ödemeyi yapan işletmeler tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Bu tevkifat uygulamasından doğan KDV alacaklarına ilişkin nakden veya mahsuben iade talepleri, miktarına bakılmaksızın, münhasıran banka teminat mektubu veya vergi inceleme raporu ile yerine getirilecek, iadenin teminat karşılığında yapılması halinde teminatlar, olumlu vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibariyle çözülecektir. ıadenin vergi inceleme raporu karşılığında alınmak istenmesi durumunda iade talebi, vergi inceleme raporunun vergi dairesine intikal ettiği tarih itibariyle geçerlilik kazanacaktır.
ıade yapılabilmesi için alıcının bu tevkifatla ilgili 2 no'lu KDV beyannamesini vergi dairesine vermiş olması zorunludur.
ıade talebi bir dilekçe ile yapılacak ve dilekçeye;
- Tevkifata tabi hizmetlere ilişkin fatura veya benzeri belgelerin fotokopileri veya bu belgelere ait bilgilerin dökümünü gösteren liste,
- ıade talebinin yapıldığı döneme ilişkin indirilecek KDV listesi,
eklenecektir.
Öte yandan, tevkifat kapsamına alınan bu işlemlerde komisyon alanlar, tevkifat uygulanan bu hizmetleri ile bu hizmeti verdikleri alıcılara ait bir listeyi izleyen ayın 15'inci gününün mesai saati bitimine kadar bağlı oldukları vergi dairesine vermek zorundadırlar.
Buna göre tevkifat uygulanan her satış faturası veya serbest meslek makbuzu itibariyle;
-Faturanın/serbest meslek makbuzunun tarih ve numarası,
-Tevkifat uygulanan hizmetin niteliği, tutarı,
-Hizmetin tabi olduğu KDV oranı, toplam hesaplanan KDV tutarı, tevkifatı yapan dükkan ya da mağaza tarafından tevkif edilen ve komisyonu alan tarafından beyan edilecek KDV tutarları,
-Alıcının (dükkan ya da mağaza sahibinin) kimlik bilgileri ile bağlı olduğu vergi dairesi ve vergi kimlik numarası,
bir liste halinde düzenlenerek bu hizmeti veren mükellefler tarafından doğruluğu imza ve kaşe tatbik edilmek suretiyle onaylanacak ve yukarıda belirtilen süre içinde vergi dairesine verilecektir.
Belirtilen süre içinde bu listeyi vermeyen veya eksik veren mükellefler, alıcının (dükkan ya da mağaza sahibinin) tevkifat tutarını beyan etmemesi veya beyan etmekle birlikte vergi dairesine ödememesi halinde Hazine'ye intikal etmeyen vergi tutarlarının ödenmesinden alıcılar ile birlikte müteselsilen sorumlu olacaktır.