Tüketmediğin elektrikten nasıl para kazanırsın?
Türkiye’de elektrik piyasasının serbestleşmesi çalışmaları devam ediyor. Dağıtım tamamen özelleştirildi. Üretimde özel sektörün payı artmaya devam ediyor. Çünkü devlet istisnai haller dışında sıfırdan elektrik üretim tesisi kurmayı bıraktı, elindeki üretim tesislerini de özel sektöre devrediyor, edecek.
Yine de elektrik fiyatlarının piyasada serbestçe oluşabilmesi için daha alınacak epey yol var. Bir kere, serbestleşme anlayışının vatandaşın kafasında tam anlamıyla yer etmesi için elektriği daha ucuza satan tedarikçiden alabilme imkânlarının artması, iyice görünür hale gelmesi şart.
Bunu sağlamak için hem yasa koyucuya, hem siyasi otoriteye hem de düzenleyici kuruluşlara rol düşüyor. Tüm tüketicilerin elektriği istediği yerden alabilmesi için serbest tüketici limitinin sıfırlanması, yapılacak işlerden sadece bir tanesi ve belki de en basiti.
Asıl iş, Enerji Borsası’nın faaliyete geçirilmesi. Yasaya göre borsa faaliyetini yürütecek olan Elektrik Piyasaları İşletme AŞ adlı şirketin bundan yaklaşık 7 ay önce kurulması gerekiyordu. Henüz kurulmasa da bu şirketin eli kulağında diyebiliriz.
Peki enerji borsasında kimler alım satım yapacak? Sadece büyük ve orta ölçekli üreticiler, tedarikçiler mi? Sokaktaki tasarruf sahibi vatandaş da bu borsada işlem yapabilecek mi?
İleride, vadeli elektrik alım-satım kontratları bu borsada işlem görmeye başladığında, evet, sokaktaki vatandaş da bu kontratlar üzerinden para kazanma çabası içine girebilecek.
Peki elektrik tüketicileri bu oyunun neresinde? Yani bir ürün alınıp satılıyorsa, tüketicinin de bir şekilde bu piyasanın içinde olması gerekmez mi? Yoksa tüketici bu enerji oyununda dış kapının mandalı mı?
Yani benim tüketimim üzerine bir oyun kurulacak ama benim dışımda hemen herkes bu oyundan kâr sağlayabilecek. Ben ise dışarıdan seyredip, sadece borsada oluşacak referans fiyatlara endeksli şekilde oluşturulacak maliyetlere güvenip bekleyeceğim öyle mi?
Tamam, sokakdaki vatandaşın, hane halkı tüketicisinin piyasa oyuncusu olmasını beklemek çok akıl kârı değil. Ama büyük ölçekli tüketicilerin bir şekilde bu oyunun parçası haline gelmesinin önü açılmalı. Yani nasıl ki elektrik üreticisi şirketler üretimden gelen güçlerini kullanarak daha yüksek kârla satış yapmaya çalışıyorlarsa, tüketici de tüketimden gelen gücünü kullanabilmeli. Ancak bu sayede serbest piyasa oluşumu tam anlamıyla sağlanmış olur.
Elektriği daha ucuza alabilecek güce kavuşmak için tüketicilerin kooperatifl eşme yoluyla bu alandaki fırsatları değerlendirmeleri mümkün kılınamaz mı?
Bu arada yüksek miktarlarda elektrik kullanan sanayi elektriği tüketicileri ya da ticarethaneler zaten tüketimden gelen güce sahipler. Hiç olmazsa onlara bu gücü kullanarak piyasada ticaret yapma imkânı yapılması ciddi ve ekstra bir ticaret imkânı doğuracaktır. Hatta sadece ticaret imkanı yaratmakla kalmayıp, tüketimi zorunlu olmadığı halde elektrik üretmekten kurtularak tasarruf sağlayabiliriz.
Bunu biraz açalım. Örneğin yılda 10 milyon kWh elektrik tüketen bir sanayi kuruluşu, elektrik tedarikçisiyle imzalayacağı anlaşmaya bir madde koyup, “her ayın şu kadarlık saat diliminde olmak üzere, yılda X saat kadar makinelerimi stop ettirip elektrik tüketmeyebilirim” diyebilir. Bunun karşılığında da tedarikçi firmadan ciddi bir indirim ya nakit geri ödeme alabilir. Tedarikçi firma ise zaten belli bir fiyattan satmak zorunda olduğu bu elektriği, o tüketici yerine daha pahalıya kullanmaya o anda razı bir başka kullanıcıya satabilir. Tedarikçi, anlaşmaya koyduğu ve tüketim esnekliği sağlayan madde nedeniyle yaptığı ön ödemenin dışında, sattığı elektriğin kontratta yazan fiyatı kadarını da ilk tüketiciye ödeyebilir. Eski kontrat fiyatı ile fiilen yaptığı yüksek satış fiyatı arasındaki fark da tedarikçinin ek karı olur. Ayrıca bu sayede piyasadaki elektrik talebi arttı diye pahalı yakıtlı santralleri çalıştırmak yerine o anda tüketmek zorunda olmayanların elektriğini keserek birincil enerji kaynağı tüketimi azaltılmış olur. Tedarikçi firmaya burada ek bir ticaret imkanı yaratarak kazanç sağlanırken, tüketiciye de tüketmediği elektriğe bırakın para ödemeyi, üste para alarak, elektrik tüketmemekten kaynaklanan kaybının daha da üzerinde bir kazanç sağlanmış olur.
Aslında piyasada sadece esnek elektrik tüketim kapasitelerini toplayıp ihtiyaç duyanlara satarak faaliyet gösterecek şirketler bile kurulabilir. Bunun Fransa ve ABD’de örnekleri bulunuyor. Ve bu firmaların topladığı kapasiteye literatürde verilen isim de ilginç: Sanal santraller… Türkiye’de neden olmasın?