Tüketimi kısma ve büyüme
Tüketim harcamalarının olumsuzluk yarattığı düşüncesi ve cari açık sorunu nedeniyle bir süredir düşünülen önlemlerle ilgili olarak adım BDDK tarafından atıldı. BDDK kredili ve taksitli satışlar konusunda birçok sektörü etkileyeceği düşünülen “Banka ve kredi kartları ile bankaların kredi işlemlerine ilişkin yönetmelik taslağını” yayınladı.
Sektör temsilcilerinin ilk değerlendirmelerini haberleştiren arkadaşlarımızın aktardıkları şöyle: Bankacılık sektör temsilcileri çoğunlukla açıklama yapmaktan uzak dururken, görüş bildiren bir bankacı düzenlemeyi olumlu bulduğunu belirtiyor. Kredi kartları, taksitlendirmede kullanılacak bir araç değilken bizde öyle kullanılmasıyla hem tüketicinin hesabını şaşırdığını hem de vade riskinin bankalar üzerinde kaldığını belirtiyor. Yeni düzenleme ile doğru olan şekilde piyasanın risk almasının söz konusu olacağı görüşünü ortaya koyuyor.
Sektörlerinin olumsuz etkileneceğini öne süren otomotiv sektör temsilcileri, 2014 yılı için ortaya koydukları 800-860 bin hedefi ile ilgili olarak, sektörün aşağı yönde revize çalışması yapacağını belirtiyorlar.
Elektronik sektör temsilcileri de yeni uygulamaların sektörlerinde talebi olumsuz etkileyeceğini ifade ediyorlar. Kredi kartlarında 9 ay olan taksitlendirmenin bazı sektörlere getirilen 6 aylık kısıtlamanın bu olumsuzluğu artıracağını belirtiyorlar.
Konut sektöründen görüş bildiren bir temsilci, tüketicilerin lüks tüketime yönelen harcamalarında kısıtlamaya giderken, bunun temel ihtiyaç olan konut satışlarını olumlu etkileyeceğini öne sürüyor.
Mobilya sektör temsilcileri sektörlerinde genel taksit süresinin 12 ay olduğunu belirterek, yeni düzenlemenin sektörlerinde önemli bir daralmaya yol açabileceğini düşündüklerini belirttiyorlar.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dün katıldığı toplantıda, BDDK kararlarını ele alırken, bankacılık sektörünün sağlam yapısını korumayı amaçladıklarını belirtip, “Daha mütevazı ama daha kaliteli bir büyümeyi arzuluyoruz, Cari açığı da düşüreceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Bu yılın ilk altı aylık dönemindeki yüzde 3.7’lik büyümemizin yüzde 75.6’sına tekabül eden özel tüketim harcamalarının büyümede 2.8 puan payı olduğunu biliyoruz.
Konuyu değerlendirirken, tüketime dayalı büyümeden uzaklaşmanın olumlu değerlendirilmesini doğru görüyorum.. Ancak, tüketim kısıtlamasıyla büyüme daralmasına karşın, büyümeyi ivmelendirip en az yüzde 5’ler seviyesinde tutabilecek, reformlara ihtiyacımız olduğu unutulmamalıdır. Bizim 2023 hedeflerimiz açısından büyümemizin önemi ortadadır.Tüketime dayalı büyümeden uzaklaşmaya çalışırken, yatırım, üretim ve ihracata dayalı büyüme modelini gerçekleştirebilmek için yeni reformlar içeren bir kalkınma modeli yaratmamızın gereği için vakit kaybetmeden harekete geçmeliyiz...