Tüketim ve faize duyarlı sektörlere dikkat!

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR EKONOMİ GÜNLÜĞÜ [email protected]

Yılbaşından itibaren sıkılaştırma sürecini hızlandıran Merkez Bankası, seçimden sonra da sadeleşme adımlarına devam ediyor. Şubat ayında beklentilerin üzerinde gelen enflasyonun etkisiyle faiz artırımına ilave olarak sıkılaştırma adımlarına başlayan Banka, katılaşmaya başlayan talep enflasyonunu kırmak için kredi ve kredi kartları tarafında bir dizi önlem açıkladı.

Merkez Bankası sıkı para politikası duruşunu destekleyici ilave sıkılaşma adımları kapsamında, kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılıklar tesis edilmesine karar verirken, taşıt hariç, kredilerde de sınır düşürüldü. Fakat tüm bu adımlara rağmen seçimlerden önce hem kredi hem kredi kartı tarafında büyümenin devam etmesi sonucunda Merkez seçimlerin hemen ardından yeniden harekete geçti. TCMB son olarak da cuma günü sıkılaştırma adımlarına yenilerini ekledi.

Peki, bu ve bundan sonra atılacak adımlar şirket ve sektör hisselerini nasıl etkileyecek? Uzmanlar, sıkılaştırma adımlarının tüketimi kısacağını ve bu durumunda şirket bilançolarına yansıyacağını belirterek, bu adımların kredi maliyetine duyarlı dayanıklı tüketim, otomotiv, mobilya, konut/inşaat sektörlerinde ciro büyümelerinde hız keseceğini tahmin ettiler.

Büyüme yanlısı politikalardan feragat edilecek

Ak Yatırım Araştırma raporunda, dezenflasyonun makro politika önceliği olmasını beklediğini belirterek, yerel seçimlerin ardından enflasyonla mücadelede siyasi kararlılığın artacağı ve yurt içi talebi yavaşlatıp makro istikrarı tesis etmeye dönük para ve maliye politikaları kolaylaştırıcı bir zemin olduğu ifade edildi.

Raporda, bu nedenle yılın geri kalanında büyüme yanlısı politikalardan kısmen feragat edilerek dezenflasyonun politika önceliği olduğu ve artan makro finansal istikrar vurgusu ile ülke risk priminin ve kredi notunun iyileştirilmesi yönünde parasal ve mali disiplinin güçlendirileceği bir süreç bekledikleri belirtildi.

Raporda, şu ifadeler yer alıyor: 

Yabancı girişleriyle orta vadeli yükseliş sürecek

“Bu süreçte enflasyonun ana eğilimde kalıcı düşüş eğilimi belirginleşinceye kadar politika ve piyasa faizlerinin aşağı gelmeyeceği, kredi maliyetine duyarlı dayanıklı tüketim, otomotiv, mobilya, konut/inşaat sektörlerinde ciro büyümelerinin hız keseceği, yatırım ve işletme sermayesinde dış kaynağa ihtiyaç duyan şirketlerde finansman giderlerinin arttığı, TL’nin reel olarak değerlendiği ve özellikle emek yoğun ihracatçı sektörlerde kâr marjlarının daralacağı, kur istikrarının sağlanmasıyla ülke risk priminin gerilediği; özellikle mali sektörün yurt dışından borçlanma koşullarının iyileşeceği ve BIST’de yabancı girişlerinin de katkısıyla orta vadeli yükseliş eğiliminin süreceği bir görünüm bekliyoruz. 

Bu kapsamda banka, sigorta, holding, gıda perakendeciliği, gıda/içecek, sağlık hizmetleri, telekom sektörlerinin olumlu ayrışmasını; buna karşılık dayanıklı tüketim, otomotiv, inşaat, çimento sektörlerinin, büyüme hisselerinin ve elektrik ekipman üreticilerinin BIST’de geride kalmasını öngörüyoruz."

Olumlu bir sürece girdik hisse seçimi çok önemli

Tera Yatırım Strateji ve Bireysel Portföy Yönetim Direktörü Volkan Dükkancık, “TCMB’nin son faiz hamlesi ve geride kalan seçimler bir süredir hızı kesilen ve seçim sonrasını bekleyen yabancı yatırımcıyı tekrar harekete geçirdi. Başta banka ve holdingler olmak üzere endeks ağırlığı yüksek hisselerde artan yabancı ilgisiyle ciddi pozitif ayrışma yaşanıyor. Yabancının almaya başladığı ve alacağı büyük hisseler için oldukça olumlu bir sürecin başında olabiliriz” dedi.

Bu noktada yatırımcıların hisse seçiminde çok dikkatli olması gereken bir süreç olunduğunu belirten Dükkancık, şu önerilerde bulundu: “Sadece çarpan bazında ucuzluğun ötesinde, yatırımcıların şirket seçimlerinde içinde bulunduğumuz mevcut döngüye karşın faaliyet alanı ve operasyonel yapısı ile olası ekonomik durgunluktan etkilenmeyecek, güçlü nakit akışı ve nakit pozisyonu, ağırlıklı döviz geliri yaratabilen mali yapısı ile yeni yatırımlarında veya borç ödemelerinde finansman sorunu yaşamayacak şirketlere odaklanmalarının önem arz edeceğini düşünüyoruz.

Ekonomide sıkı ve kararlı duruşun sürdürüleceği noktasında ikna edilmiş bir piyasa, seçimlerin arkada bırakılmasıyla birlikte kendine yeni bir hikaye yaratma eğilimine girmek isteyecektir. Ancak yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yavaşlayan büyüme bu hikayeyi fiyatlamanın zamanlaması ve sektör/ hisse seçimi konusunda çok dikkatli olmayı gerektiriyor. Bu dönemde hisse portföyü oluşturmaya çalışan yatırımcılar, büyüme ve faiz duyarlılığı yüksek olan otomotiv, beyaz eşya, cam, demir-çelik gibi sektörlerden; yabancı ilgisinin olduğu sektörlerle birlikte talep esnekliği düşük, büyüme duyarlılığı zayıf, defansif ve kendi hikayesi olan, iletişim, gıda ve gıda perakendeciliği, enerji dağıtım, sigorta ve havacılık gibi sektörlere yönelebilir.”

İşletme sermayelerindeki erozyon nasıl telafi edilecek?

Ekonomist Serdar Pazı, “Faizlerin yukarı geldiği ve daha fazla yukarı gitmese de, en azından uzun bir süre burada kalacağı bir ortamda, şirketlerin işletme sermayelerindeki enflasyona bağlı yaşanan erozyon ve bunun nasıl telafi edileceği sorusu ön plana çıkıyor” dedi.

Bu noktada başta gıda perakende olmak üzere genel olarak perakende sektörünün daha düşük bir işletme sermayesi ihtiyacı ve tedarikçilerine daha uzun vadeli ödeme yapma özelliği ile ön plana çıktığını kaydeden Pazı, “Kredi maliyetlerinin yukarı gelmesi bu sektöre en duyarlı sektör olan inşaatı geride tutabilir. Çimento, GYO, cam ve seramik gibi sektörler için kamu tarafından kentsel dönüşüm açısından teşvikler gelmedikçe görece zor bir ortam söz konusu olacaktır. Sigortacılık sektörü de toplanan prim havuzunun yüksek faiz ortamında daha iyi nemalandırılması ile ön planda yer alacaktır. Otomotiv ve dayanıklı tüketim tarafında iç talebin zayıf seyri, Avrupa’da kısmi toparlanma ile telafi edilebilir. Telekom tarafında ise yüksek altyapı yatırımları gerekliliği ile enflasyonun üzerinde artan tahsilatın birbirini dengelemesi muhtemel.”

Menkul kıymet tesisi uygulaması bitiyor

Merkez Bankası, bankaları düşük faizli, uzun vadeli tahvil almaya zorlayan kısıtları azaltıyor. Bu kapsam Merkez Bankası, menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyi yakın zamanda sonlandırmayı planlıyor. Yapılan düzenlemeyle menkul kıymet tesisine tabi yükümlülüklere uygulanan menkul kıymet tesis oranının yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürülmesine, kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin uygulamanın sonlandırılmasına karar verildi. Yapılan açıklamada ayrıca söz konusu düzenlemenin yakın zamanda sonlandırılması planlanmaktadır denildi. Merkez Bankası’nın makroihtiyati çerçevede sadeleşmeye ilişkin duyurusunda, TCMB’nin, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak şekilde makroihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam ettiği belirtildi.

Kartta aylık azami akdi faiz %4,25’e yükseltildi

Merkez Bankası sıkılaştırma adımlarına devam ediyor. Kredi kartlarına yönelik bir sıkılaştırma adımı daha atıldı. Buna göre kredi kartı işlemlerinde (nakit çekim veya kullanım işlemleri hariç) uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı yüzde 3,66’dan yüzde 4,25’e çıkarıldı. Merkez Bankası (TCMB), kredi kartı aylık azami akdi faiz oranı hesaplama yönteminde değişikliğe gitti. Söz konusu oranın, aylık referans orana 55 baz puan yerine 114 baz puan eklenerek belirlenmesine karar verildi. Yeni yönteme göre, hesaplanan aylık azami akdi faiz oranı yüzde 3,66’dan yüzde 4,25’e yükseldi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar