Tüketim coşarken yatırımlar neden yerinde sayıyor?

İsmet ÖZKUL
İsmet ÖZKUL KRİTİK AÇI [email protected]

Ekonomi yönetimi Türkiye’nin Avrupa Birliği ve OECD içinde en hızlı büyüyen ekonomilerden birisi olduğuyla övünürken yatırımlar yıllardır yerde sürünüyor. Sayfada gördüğünüz grafik 2011 yılının son çeyreğinden bu yana bir yıllık toplam gayrisafi yurtiçi hasılanın tüketim ve yatırım bileşenlerinin seyrini gösteriyor. 2011 yılının son çeyreğindeki yıllık toplam değerlere 100 değerini vererek oluşturulan grafik, özel sektör yatırımlarının nasıl yerlerde süründüğünü çarpıcı bir şekilde gözler önünü seriyor.

Özel sektör yatırımları 4 yıldan uzun bir süredir 2011 yılı sonu düzeyinin altında seyrediyor. Özel sektör yatırımları 2011 son çeyreğinden sonraki 6 çeyrekte ciddi bir gerileme gösterdikten sonra hafifçe yükselmeye başlıyor. Ancak 17 çeyrek sonrasında hala 2011 sonundaki düzey yakalanabilmiş değil. 

Ama aynı dönemde kamu yatırımları adeta füze gibi artmış. Ancak kamu yatırımlarındaki bu hızlı artış özel sektörü de etkileyen bir yatırım canlanması yaratamamış. Özel kesim kamudaki harekete rağmen yatırımlarını artırmaya yönelmemiş.

Daha önemlisi tüketimdeki ciddi artış da özel sektörü yatırıma yönlendirmeye yetmemiş. Tabloda görülen büyüme oranları tüketim ile özel sektör yatırımları arasındaki eğilim farkını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Ailelerin yıllık toplam özel tüketim harcaması 2011’in son çeyreği ile 2016’nın ilk çeyreği arasında yüzde 12.74 artmış. Kamunun nihai tüketim harcamalarında aynı dönemde gerçekleşen artış yüze 29.29 ile kat kat daha fazla olmuş. Kamunun mal ve hizmet alımlarındaki artış ise yüzde 40.49 gibi bir düzeye ulaşmış. Aynı dönemdeki ihracat artışı ise yüzde 14.25 düzeyinde. İhracat ile yurtiçindeki toplam nihai tüketim harcamalarının toplamının ortalama artışı ise yüzde 14.81 düzeyinde.

Tüketim ve ihracat böyle artarken yatırımlar yerinde saymaya devam ediyor. 2011’in son çeyreği ile 2016’nın ilk çeyreği arasında yıllık toplam yatırım miktarı artışı sadece yüzde 3.80. 

Üstelik bu kadarcık artış bile kamu yatırımlarının roket hızıyla artması sayesinde gerçekleşiyor. Bu süre içerisinde kamu yatırımları yüzde 35.57 artmış durumda. Devletin makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyüme yüzde 58.86’yı bulmuş.

Buna karşın özel sektör yatırımları 17 çeyrek sonrasında 2011 son çeyreğinin hala yüzde 1.59 altında. Üstelik özel sektör yatırımlarındaki düşüşü, inşaat yatırımlarındaki artış bir ölçüde sınırlamış. Aynı dönemde özel sektörün inşaat yatırımları yüzde 9.36 büyümüş. Buna karşın ekonominin geleceği açısından asıl önemli olan özel sektör makine teçhizat yatırımları yüzde 6.41 küçülmüş.

Bu süre içinde nüfus 4 milyon kişi ve yüzde 5.38 artmış, tüketim ve ihracat artmış ama özel sektör bir türlü yatırımlarını artırmaya yönelmemiş. Bu, ortada ciddi sorunlar var demektir. 

Bu sorunların bir bölümü ekonominin hastalıklarına dair. Sıcak paranın politik istismarına dayalı sakat ekonomi politikaları, ekonomiyi sıcak paraya aşırı bağımlı hale getirdiği için global sıcak para akımları tersine dönünce yatırımın da nefesi kesildi. Şirketlerin borç ve açık pozisyon yükü, kurların sürekli yükselmesi, özel sektörü uzun vadeli yatırımlara yönelmekten caydırıyor.

Yatırımları caydıran bir diğer faktör ise siyasi gelişmeler. Güneydoğu’da süren savaş hali ve Suriye bataklığının yarattığı riskler Demokles’in kılıcı gibi duruyor. Diğer tarafta basın ve ifade özgürlüğünün, farklı seslerin alabildiğine kısıldığı, yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkelerinin altının boşaltıldığı, otoriter tek adam yönetim tarzının giderek daha güçlendiği, yürütmeye sorumsuz uygulama imkanları getirirken yargı denetiminin yolunu tıkandığı mevcut koşullar, artık yatırımcılar için ekonomik faktörlerden daha ürkütücü ve caydırıcı faktörler. Bu atmosfer altında son olarak gündeme gelen kayyum yasası adımları, yangına benzin dökmek olacaktır. 

catsbbbfffbbfsf.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar