Tüketiciye güveniyorlar
Geçtiğimiz yıl tüm dünyada otomotiv sektörü açısından kabus gibi başlamıştı. Global kriz, hiç şüphesiz ilk önce otomotivcileri vurmuş ve satışlarda tarihi gerilemelere neden olmuştu. Ülkemizde altı ay kademeli olarak uygulanan ÖTV indirimi sayesinde otomobil pazarındaki kabus, pembe bir tabloya dönmüştü.
2009’u bitirip 2010’a girerken, tüm sektörde yapılan tahminler ÖTV indiriminin sona ermesi ile birlikte pazarın önemli oranda gerileceği yönündeydi. Hatta bu yüzden birçok firma, merkeze verdikleri satış tahminlerinde muhafazakar davranmıştı.
Oysa evdeki hesap yine çarşıya uymadı. Tüketiciler, sanki ÖTV indirimi hiç bitmemiş gibi bayilere akın ettiler. Firmalar deyim yerindeyse araç yetiştiremez hale geldi. Bu noktada, Euro’nun düşük seyretmesi fiyatların üzerindeki artış baskısını ortadan kaldırınca tüketicilere uygun fırsatlar doğdu. Hatta, Euro’nun gerilemesinin fiyatlara yansıması ÖTV indirimini bile geride bıraktı. Bu durum firmaların artık geleneksel hale gelen kampanyalarına daha rahat devam edebilmelerinin önünü açtı.
Rekabette geri kalmamak için sektörün tüm oyuncuları farklı enstrümanları kullanarak kampanya yapmaya başladı. Sektörde yaşanan bu hareketlilik pazarın 600 binli rakamlara dayanmasının yolunu açtı. Ancak, bu özel dosyayı hazırlarken görüşlerine başvurduğumuz otomotiv sektörünün önde gelen yöneticileri, satışlardaki artışın sadece Euro ya da faizlere bağlanmaması gerektiğini ekonomik istikrara bağlı olarak, artan Tüketici Güven Endeksi’nin de tüketicilerin alıma geçmesinde önemli olduğunu vurguluyor.
Söz konusu endeksin belirli bir istikrarın yakalandığına yönelik önemli bir işaret olduğunu vurgulayan yöneticilere göre bu durum yıl sonuna kadar benzer seyrini sürdürecek.
Fakat, tüm yorumların arasında bir tanesinin de dikkatimi çektiğini ve ayrı bir parantez açılması gerektiğini düşünüyorum. Nissan Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu’nun yorumu diğerlerinden önemli bir nüansla ayrılıyor. Ekonomik değerlendirmelerin hepsinde ortak dili paylaşan Sancaktaroğlu, politik gerilime dikkat çekiyor. Normal şartlarda daha bir rehavet içinde geçmesine alışık olduğumuz yaz aylarında bu kez terör başta olmak üzere yoğun bir baskı havası bulunuyor. Eğer Sancaktaroğlu’nun öngörüsü tutarsa ki hiç birimizin dileğinin bu olduğunu düşünmüyorum, otomotiv pazarının hızla gerilemesi kaçınılmaz olacaktır. Bu yorumun kaynağında ise Nisan sonundan, Mayısa doğru geçen dönemde, satışların beklenenin ötesinde duraklaması yatıyor olabilir. Lakin, yine de henüz kriz senaryolarını raflardan indirmek için erken sayılabilir.