Tüketici ve güven; yan yana gelemeyen iki kavram...
Türkiye İstatistik Kurumu ile Merkez Bankası'nın birlikte oluşturdukları tüketici güven endeksinin eylül ayı sonuçları tüketicinin ekonomiye olan bakışında olumlu yönde hiçbir ilerleme kaydedilemediğini ortaya koydu. Hatta bırakınız olumlu yönde gelişme yaşanmasını, tüketici ağustosa kıyasla eylülde ekonomiye daha karamsar baktığını ifade etti.
Sıfır ile 200 arasında bir değer alan ve 100'ün altında kalındığı sürece tüketicinin ekonomiye güven duymadığını gösteren endeks, eylül ayında 68.7 düzeyinde oluştu. Tüketici güven endeksinde, ağustostaki 71.1'lik düzeye göre yüzde 3.4 oranında bir gerileme oldu.
Tüketici güven endeksi geçen yılın eylülünde 74.3 düzeyindeydi. Yani güven endeksinde geçen yıla göre ortaya çıkan gerileme yüzde 7.5'i bulmuş durumda.
Tüketici güven endeksi dört temel soruya verilen yanıtlarla oluşturuluyor. Soruların tümü de gelecek 12 aylık dönemdeki beklentiyi belirlemeye dönük.
Dört sorunun dördünde de ekonomiye güven anlamında denge değeri olan 100'ün altında bulunuluyor.
Hanelerin maddi durum beklentisine ilişkin endeks 89.6 ve bir ay önceye göre yüzde 2.5 gerileme var. Maddi duruma ilişkin endeks, geçen yılın eylülüne göre ise yüzde 2.7 gerilemiş durumda.
Haneler, bir kendi maddi durumlarına ilişkin görüşlerini söylüyorlar, bir de genel ekonomik duruma ilişkin görüşlerini dile getiriyorlar. İşte genel ekonomik duruma ilişkin endeks de 94.7 düzeyinde ve bir önceki aya göre yüzde 3.3, bir önceki yıla göre yüzde 8 azalmış.
Yine gelecek bir yıldaki işsiz sayısı beklentisine ilişkin endeks 70.5 düzeyinde oluşmuş ve bu endekste ağustos ayına göre yüzde 2.7, geçen yılın eylül ayına göre yüzde 12.4 azalma olmuş. Ne var ki şu ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerekiyor. İşsiz sayısı beklentisine ilişkin endeksteki azalma, işsiz sayısında artış tahmin edildiğini gösteriyor. Yani bu değişimler, tüketicilerin işsiz sayısında artış olacağını beklediklerini ortaya koyuyor.
Ve son soru tasarruf etme ihtimali. Bu soruya verilen yanıtlarla oluşan endeks yalnızca 20.2 düzeyinde. Yani 0-200 arasında değer alabilen endeks yalnızca 20.2. Tasarruf etme ihtimaline ilişkin endeksin geçen aya göre yüzde 10, geçen yıla göre yüzde 7.2 gerilediği gözleniyor.
"Tasarruf için uygun, ama..."
Tüketici güven endeksi kapsamında yer alan bazı sorulara verilen yanıtlar, tüketicilerin aslında ekonomik gerçeklerin çok farkında olduklarını, ancak bu gerçeklere uygun davranacak koşullara sahip bulunmadıklarını da gözler önüne seriyor.
Tüketicilere, "mevcut dönemin tasarruf etmek için uygun olup olmadığı" sorusu yöneltiliyor. Alınan yanıtlarla oluşan endeks 66.1 düzeyinde.
Şimdi, "mevcut dönem tasarruf etmek için fena sayılmaz" diye okunabilecek şekilde yanıt veren tüketicinin buna paralel bir davranış sergilemesi ve tasarruf etme ihtimali konusunda da 66'ya yakın bir endeks değeri oluşturması beklenir, değil mi.
Ama öyle olmuyor, olamıyor. "Mevcut dönem tasarruf etmek için fena sayılmaz" diyen tüketici, "Peki tasarruf edecek misin" sorusuna ancak 20.2 düzeyinde bir endeks oluşturacak şekilde yanıt veriyor.
Hani hep dile getiriliyor ya, "Türkiye'de tasarruf oranı çok düşük" diye... Vatandaş tasarruf etmek istiyor istemesine de, bunu gerçekleştirecek artı kaynağa sahip değil ki, cebinde para kalmıyor ki...
Konut almak mı, o da ne!
Gelecek bir yıllık dönemde konut satın alma ya da inşa ettirme ihtimaline ilişkin endeks 6.6'ya kadar geriledi. Bu endeksin zaten çok yüksek seyrediyor olması beklenemez ama 6.6 da çok düşük bir düzeye işaret ediyor.
Konut satın alma ya da inşa ettirme endeksi daha önce en düşük düzeye 6.4 ile geçen yılın aralık ayında inmişti.
Konut tamiratına para harcama düşüncesini ortaya koyan endeks ise 23.9 düzeyinde bulunuyor.
Gelecek bir yıllık dönemde otomobil satın alma ihtimalini gösteren endeks de 10.3 düzeyinde.
Kuşku yok ki, gerek inşaat ve otomotiv, gerek beyaz eşya ve mobilya sektörlerinin, tüketici güven endeksinin detayında yer alan bu sorulara verilen yanıtları iyi okumaları gerekiyor.