Tüketici güveninde şaşırtan iyileşme, ekonomide GSYH'den sonra bir yüzde 11.1 daha!
Tüketici güven endeksinde ocak ayında hiç tahmin edilmeyen düzeyde çok yüksek bir iyileşme gerçekleşti. Tüketici güven endeksi ocak ayında aralık ayına göre yüzde 11.1 artış gösterdi. Bu oran, tüketici güven endeksinde şimdiye kadar kaydedilmiş “ikinci en yüksek ikinci” oran...
Tüketici güven endeksi 2004 yılında oluşturulmaya başlandı. Dolayısıyla elimizde 2004 yılı şubat ayından bu yana (ocak 2004'te oran oluşmadığı için) olan 15 yılın, yani 180 ayın oranları var. İşte bu 180 ay içinde en yüksek artış yüzde 22.9 ile 2015 yılının kasım ayında gerçekleşti. İkinci en yüksek oran yüzde 11.1 ile 2016 yılının ağustos ayında oluştu. Bu ayın yüzde 11.1'i de gümüş madalyaya ortak oldu. İşte bu yüzden ocak ayındaki yüzde 11.1'e “ikinci en yüksek ikinci” oran diyoruz.
1'li sayılar adeta uğurlu geldi. Hatırlanacaktır GSYH de geçen yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre yüzde 11.1 artış göstermişti.
Güven ne oldu da böylesine arttı?
Ekonomide ne oldu, nasıl bir gelişme sağlandı ya da gelecek bir yılda neler yaşanacağı anlaşıldı da bir ayda böyle çok hızlı bir iyileşme ortaya çıktı?
Vatandaş bir ay içinde ne düşündü de ekonomiye olan güven duygusunu bu düzeyde yukarı çekti? Detaylar ilginç...
Aralık ayına göre ocak ayındaki maddi durum beklentisi yüzde 7.3 iyileşti.
Genel ekonomik duruma ilişkin beklentide yüzde 9.7 iyileşme var.
İşsiz sayısı beklentisine ilişkin endeks yüzde 7.7 arttı; ama bu endeksteki artış işsizliğin azalacağı beklentisini yansıtıyor. Yani vatandaş önümüzdeki bir yılda işsizliğin azalacağını bekliyor.
Ve hele hele tasarruf etme ihtimali. Aralık ayına göre tam yüzde 49.7 artış oldu.
Sonuçta aralık ayında 65.1 düzeyinde bulunan tüketici güven endeksi yüzde 11.1 artarak ocak ayında 72.3'e çıktı.
Bu artışa rağmen gelinen düzey de önemli. Endeks 72.3 ve kötümserlikten kurtulup iyimserliğe geçişi gösteren 100'ün hala çok çok altında. Hem zaten kimse 100'e ulaşılacağını da beklemiyor.
Kur mu etkiledi, belki
Bazı çevrelere göre, tüketici güven endeksinin yönünü belirleyen temel etkenlerden biri döviz kurunun seyri. Döviz kurunda yaşanan geri çekilmenin Türk halkının moralini yükselttiği bir gerçek. Vatandaş kura çok duyarlı. Ama ocak ayında dolardaki geri çekilme çok sınırlı kaldı.
Dolar kuru ocak ayının ilk yarısında yüzde 1.3 geriledi. Kurda özellikle ilk yarıya bakmak gerekiyor, çünkü tüketici güven endeksinde saha çalışması da ilk iki haftada tamamlanıyor. Dolayısıyla doların yalnızca yüzde 1.3 gerilediği bir dönemde tüketici güven endeksinin yüzde 11.1 artmasını kur hareketiyle açıklamak pek doğru olmaz.
Başka etkenler devreye girmiş olmalı. Bunların başında işsizliğe ilişkin beklentideki iyileşme sayılabilir. İşsizliği ne ölçüde aşağı çeker bilinmez; ama istihdam seferberliğinin üstünde ısrarla duruluyor olması bu konudaki umutları artırmış görünüyor, bu açık.
Aslında belki diğer üç alt başlığı olumlu etkileyen de istihdama ilişkin beklentideki iyileşmedir. İş bulma umudu arttığı sürece genel ekonomik durum beklentisi de iyileşecektir, maddi durum beklentisi de ve nihayetinde tasarruf etme ihtimali de...
Yöntem de katkıda bulunmuş olabilir
Türkiye İstatistik Kurumu tüketici güven endeksini hesaplarken Türkiye'deki tüm haneleri temsil edecek şekilde belirlenen 4 bin 884 haneden bilgi topluyor, daha doğrusu toplamaya çalışıyor. Çeşitli nedenlerle tüm hanelerden yanıt alınamıyor. Ama ocak ayı anketine yüzde 85 dolayında katılım olduğunu biliyoruz. Yani 4 bin 200'e yakın hane ankete katılmış.
Ama bu ankette şöyle bir yöntem izleniyor. Bu 4 bin 884 hane, aynı temsili sağlayacak şekilde her ay değiştiriliyor. Dolayısıyla aralık anketine katılanlarla ocak anketine katılanlar tümüyle farklı ve bu haneler hiçbir zaman çakışmıyor, aynı haneye bir kere daha gidilmiyor.
Akla şu soru geliyor. Ekonomide olağanüstü bir iyileşme, bir iyileşme beklentisi söz konusu olmadığına göre, tüketicinin ekonomiye güveninin bir ayda yüzde 11.1 gibi çok hızlı bir artış göstermesinde acaba ocak ayında kapsanan hanelerin daha önce anket uygulanan hanelere göre çok iyimser olması mı rol oynadı?