TÜİK’in enflasyon hesaplamalarına neden güvenilemiyor?

Öner GÜNÇAVDI
Öner GÜNÇAVDI Öner GÜNÇAVDI oner.guncavdi@dunya.com

Bu hafta ekonomik gündemimiz elver­diği için TÜİK’in enflas­yon hesabı ile ilgili bir endişemi kamuoyu ile paylaşmak istedim. TÜİK kabul etmese de, ülkemizdeki sabit gelir­lilerin gelir artışların­da TÜİK’in hesapladığı enflasyon rakamları re­ferans alınıyor. Ülkemizde bu ko­nuda başka resmi bir veri de yok zaten. Maalesef konu insanların gelirleri ve satın alma güçlerini koruma mücadelesi olunca, bu ve­rilerin güvenilirliği de önem ka­zanan bir tartışma konusu oluyor.

TÜİK’in enflasyon hesapları geçmişte de ücret artışları belirle­nirken referans alınırdı. Ama hiç­bir zaman bugünkü kadar tartış­ma konusu olmazdı. Türkiye’nin bugünkü enflasyon oranların­dan çok daha yüksek enflasyon­ları gördüğümüz dönemlerde bile TÜİK hesaplamalarının güvenilir­liği sorunu bugünkü kadar tartış­ma konusu olmazdı. Hele de veri güvenilirliği meselesinin mahke­melik olduğuna geçmişte şahit ol­madık.

Bugün hesaplanan enflasyon rakamlarının güvenilirliği konu­sunda TÜİK’e yöneltilen eleşti­rilen artık vaka-i adliyeden ol­du. Ama kesin olan bir şey var ki, TÜİK kendi hesaplamaları konu­sunda kamuoyunu ikna edemiyor.

TCMB verilere güveniyor

Tam enflasyon verilerinin gü­venilirliği tartışmalıyken, TCMB de enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor ve uyguladığı para poli­tikasının sonuçlarını TÜİK’in he­sapladığı enflasyon verilerini dik­kate alarak değerlendiriyor. TÜİK verilerinin güvenilirliği tartışma­sı da doğal olarak vatandaşın pa­ra politikasına güven duymasını zorlaştırıyor.

Vatandaş ister istemez soruyor “Gönyesi yamuk olan sıva ustası­nın ördüğü duvar düz olur mu?” diye. Anlaşılan TCMB bu verile­re güveniyor. Ama bunun sonuç­larını kamuoyu beklentilerini bir türlü kontrol edemiyor. Ama sü­rekli bundan şikâyet ediyor.

Kamuoyu TÜİK’in enflasyon hesaplamalarına doğrudan müda­hale ettiğine ve kamuoyunda algı yaratmak için enflasyon rakamla­rını düşük gösterdiğine inanıyor. TÜİK’in yaptığı açıklamalar ve kamuoyu ile girdiği gereksiz tar­tışmalar bu algıyı güçlendiriyor. Benim şahsen bu inanışı destek­leyecek somut bir bilgimin olma­dığını belirtmek isterim.

Ancak bunu dedikten sonra da TÜİK’in enflasyon rakamlarının kamuoyunun hissettiği ve gerçek hayatta karşılaştığı enflasyondan düşük çıkmasının yapıldığı iddia edilen müdahalelerden ziyade, hesaplama yöntemiyle ilgili bir takım sorunlardan kaynaklandı­ğına inanıyorum.

Umarın haklıyımdır!

Çok teknik tartışmalar girme­den meselenin özü ile ilgili bir bilgi vermek isterim.

Verileri barkotlardan alıyor

Eskiden TÜİK ayın belli za­manlarında işletmeleri ziyaret ederek veri toplardı. Mevcut enf­lasyon hesaplama yöntemi de bu­na uygun bir şekilde oluşturul­muştu. Bu yöntem de mükemmel değildi ama belli ölçülerde güve­nilir görülüyordu.

Ancak geçen sene TÜİK başka­nının basın mensuplarına yaptı­ğı tartışmalı sunumun ardından kurumun artık bu şekilde veri toplamadığını öğrendik.

Teknolojik gelişmeler her alanda olduğu gibi veri madenci­liği konusunda da birçok olanak sunuyor ve TÜİK’in bu tip yeni­likleri bünyesine uydurmaya ça­lışması gayet normal.

TÜİK artık hanehalklarının harcamalarında ağırlığı olan bir­çok fiyat verisini işletmelerin ka­salarından çıkan “barkot” verile­rinden derliyor.

Bunun hesaplamalarda birta­kım teknik sorunlar çıkardığına ve bu yüzden de açıklanan enflas­yon verilerin gerçek hayatla tu­tarsızlık gösterdiğini düşünüyo­rum. Ama bunlar içinde biri var ki, burada da bahsetmek istiyo­rum. Barkot verilerindeki bir ma­lın satılan miktar ve fiyat verilerin frekansları çok yüksekti. Gün bo­yunca yapılan işlemlerden belki binlerce miktar ve fiyat verisi elde ediliyor. Bu verilerden yola çıka­rak yapılan hesaplamalarda elde edilen miktarlara dayanarak bir ağırlıklandırma yapılıyor ve bu ağırlıklar kullanılarak ilgili malın ortalama fiyatı hesaplanıyor.

Bu dönüştürme neticesinde il­gili malın birim değeri elde edil­miş oluyor. Böylece o malın fark­lı türlerini de kapsayacak şekilde tekrarlanan bu hesaplamanın ar­dından çok sayıda benzer mal de­rinleştiriliyor.

Sanırım hesaplarda sapmaya yol açıyor

Sorun şu.

Bu işlemler yapılırken, bar­kot verisinden hesaplanan ağır­lıklar değişkenlik gösteriyor. An­cak TÜİK enflasyon hesapların­da esas alınan mal ağırlıkları yine TÜİK’in hane halkı bütçe anket­lerinden hesaplanan ve her yılın Aralık ayında ilan edilen ağırlık­lardır. Dahası kamuoyunun dü­şündüğünün aksine yıl boyunca bunlar değişmez. Bu barkot veri­lerine dayanarak yapılan hesap­lamada, bir mal grubunun alt bile­şenleri için ağırlıklar sürekli de­ğişkenken, grup olarak ağırlıklar yılda sadece bir kez değişmekte. Sanırım bu da yapılan hesaplama­larda bir sapmaya yol açmaktadır.

Şekil1’de TÜİK’in açıkladı­ğı TÜFE endeksinin seyri görül­mektedir. Şekilde ilginç olan he­saplama yönteminin değiştirildiği 2022 yılı sonrasında endeks ciddi bir kırılma gösteriyor. Sanırım bu kırılmanın bir nedeni hesaplama yönteminin yarattığı sapma.

Not: Bu yazı kaleme alındığın­da 19 Mart 2025 günü yaşanan siyasi olay ve akabinde yaşanan ekonomik gelişmeler daha yoktu. Ancak bu siyasi gelişmeler büyük ihtimalle TCMB ve ekonomi yö­netiminin 2025 yılına ilişkin enf­lasyon hedeflerinde sapma yara­tacak.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Fahiş fiyat 09 Ocak 2025