TÜİK’in enflasyon hesaplamalarına neden güvenilemiyor?
Bu hafta ekonomik gündemimiz elverdiği için TÜİK’in enflasyon hesabı ile ilgili bir endişemi kamuoyu ile paylaşmak istedim. TÜİK kabul etmese de, ülkemizdeki sabit gelirlilerin gelir artışlarında TÜİK’in hesapladığı enflasyon rakamları referans alınıyor. Ülkemizde bu konuda başka resmi bir veri de yok zaten. Maalesef konu insanların gelirleri ve satın alma güçlerini koruma mücadelesi olunca, bu verilerin güvenilirliği de önem kazanan bir tartışma konusu oluyor.
TÜİK’in enflasyon hesapları geçmişte de ücret artışları belirlenirken referans alınırdı. Ama hiçbir zaman bugünkü kadar tartışma konusu olmazdı. Türkiye’nin bugünkü enflasyon oranlarından çok daha yüksek enflasyonları gördüğümüz dönemlerde bile TÜİK hesaplamalarının güvenilirliği sorunu bugünkü kadar tartışma konusu olmazdı. Hele de veri güvenilirliği meselesinin mahkemelik olduğuna geçmişte şahit olmadık.
Bugün hesaplanan enflasyon rakamlarının güvenilirliği konusunda TÜİK’e yöneltilen eleştirilen artık vaka-i adliyeden oldu. Ama kesin olan bir şey var ki, TÜİK kendi hesaplamaları konusunda kamuoyunu ikna edemiyor.
TCMB verilere güveniyor
Tam enflasyon verilerinin güvenilirliği tartışmalıyken, TCMB de enflasyonla mücadele etmeye çalışıyor ve uyguladığı para politikasının sonuçlarını TÜİK’in hesapladığı enflasyon verilerini dikkate alarak değerlendiriyor. TÜİK verilerinin güvenilirliği tartışması da doğal olarak vatandaşın para politikasına güven duymasını zorlaştırıyor.
Vatandaş ister istemez soruyor “Gönyesi yamuk olan sıva ustasının ördüğü duvar düz olur mu?” diye. Anlaşılan TCMB bu verilere güveniyor. Ama bunun sonuçlarını kamuoyu beklentilerini bir türlü kontrol edemiyor. Ama sürekli bundan şikâyet ediyor.
Kamuoyu TÜİK’in enflasyon hesaplamalarına doğrudan müdahale ettiğine ve kamuoyunda algı yaratmak için enflasyon rakamlarını düşük gösterdiğine inanıyor. TÜİK’in yaptığı açıklamalar ve kamuoyu ile girdiği gereksiz tartışmalar bu algıyı güçlendiriyor. Benim şahsen bu inanışı destekleyecek somut bir bilgimin olmadığını belirtmek isterim.
Ancak bunu dedikten sonra da TÜİK’in enflasyon rakamlarının kamuoyunun hissettiği ve gerçek hayatta karşılaştığı enflasyondan düşük çıkmasının yapıldığı iddia edilen müdahalelerden ziyade, hesaplama yöntemiyle ilgili bir takım sorunlardan kaynaklandığına inanıyorum.
Umarın haklıyımdır!
Çok teknik tartışmalar girmeden meselenin özü ile ilgili bir bilgi vermek isterim.
Verileri barkotlardan alıyor
Eskiden TÜİK ayın belli zamanlarında işletmeleri ziyaret ederek veri toplardı. Mevcut enflasyon hesaplama yöntemi de buna uygun bir şekilde oluşturulmuştu. Bu yöntem de mükemmel değildi ama belli ölçülerde güvenilir görülüyordu.
Ancak geçen sene TÜİK başkanının basın mensuplarına yaptığı tartışmalı sunumun ardından kurumun artık bu şekilde veri toplamadığını öğrendik.
Teknolojik gelişmeler her alanda olduğu gibi veri madenciliği konusunda da birçok olanak sunuyor ve TÜİK’in bu tip yenilikleri bünyesine uydurmaya çalışması gayet normal.
TÜİK artık hanehalklarının harcamalarında ağırlığı olan birçok fiyat verisini işletmelerin kasalarından çıkan “barkot” verilerinden derliyor.
Bunun hesaplamalarda birtakım teknik sorunlar çıkardığına ve bu yüzden de açıklanan enflasyon verilerin gerçek hayatla tutarsızlık gösterdiğini düşünüyorum. Ama bunlar içinde biri var ki, burada da bahsetmek istiyorum. Barkot verilerindeki bir malın satılan miktar ve fiyat verilerin frekansları çok yüksekti. Gün boyunca yapılan işlemlerden belki binlerce miktar ve fiyat verisi elde ediliyor. Bu verilerden yola çıkarak yapılan hesaplamalarda elde edilen miktarlara dayanarak bir ağırlıklandırma yapılıyor ve bu ağırlıklar kullanılarak ilgili malın ortalama fiyatı hesaplanıyor.
Bu dönüştürme neticesinde ilgili malın birim değeri elde edilmiş oluyor. Böylece o malın farklı türlerini de kapsayacak şekilde tekrarlanan bu hesaplamanın ardından çok sayıda benzer mal derinleştiriliyor.
Sanırım hesaplarda sapmaya yol açıyor
Sorun şu.
Bu işlemler yapılırken, barkot verisinden hesaplanan ağırlıklar değişkenlik gösteriyor. Ancak TÜİK enflasyon hesaplarında esas alınan mal ağırlıkları yine TÜİK’in hane halkı bütçe anketlerinden hesaplanan ve her yılın Aralık ayında ilan edilen ağırlıklardır. Dahası kamuoyunun düşündüğünün aksine yıl boyunca bunlar değişmez. Bu barkot verilerine dayanarak yapılan hesaplamada, bir mal grubunun alt bileşenleri için ağırlıklar sürekli değişkenken, grup olarak ağırlıklar yılda sadece bir kez değişmekte. Sanırım bu da yapılan hesaplamalarda bir sapmaya yol açmaktadır.
Şekil1’de TÜİK’in açıkladığı TÜFE endeksinin seyri görülmektedir. Şekilde ilginç olan hesaplama yönteminin değiştirildiği 2022 yılı sonrasında endeks ciddi bir kırılma gösteriyor. Sanırım bu kırılmanın bir nedeni hesaplama yönteminin yarattığı sapma.
Not: Bu yazı kaleme alındığında 19 Mart 2025 günü yaşanan siyasi olay ve akabinde yaşanan ekonomik gelişmeler daha yoktu. Ancak bu siyasi gelişmeler büyük ihtimalle TCMB ve ekonomi yönetiminin 2025 yılına ilişkin enflasyon hedeflerinde sapma yaratacak.