TÜİK' in kıl keçileri...
Tarımla ilgili doğru, güvenilir verilere ulaşmak neredeyse olanaksız. Uzaktan algılama, uydu sistemleri ve gelişen yüksek teknolojiye rağmen tarımsal veriler sağlıklı tutulamıyor. Sadece Türkiye'de değil, pek çok ülkede tarım verileri sağlıklı değil. İki somut örnek verdikten sonra asıl konumuza kıl keçilerine bakalım.
İlk örnek komşumuz Yunanistan'dan.Yunanistan krize girmeseydi, Avrupa Birliği'nden yüksek oranda tarımsal destek almak için üretim rakamlarını nasıl şişirdiği ortaya çıkmayacaktı.
Türkiye'de ise ölen hayvanları yaşıyor gibi göstererek, kulak küpeleri ile haksız destek alan bir çetenin ortaya çıkması bilinen bir gerçeği, kayıt sistemindeki başıboşluğu ortaya koydu. Görevi devletin resmi istatistiklerini tutmak olan Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK)'nun tarıma ilişkin verilerinde de çok ciddi yanlışlar, çelişkiler var.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun kıl keçisi istatistiklerine bakarsak söylemek istediğimizi daha iyi anlatmış oluruz. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Akman ve Araştırma Görevlisi Ayşe Övgü Şen'in kaleme aldığı,"Türkiye'de Kırmızı Et Üretimi: Sığır Eti Üretimine Etçi Irkların Katkısı Ne Olur?" başlıklı makaleyi okurken istatistiklere ilişkin tespit dikkatimizi çekti.
Makalede istatistiklere ilişkin şu değerlendirmeye yer veriliyor: "Toplam et üretimini tahmin etmede kullanılacak önemli unsurlardan biri olan hayvan sayısına ilişkin istatistiklerde de güven sarsıcı değişiklikler vardır. Örneğin 1991 yılından 2009 yılına kadar azalma eğilimi gösteren kıl keçi sayısı 2009 yılından 2010 yılına yaklaşık 1.16 milyon baş,2010 yılından 2011 yılına da 1 milyon başa yakın artmıştır. Bir başka ifadeyle kıl keçisi sayısında son iki yılın artış hızları sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 16 olmuştur. Bu değerlere akılcı bir açıklama bulmak pek mümkün değildir. Hele bir yılda sağlanan 1.16 milyon başlık sayısal artışın yaklaşık yarısının üç ildeki (Mersin,Siirt ve Mardin) artıştan ileri geldiği, bu illerdeki yıllık artış hızının yüzde 80 ile yüzde 120 arasında değiştiği ve bir ara keçi sayısının azaltılmasının kamu politikası olarak belirlendiği hususlar dikkate alınırsa,istatistiklerde yer alan hayvan sayılarına,en azından keçi sayısına güvenilemeyeceği daha kolay anlaşılır."
Numan Hoca ve Araştırma Görevlisi Ayşe Övgü Şen'in makalesinde benzer bir durumun koyun istatistiklerinde de olduğu yine rakamlarla tespit ediliyor. Koyunları bir yana bırakarak kıl keçisi ile ilgili bilgiyi daha da derinleştirmek için Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerini mercek altına aldık. Bununla da yetinmeyerek koyun ve keçileri kayıt altına alan Mersin, Siirt ve Mardin Damızlık Koyun Keçi Yetiştirici Birliği başkanları ile görüştük.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Mersin'de 2009 yılında 291 bin 215 baş kıl keçisi var. Bu sayı 2010'da 557 bin 100'e 2011'de ise 617 bin 50 başa ulaşmış. 2009'dan 2010'a, bir yılda neredeyse yüzde 100 artış var.
Mersin Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Akdoğan, bu sayılarda yanlışlık olduğunu, koyun ve keçi sayısının birlikte yazılmış olabileceğini belirttikten sonra Mersin'deki keçi varlığının 293 bin olduğunu söylüyor.
Siirt'te ise 2009 yılında kıl keçisi sayısı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 132 bin 860 baş iken bir yıl sonra 2010'da keçi sayısı yüzde 100'den fazla artarak 295 bin 385 başa ulaşıyor. 2011'de ise 270 bin 255'e gerilemiş. Siirt'te 2009 öncesi 5 yıllık verilere bakıldığında ortalama 135 bin civarında keçi olduğu görülüyor. Nasıl oldu da bir yılda yüzde 100 den daha fazla artış oldu?
Siirt Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı Mehmet Ali Şengöz, son iki yılda keçileri kayıt altına aldıklarını, ayrıca Pervari,Şirvan ve Eruh'ta yoğun olarak keçi yetiştiriciliği yapıldığını, son dönemde verilen destekler nedeniyle yetiştiricilerin ellerindeki keçileri satmadığını söyledi. Koyun sayısında artış olmadığını ama keçi sayısının arttığını ifade etti. Fakat bu artışın yüzde 100' den fazla olmasını Mehmet Ali Şengöz'de net olarak açıklamakta zorlanıyor.
Kıl keçisi sayısı hızla artan illerden birisi de Mardin. Türkiye İstatistik Kurumu'na göre 2009'da 177 bin 748 baş kıl keçisi olan Mardin'de 2010'da bu sayı 312 bin 110 başa ulaşmış. Geçen yıl ise 307 bin 850'ye gerilemiş.
Mardin Damızlık Koyun Keçi Birliği Başkanı Abdülhamit Öztemel, birlik olarak Mardin'de koyun ve keçilerin yüzde 99'unu kayıt altına aldıklarını söyledikten sonra şu bilgileri verdi: "Birliğimize bağlı 5 bin 632 koyun ve keçi yetiştiricisi var. Bu yetiştiricilerimizde toplam 537 bin koyun ve keçi var. Biz bunlara destek veriyoruz.Ödediğimiz destek 8 milyon 67 bin lira. Mardin ilimizde 300 bin koyun 237 bin keçi var." Öztemel, son iki yılda keçi yetiştiriciliğin arttığını da sözlerine ekledi.
Mersin,Mardin ve Siirt'te kıl keçisi sayısındaki anormal artışla ilgili bilgiler özetle böyle.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri bu yazıyı okuduktan sonra, muhtemelen şöyle bir açıklama yapacaklardır: "Koyun ve keçi ilk kez bizim dönemimizde destekleme kapsamına alındı. Üretici destek almak için hayvanını kayıt altına aldı. Bu nedenle hayvan sayısında artış olmuştur."
Böyle bir açıklama yapmadan önce diğer illerdeki keçi sayısına da bakmalarında yarar var. Çünkü destek ülkenin her yerinde veriliyor. Kayıt sisteminin oluşturulması, kulak küpesi takılması ülkenin her yerinde oluyor. Diğer illerde de keçi sayısında bir artış var. Ama hiç birinde Mersin, Mardin ve Siirt gibi anormal değil. Örneğin, Antalya en önemli keçi üretim bölgelerinden birisi son yıllarda yatırımlarda da ciddi artış var. Kıl keçisi sayısı 2009'da 357 binden 419 bine ulaşmış. İzmir, en çok keçi yatırımı yapılan ve keçi sütü soğuk zincire girdiği için daha yüksek fiyatla satılıyor. Ama, İzmir'de de anormal bir artış yok. 2009'da 141 bin olan kıl keçisi sayısı 2010'da 161 bine çıkmış. Daha birçok örnek verebiliriz.
Özetle,kıl keçisinde olduğu gibi tarımdaki pek çok veri doğru ve güvenilir değil. Veriler doğru olmayınca hangi politikayı uygularsanız uygulayın yanlış sonuç verecektir.