TÜİK, hava durumuyla da mı "oynadı"?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Aralık ayında tüketici fiyatları geriledi ya, tam "vurun abalıya" durumu. Aslında kötü tesadüf… Kamu çalışanlarına verilecek enflasyon farkını belirleyecek oranın negatif çıkması spekülasyonları daha da artırdı. Öyle bir durum oluştu ki, "keşke enflasyon yüksek çıksa da kamu çalışanları ek zam alabilseydi" denilir oldu. Yani, kamu çalışanlarına yüzde 0.2 yerine, örneğin yüzde 1 ya da 2 zam verilmesi ihtiyacı giderecek, çalışanlara nefes aldıracak mıydı ki… Ortalama 1.500 lira dolayında maaş alan çalışanlara yüzde 1 değil de yüzde 5 zam yapılsa çok büyük bir refah artışı mı olurdu yani… Tabii bu görüşün sahipleri, aslında "enflasyon yüksek çıksa" diyor değillerdi; söylenen, "aslında gerçek enflasyon daha yüksek, bu açıklansaydı" idi.

Gerçek enflasyonun açıklanandan daha yüksek olup olmadığını bilemeyiz, kimse de bilmiyor zaten. Çünkü eğer TÜİK'ten daha iyi ölçme yöntemine sahip olunsa, o oranı hesaplayanlar herhalde açıklardı.

Bir de, yıllardan beri, ya cehaletten kaynaklanan, ya kötü niyetle yaklaşılarak yapılan bir hata var. TÜFE'nin, halkın neredeyse hiç kullanmadığı ürünlerin fiyatı derlenerek hesaplandığı, en çok tüketilen peynir, zeytin, et, salça, meyve-sebze gibi ürünlerin ise hiç kapsanmadığı ileri sürülüyor. Ne denir ki, insaf… TÜİK'in web sayfasında hangi ürünlerin kapsamda olduğu ve bu ürünlerin ay ay fiyatı yer alıyor. Kaldı ki, TÜFE'de çok az tüketilen ürünler de kapsanıyor; ama önemli olan onların toplam endeksteki ağırlığı.

Üstelik TÜİK, her ay haber bülteniyle birlikte ana harcama gruplarının ağırlıklarını da açıklıyor. Biz biraz daha detayını verelim bu ağırlıkların: (6 Aralık'ta tam listeyi yayımlamıştık)

"Gıda yüzde 25.77, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar yüzde 7.69, giyim yüzde 5.58, araç satın alımı yüzde 5.46, gerçek kira yüzde 5.16, tütün yüzde 5.09, lokanta ve oteller kapsamındaki yemek hizmetleri yüzde 5.05."

Görüldüğü gibi her biri yüzde 5'in üstünde paya sahip alt sektörlerin toplamdaki ağırlığı yüzde 60'ı buluyor.

Kış yumuşak geçmeseydi…

Avrupa adeta buzul çağı yaşarken, Türkiye kış görmedi bile. Bunun etkisiyle gıda maddesi fiyatlarında hiç hesapta olmayan bir düşüş yaşandı. Aralık ayında gıda maddesi fiyatları yüzde 2.66 geriledi. Oysa, 2009 yılının aralık ayında gıda maddelerinde yüzde 2.22'lik bir artış olmuştu.

Geçen aralık ayında ortaya çıkan yüzde 2.66'lık düşüş, genel endeksteki artışı yüzde 0.87 aşağı çeken bir etki yaptı. Şöyle söyleyelim; eğer gıda maddesi fiyatları yüzde 2.66 gerilemese ve kasıma göre sabit kalsaydı, genel endekste yüzde 0.30 gerileme olmayacak, aksine yüzde 0.57'lik bir artış yaşanacaktı. Aralık ayındaki artış yüzde 0.57 olunca da, yıllık oran yüzde 6.4'te kalmayacak ve yüzde 7.3 düzeyinde gerçekleşecekti. 

TÜFE kapsamındaki 400'ü aşkın mal ve hizmet içinde fiyatı aralıkta en çok gerileyen ürünler gıda maddeleri. Fiyat düşüşünde ilk beş ürün yüzde 26 ile ıspanak, yüzde 24 ile karnabahar ve domates, yüzde 17 ile portakal ve yüzde 14 ile çarliston biber.

Bu düşüşün nedeni de havaların tahminlerden çok çok iyi gitmesi, bu tartışma götürmez, başka izahı yok zaten. Ama kabul etmeli ki TÜİK'in bunda bir "dahli yok"!

TÜFE'de  aralık değişimi ve sektörlerin değişime etkisi (%)
 AğırlıkAralıkDeğişime
  DeğişimiEtki 
TOPLAM100,00-0,30-0,30
Gıda ve alkolsüz içecekler27,60-2,66-0,87
Alkollü içecekler ve tütün5,310,040,00
Giyim ve ayakkabı    7,30-1,77-0,15
Konut16,831,170,23
Ev eşyası6,780,330,03
Sağlık2,550,040,00
Ulaştırma13,901,070,18
Haberleşme4,942,650,15
Eğlence ve kültür2,830,250,01
Eğitim 2,480,050,00
Lokanta ve oteller5,510,330,02
Çeşitli mal ve hizmetler3,972,030,10
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar