TÜFE'de yıllık oranı tek haneye indirmek yine de çok zor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Tüketici fiyatları geçen yılın mayıs ayında yüzde 0.58 artmıştı. Bu yılın mayısındaki artış yüzde 0.45'te kalınca nisan sonunda yüzde 11.87'ye yükselmiş olan yıllık oran, mayıs sonunda yüzde 11.72'ye indi.

TÜFE'nin yıllık bazda haziranda gerilemesi bekleniyordu, bu durumda gerileme bir ay önce başlamış oldu.

Ancak TÜFE'deki yıllık oranın düşmesini öyle çok uzun soluklu bir eğilimin başlangıcı olarak görmek pek doğru olmasa gerek. Yıllık orandaki düşüş, haziran ve temmuzda da sürecek gibi görünüyor. Sonrasında ise yeniden artış başlaması şaşırtıcı olmayacak.

Bu varsayım, TÜFE'de geçmiş yıl eğilimleri ile geçen yılın gerçekleşmesi arasındaki önemli ayrışmadan kaynaklanıyor.

Örneğin geçen yıl haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 0.47 artmıştı. Oysa 2003-2015 dönemi ortalamasına göre haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 0.17 gerilemişti.

Aynı şekilde 2003-2015 ortalamasında yüzde 0.03 olan temmuz ayı fiyat artışı, geçen yıl yüzde 1.16'yı bulmuştu.

Bu yıl haziran ve temmuzda geçen yılki gibi geçmiş yıl ortalamalarının çok ötesinde hızlı fiyat artışları beklenmiyor. Bir başka ifadeyle 2003-2015 ortalaması normal, geçen yılki yüksek oranlar biraz anormaldi çünkü. Dolayısıyla haziran ve temmuzda normale dönülmesiyle yıllık oran bu iki ayda belirgin olarak gerileyecek.

Bu yılın haziran ve temmuzundaki artışın düşük kalmasını sağlaması muhtemel en büyük etkenlerin başında gıda grubundaki fiyat artışının hız kesiyor olması geliyor. Her ne kadar gıda maddelerinde ilk beş ayda ortaya çıkan artış geçen yılla kıyaslanmayacak düzeydeyse de, en azından gidişatın olumlu olabileceği ve bu sayede TÜFE'deki artışın hız kesebileceği umuluyor.

Fiyat artışının hız kesmesi, hatta haziran ve temmuz aylarında negatif gelmesi söz konusu olabilecek. Bunda döviz kurunun son dönemde yatay seyrediyor olmasının da önemli rol oynaması bekleniyor.

Tek hane yine de çok zor

Tüketici fiyatları yılın ilk beş ayında yüzde 6.18 oranında arttı. Yılın tümüne ilişkin yüzde 6.50'lik hedefe neredeyse beş ayda ulaşıldı. Ama zaten artık yüzde 6.50'lik hedefin bir önemi yok. Merkez Bankası, yıllık tahminini yüzde 8.50'ye çıkarmıştı. Dolayısıyla yıllık hesaplamalarda yüzde 8.50'yi esas almamız gerekiyor.

İlk beş ayda yüzde 6.18 olan artışı yedi ay sonra yüzde 8.50'de nasıl tutabileceğiz, soru bu... Eğer beş aydaki yüzde 6.18'e, son yedi ayda yalnızca yüzde 2.64 artış eklersek, yılı yüzde 8.50'de tamamlama şansımız var.

Peki bu mümkün mü? Teorik olarak elbette mümkün ama pratikte bu oranda kalmanın çok ama çok zor olduğu ortada. Bunu geçmiş yılların eğilimi de söylemekte zaten.
2004-2016 döneminin ilk beş ayındaki ortalama fiyat artışı yüzde 3.95 olmuş. Son yedi aydaki ortalama artışın oranı ise yüzde 4.17.

Bu yıl geçmiş yıl ortalaması olan yüzde 3.95'in çok üstüne çıktık ve ocak-mayıs oranının yüzde 6.18'i bulmasını önleyemedik.

Artık gerçekleşmiş yüzde 6.18'lik bir oran var. Son yedi ay ortalaması olan yüzde 4.17'nin bu yıl da gerçekleşeceğini varsayarsak, ilk beş aydaki yüzde 6.18 ile birlikte 2017 oranı yüzde 10.6'yı bulacak.

Bu da bizim zaman zaman dile getirdiğimiz, geniş aralıkta yüzde 10-11, daraltılmış aralıkta yüzde 10.5-11.0 arası enflasyon tahminiyle uyumlu bir gidişata işaret etmektedir.

Öyle anlaşılıyor ki bu yılın TÜFE gerçekleşmesini tek hanede tutabilmek büyük başarı olacaktır. Normal gidişat bunu söylemektedir. Ama bakarsınız döviz kuru çok çok geriler, petrol fiyatları tahminlerin ötesinde aşağılara iner ve bu etkiyle TÜFE'yi tek hanede tutmak mümkün olur. Zor, ama mümkün değildir de diyemeyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar