TÜFE'ye alternatif Hızlı Tüketilen Ürünler Fiyat Endeksi oluşturuld

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Gelin önce sizi yaklaşık bir yıl önceye, 24 Aralık 2012’ye götürelim. Bu köşede özet olarak şunları yazmışız:

“Bu yazıyı okumadan önce kendi kendinize şu soruyu sorun. Arkadaşlarınızdan, akrabalarınızdan ya da komşularınızdan kaçı son bir ayda, haydi ayı bir kenara bırakalım son bir yılda, bir yılı da geçelim son beş yılda otomobil aldı? Üç beş kişiden ya da haneden biri mi, yoksa on haneden biri mi ya da hiç alan olmadı mı? Otomobili öyle akla estikçe almak, hele hele üç ayda beş ayda bir almak söz konusu olamayacağına göre... Evet, düşünün bakalım, çevrenizden kaç kişi kaç yıl içinde otomobil aldı, alabildi?
Bu sorunun yanıtı çok önemli, çünkü meğerse Türkiye’deki her hane ortalama olarak aylık gelirinin düzenli biçimde yüzde 5.7’sini (2013 için yüzde 7.8’ini) otomobil almaya ayırıyormuş. İfadelerde ve oranda bir yanlışlık yok. Her hane, ortalama olarak aylık gelirinin yüzde 5.7’si (yüzde 7.8’i) ile otomobil alıyormuş.

Öyle ki, otomobile ayrılan para, kira giderlerini aşıyor; Türk halkının en temel gıdası olan ekmek için yapılan harcamayı da ikiye katlıyormuş. 

Bunlar resmi oranlar ve Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyatları endeksini hesaplarken bu ağırlıkları kullanıyor.”

Geçen yıl 24 Aralık’ta bu konuyu işlerken, “Böyle enflasyon hesaplaması mı olur” dediğimizi de hatırlatalım.

Yanlış değil, ama...

TÜİK’in hesaplamaya otomobil ya da çok seyrek satın alınan diğer ürünleri dahil etmesi, TÜFE ile tüm Türkiye’deki toplam harcamada oluşan fiyat değişimi ölçüldüğü için aslında yanlış değil.

Ama, hane bazında bakılınca TÜFE gerçek değişimi ortaya koymaktan çok uzak. Çünkü biraz önce belirttiğimiz gibi, bırakınız her ayı, yılı, kaç hane üç-beş yılda bir otomobil alabiliyor ki? Ama biz tutuyor ve TÜFE hesabında her bir hanenin aylık harcamasının yüzde 7.85’ini otomobile (dizel otomobil yüzde 4.41, benzinli yüzde 2.77, 2000 cc yüzde 0.66) ayırdığını varsayıyoruz.

Otomobilin payının böylesine yüksek olması kimi dönem toplam artışı aşağı çekiyor, kimi dönem de tersi oluyor. Örneğin ekim ayında otomobil fiyatlarındaki artış,
genel TÜFE artışı olan yüzde 1.80’in altında kaldı. Son bir yıldaki otomobil fiyatı artışı ise yıllık artış olan yüzde 7.71’in üstünde.

TÜFE’ye karşı HTFE

Bir kez daha vurgulayalım; TÜFE yanlış ölçüm yapmıyor, ama bir anlamda hane bazında gerçek harcama durumunu da yansıtamıyor. İşte bu boşluğu dolduran bir çalışma var artık; HTFE, yani “Hızlı Tüketilen Ürünler Fiyat Endeksi”.

HTFE’yi Merkez Bankası danışmanlarından Zafer Yükseler hazırlıyor. Yükseler, HTFE’ye neden ihtiyaç duyulduğunu izah ederken şu değerlendirmeyi yapıyor:

“2012 yılı itibariyle 2003 temel yıllı TÜFE’de 444 madde (2013 için 437 madde) yer almaktadır.

Bu maddelerin tümü incelendiğinde, bazı mal ve hizmetlerin belirli bir hanenin günlüm yaşamına konu olmadığı, aylık ve yıllık tüketim harcamaları ile ilişkisinin oldukça zayıf olduğu görülmektedir. Örneğin, otomobil, televizyon, bilgisayar, koltuk ve yemek odası takımı vb. gibi ürünlerin satın alımı veya konutun boya ve badanası, doğalgaz abonmanlığı gibi maddeler ilgili hanenin aylık veya yıllık tüketim harcamasına konu olmayan, ancak 3-5 yıllık bir dönemde hane halkı tüketimine konu olan ürünler olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca, bu tür tüketim mallarının satın alınmasında, ilgili hanenin düzenli gelirinden ziyade, geçmiş dönem tasarrufları ile borçlanmanın daha ağırlıklı bir finansman kaynağı olduğu düşünülmektedir.”

İşte Zafer Yükseler bu görüşten hareketle TÜİK’in derlediği madde fiyatlarını kullanarak, bir hanenin sıkça tükettiği mal ve hizmetlerden oluşan HTFE’yi hesaplıyor. Yükseler değerlendirmesine şöyle devam ediyor:

“Sıkça tüketilen mal ve hizmet, temsili hane tarafından ayda bir kez veya daha sıklıkla tüketilme olasılığı yüksek olan mal ve hizmetler olarak tanımlanmıştır. TÜFE’de yer alan 437 madde içinden bu tanıma uygun 148 madde seçilmiş ve bu maddelerin ortalama fiyatlarındaki değişimden yararlanılarak HTFE oluşturulmuştur. 148 maddenin TÜFE içindeki ağırlıkları toplamı yüzde 57.16’dır.”

HTFE genellikle daha yüksek

Vatandaşın enflasyona dönük temel yakınması, günlük kullanımındaki mal ve hizmetlerin endekste kapsanmadığı yönünde. Buna artık son zamanlarda pek duymuyor olsak da uzun süre bir şehir efsanesi gibi, “Enflasyonu takozla, zincirle, pinpon topuyla hesaplıyorlar” görüşü eşlik ederdi. Oysa günlük kullanımdaki ürünler kuşkusuz kapsamda, ama bunların ağırlığı düşük kalıyor. Ya da cümleyi tersinden kuralım; hane bazında neredeyse hiç kullanılmayan ürünler, örneğin otomobil gibi, endekste büyük ağırlığa sahip bulunuyor.

İşte HTFE bu sakıncayı ortadan kaldırıyor. HTFE, TÜFE’ye göre genellikle daha yüksek gerçekleşiyor. 2006-2012 dönemindeki yedi yılın yalnızca birinde, 2011 yılında TÜFE daha yüksekti. Diğer altı yılda HTDF daha yüksek gerçekleşti. Bu yılın ekimi itibariyle yıllık artışta da HTFE az da olsa daha yüksek. TÜFE’ye göre ekimdeki yıllık artış yüzde 7.71, HTFE’ye göre ise yüzde 7.85 düzeyinde.

Ekim ayında TÜFE çerçevesinde yüzde 1.80 düzeyinde hesaplanan artış da HTFE’de yüzde 2 olarak bulundu.

tablo-031.jpg

tablo2-011.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar