TÜFE'de psikolojik yüzde 10 eşiğinden şimdilik dönüldü

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

TÜFE'nin mayıs sonunda zirveye ulaşacağı zaten beklenen ve hep dile getirilen bir durumdu. Baz etkisi, bu sonucu doğuracaktı. Bir anlamda zirveye de ulaşıldı. TÜFE'deki yıllık artış, mayıs sonu itibariyle yüzde 9.66 oldu. Bu oran, 2012'nin nisan ayındaki yüzde 11.14'ün ardından son iki yılda ortaya çıkmış en yüksek oran anlamına geliyor.

Hep dikkat çekilen baz etkisi sayesinde haziranla birlikte yıllık TÜFE'de keskin bir geri çekilme yaşanacağı kesin gibi. Haziran ayları ortalamasında fiyatlar genellikle gerilerken, geçen yıl yüzde 0.76'lık artış oldu. Bu yıl da, ortalama paralelinde bir gerileme, en azından çok az bir artış ortaya çıkması durumunda, geçen yılın yüzde 0.76'lık artışı çok işe yarar bir baz etkisi doğuracak ve yıllık oran hızla gerileyecek. Haziranda fiyatların değişmeyeceği varsayımıyla hareket edersek, mayıs sonunda yüzde 9.66 olan yıllık artış haziran sonunda yüzde 8.8 dolayına inecek.

Yüzde 7.6 yine de çok zor 

TÜFE'nin mayıstaki yüzde 0.40 artışı beklentilerin altında kalan bir oran. Mayıs ayı artışının yüzde 0.70'leri bulabileceği ve böylece yıllık bazda yüzde 10 sınırının aşılacağı tahmin ediliyordu. 
Mayıs ayı artışının tahminlerden düşük gerçekleşmesi ve çift haneye çıkılmamış olması psikolojik anlamda bir eşiğin aşılmaması yönüyle önemli; ancak, yıllık yüzde 7.6'lık tahminin tutması açısından pek de umut verici bir noktada değiliz. 

İlk beş ayda yüzde 5.38 düzeyinde gerçekleşen TÜFE artışı, yılın tümü için öngörülen yüzde 7.6'lık tahmini tutturma konusunda pek fazla hareket alanı bırakmıyor. Yüzde 7.6'da kalabilmek, yılın son yedi ayındaki artışı yüzde 2.11'de tutabilmekle mümkün olacak. Bu sağlanabilir mi peki?
Son on yıla bakıyoruz, böylesine düşük bir gerçekleşme hiç olmamış. Son yedi ay itibariyle en düşük gerçekleşme yüzde 2.14 ile 2010 yılında yaşanmış; en yüksek gerçekleşmenin ortaya çıktığı yıl ise yüzde 6.06 ile 2004. Son on yılın haziran-aralık döneminin, yani son yedi ayının ortalaması ise yüzde 4.3 artışa işaret ediyor.

Yani biz bu yıl nasıl olacak da yüzde 4.3'lük ortalamadan yarı yarıya bir düşüşle yüzde 2.11'e ineceğiz? Hem de Türkiye'nin siyaseten giderek daha da gergin günlere yelken açacağı bir dönemde.
Bu arada, merak edenler için hesaplamayı biz yapalım. Bu yılın ilk beş ayındaki yüzde 5.38'in üstüne, son yedi ayda, son on yılın ortalaması düzeyinde, yani yüzde 4.3 oranında artış eklenirse, yıllık gerçekleşme fiyat etiketi gibi yüzde 9.91 olacak. 

tufe.jpg

 

tablo-112.jpg

Herkes gardını almış!

Merkez Bankası ikinci enflasyon raporunda, enflasyon tahmininin yukarı yönlü revize edilmesinde rol oynayan etkenler arasında fiyatlama davranışlarındaki değişikliği de saymıştı. Ürettiği mal ve hizmetin fiyatını artırabilme olanağı olanlar, özellikle kur artışının yaşandığı yılın ilk aylarında, ister gerçekten etkilesin, ister bahane olsun, kurdaki bu hareketi fiyatlarına yansıtmıştı.

Bu önemli bir etken. O zaman gerekçe döviz kuruydu, şimdi siyasi gerginlik olur, yarın başka etken bulunur. Fiyatlama davranışları değişmeye, kullanılmaya görsün! Dolayısıyla önümüzdeki süreçte fiyatların umulan ölçüde yavaş artmayacağına tanık olmamız hiç sürpriz değil. Hem kaldı ki, biraz önce de belirttik, yılın son yedi ayı itibariyle biz hiçbir dönem bu yıl umulan ölçüde düşük bir hız görememişiz ki...

Tek hane başarı olur

2003 bazlı yeni TÜFE serisine göre şimdiye kadar iki yılın enflasyonu yüzde 10'un üstünde gerçekleşti. Yıllık TÜFE artışı 2011'de yüzde 10.45, 2008'de yüzde 10.06 oldu.

Bu yılın ilk beş ayındaki yüzde 5.38'lik artış, 2008'deki yüzde 6.38'den sonra ocak-mayıs dönemlerinin en yüksek ikinci artışı durumunda. Yani gidişat hiç de iç açıcı. Biraz önce vurguladık, kalan yedi ay için öngördüğümüz yüzde 2.11 de hiç gerçekçi değil. 

Dolayısıyla, yüzde 7.6 kulağımızı, gözümüzü okşuyor okşamasına ama, olabilir de görünmüyor. Ve gidişat, 2008 ve 2011'den sonra yeniden çift haneyi zorlayacağımız bir döneme işaret ediyor. İster yüzde 9'larda kalalım, ister fiyat etiketi gibi yüzde 9.9'da, çift haneye ulaşmamak başarı olacak gibi görünüyor.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar