TÜFE-ÜFE makası neden açılıyor?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

TÜFE, ocak ayında yalnızca yüzde 0.41 artış gösterdi ve geçen yılın ocak ayındaki yüzde 1.85'in devreden çıkmasıyla yıllık oran yüzde 4.9'a geriledi. Bu, TÜFE'de şimdiye kadar görülmüş en düşük yıllık orana işaret ediyor. Gerileme, çok büyük aksilikler ve özellikle petrol kaynaklı zamlar görülmediği takdirde şubatta da sürecek. Geçen yılın şubat ayındaki yüzde 1.45 devreden çıkacak, onun yerine şimdiki tahminlere göre yüzde 0.5 dolayında bir artış girecek ve böylece yıllık oran şubat sonunda yüzde 4'e kadar gerileyebilecek. Marttan itibaren ise geçen yılki oranlar da düşük olduğu için baz etkisinin avantajı ortadan kalkacak ve küçük dalgalanmalar dışında yatay bir seyir ortaya çıkacak.

Yıllık TÜFE'nin ocak ayında hızla gerilemesini sağlayan baz etkisi, ÜFE'de ise tam ters yönde oluşmuş durumda. Bunun birkaç nedeni var. Birincisi, ÜFE ocak ayında yüzde 2.36 ile nisan 2008'deki yüzde 4.5'ten sonraki en yüksek artışı gösterdi. Yani ocakta, son 33 ayın en yüksek artışı ortaya çıktı. İkincisi de, geçen yılın ocak ayındaki artışın yüzde 0.58 olması, yıllık oranı baz etkisi yüzünden yeniden çift haneye taşıdı.

Ocak ayında ÜFE yüzde 2.36 artarken TÜFE artışının yüzde 0.41'de kalmasını bir çelişki gibi görmek doğru değil. Bir kere, iki endeks birbirinden tümüyle farklı. Yani, iki endekste de aynı mal ve hizmetlerin kapsanması, ancak fiyatların ÜFE'de üretici bazında, TÜFE'de tüketici bazında izlenmesi gibi bir durum yok. Dolayısıyla iki endeksin farklı oranlar vermesi şaşırtıcı sayılmaz. Ancak, yine de bir paralellik olması beklenirdi. Bu paralelliğin oluşmaması da, ÜFE'de maliyet unsurunun çok belirgin olmasından kaynaklanıyor. Özellikle kur ve ithal maliyet etkisi ÜFE'de kendini göstermiş durumda. TÜFE'nin böylesine düşük artmasında ise talep eksikliği ve mevsimsel nedenlerle bazı mal gruplarında fiyatların gerilemiş olmasının etkisi bulunuyor.

TÜFE-ÜFE makası

Yıllık TÜFE geçen yıl eylül ayında yüzde 9.24 düzeyinde bulunuyordu. Önceki yıla göre aylık artışların daha iyi gelmesiyle yıllık oran gerilemeye başladı ve dört ay boyunca sürekli gerileyerek ocakta yüzde 4.9'a kadar indi. Daha önce de belirttiğimiz gibi şubat sonunda yüzde 4 dolayında bir oran görmemiz de kuvvetle muhtemel.

TÜFE ve ÜFE, yıllık bazda geçen yılın ilk on bir ayında genel olarak paralel bir seyir izledi. Aralık ayıyla birlikte ayrışma başladı ve bu durum ocak ayında iyice belirginleşti. Öyle ki, ocak ayı itibariyle yıllık artışlar arasında bire birden fazla fark oluştu. Yıllık TÜFE yüzde 4.9'a inerken, yıllık ÜFE yüzde 10.8'i buldu.

Bu ayrışmanın nedenlerini biraz önce sıraladık. Bundan sonra ne olabileceğine gelince…

Baz etkisi TÜFE'de bu ay da sürecek, sonra devreden çıkacak. ÜFE'de ise geçen yıl şubat, mart ve nisan aylarında görece yüksek artışlar vardı. Dolayısıyla ÜFE'de ocak sonunda ulaşılan yüzde 10.8, bu üç ay boyunca, ya sabit kalacak ya da çok küçük oynamalar gösterecek. Tabii ki, olağandışı fiyat hareketlerine yol açacak dış gelişmeler yaşanmazsa…

ÜFE'den gelecek etki

ÜFE ile TÜFE temelde farklı endeksler olmakla birlikte, aralarında hiç etkileşim olmayacağını söyleyebilmek mümkün değil. ÜFE'nin özellikle kur artışından etkilenen maliyet artışının, bir süre sonra TÜFE'ye yansıması kaçınılmaz. Ama kabul etmek gerekir ki, bunu ölçebilme şansına sahip değiliz. Bir yandan kurdaki yükselme, bir yandan petrol fiyatlarında ortaya çıkan artış önce ÜFE'yi yukarı itti ve itecek, sonrasında ise bu artış TÜFE'ye yansıyacak.

Her iki endekste de geçen yılın aynı ayındaki oranlar, baz etkisiyle yıllık oranları kağıt üstünde nasıl göreceğimizi belirleyecek. Ama fiyatların düzeyindeki seyri, bizzat yaşayacağız. Son bir yıldaki artış oranının nereye indiği değil, bir önceki aya göre artışın ne olduğunu daha çok konuşacağız.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar