TÜBİSAD: Ülkemiz KOBİ’lerle büyüyemiyor ve büyüyemeyecek!

Ufuk TARHAN
Ufuk TARHAN FÜTÜRİST UFUK [email protected]

TÜBİSAD’ın “Bilişim Sektörünün Ge­leceği ve Ekosistem Ekonomisi” top­lantısında, Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme için KOBİ odaklı ekonomik anla­yışı terk etmesi gerektiği somut verilerle ortaya kondu. “KOBİ’lerle büyüyeceğiz” söyleminin, son 30 yılda gerçekleşmedi­ği ve önümüzdeki yıllarda da gerçekleş­meyeceği açıkça ifade edildi. Çözüm öne­rileri net bir şekilde paylaşıldı.

Toplantıya ev sahipliği yapan TÜBİ­SAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Tombalak, çarpıcı verilerle dolu açılış konuşmasında, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artırması için teknoloji, ekosistem ve yatırım odaklı bir modele geçmesi gerektiği­ni vurguladı. Tombalak, bu vizyonun büyüme için tek çıkar yol olduğunu belirterek devlet politikalarının ve büyük şirketlerin strateji­lerinin de bu modele uygun şekilde değiştiril­mesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ha­kan Aran, Garanti BBVA Genel Müdü­rü Mahmut Akten ve Index Grup Yöne­tim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, hayal edilen büyümenin küçük işletmelerin omuz­larına yüklenemeyeceğini ve bu stratejinin yeni dünyada geçerliliğinin olmadığını ra­kamlarla açıkladılar. Dünya ile rekabet etmek için önemli fırsatların bulunduğunu, ancak bu fırsatların iddialı bir büyümeye ve başarı­lı sonuçlara dönüşmesinin yalnızca “kapsa­yıcı, çevik ve esnek bir birleşme stratejisi” ile mümkün olabileceğini ifade ettiler.

Sorunlar ve çözümler belli. Şirket­ler gönüllü ve hazır. O halde seferberlik şart!

Geçtiğimiz hafta katıldığım toplantı, Tür­kiye’nin önde gelen teknoloji, iş dünyası ve fi­nans kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ve CEO’larını bir araya getiren oldukça önemli bir etkinlikti.

Konuların son derece samimi, derinleme­sine ele alındığı ve çarpıcı açıklamaların ya­pıldığı bu toplantıdan aldığım notları aşağıda paylaşıyorum:

1- Türkiye’nin yatırım çekmek, ihracatı­nı artırmak ve bölgenin en güvenli, ölçekli ve yetkin ülkesi haline gelmesi için “Teknoloji ile Büyümek, Ekosistem ile Büyümek ve Yatı­rımla Büyümek” anlayışı bir seferberliğe dö­nüşmeli.

2- İnternet altyapımız artık rekabetçi değil ve bu durum giderek daha büyük bir sorun ha­line geliyor. Altyapı hızla iyileştirilmeli ve ya­pay zekaya entegrasyon sağlanmalı.

3- Şirketler, veri rekabetine hazırlanmalı. Yapay zekanın ekonomik katkısını artırmak için altyapı yatırımları hızla yapılmalı.

4- Kurumlar, in-house (şirket içi) geliştir­dikleri çözümleri ürünleştirerek ekosistem ekonomisine dahil etmeli. Veri merkezleri, yalnızca depolama alanı olmaktan çıkarılıp değer üreten merkezlere dönüştürülmeli.

5- Şirketlerin birleşerek büyümesini ve öl­çeklenmesini sağlayacak etkin teşvik meka­nizmaları devreye alınmalı. Adil, çağdaş ve güvenilir regülasyonlarla bölgesel ve global rakiplerle hem işbirliği yapılabilir hem de re­kabet edebilir hale getirilmeli.

6- Üniversiteler, bilim ve teknoloji üreten merkezlere dönüşmeli. Teknokentler, vergi avantajı sağlamanın ötesine geçerek girişim­cilik ekosistemine gerçek anlamda katkı sağ­layacak hale getirilmeli.

7- Teknoloji ve fintek ekosistemimiz iyi gö­rünüyor algısı var ancak realist bakarsak, ge­lişmiş ülkelerin gerisinde. Daha güçlü finan­sal iş birlikleri ve regülasyonla uyumlu yapı­lar oluşturulmalı.

8- Özel sektöre yönelik teşvikler artırılarak küresel yatırımlar için cazip bir ekosistem ya­ratılmalı.

Sonuç ve anladığım:

İş dünyasında, en küçükten en büyük ölçek­li şirketlere kadar, katıldığım tüm toplantılar­da büyük ama soğukkanlı bir heyecan, bastı­rılmış telaşla karışık bir motivasyon gözlem­liyorum. Dünyadaki ekonomik, teknolojik ve jeopolitik dönüşümün olası sonuçlarına dair farkındalık oldukça yüksek. Sorunlar ve çö­zümler belli. Öncelikle kamunun ve tabii ki herkesin dönüşüme “seferberlik” modunda odaklanması gerektiği artık genel kabul gör­müş bir gerçek.

Türkiye’mizin bölgesel lider olabilme­si için “teknoloji, ekosistem ve yatırımla büyüme stratejisini” benimsemesi ve ge­reklerini yapması artık sadece siyasi bir tercih değil, milli güvenlik seviyesinde bir zorunluluk ve sorumluluk.

Hedef büyük, zaman dar. Türkiye’yi global arenada hak ettiği yere taşıyabil­meliyiz!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar