TTK tartışması uzadıkça

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Türk Ticaret Kanunu'na ilişkin tartışma uzadıkça uzadı! Kanun teknik hazırlık ve yasama süreçlerinde bu kadar tartışılsaydı bugün kimsenin sesi çıkmaz, hedef kitle yürürlük tarihi olan 1 Temmuz 2012'ye bekler, aradaki zamanı uyum çalışmaları için kullanırdı. Şimdiyse hedef kitle bekliyor! Neyi? Kanunda değişiklik yapılmasını ya da yürürlük tarihinin ertelenmesini…      
Beklentileri doğuran gerekçelerin eğriliği, doğruluğu bir tarafa, iş dünyasının itiraz ve talepleri tüm açıklığıyla ortada. Sorun, siyasi tarafta. Kanunun siyasi tarafı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı. Aynı zamanda uygulamadan sorumlu kamu otoritesi olarak tartışmaları noktalayacak, kanunla ilgili talepleri değerlendirip sonuca götürecek olan yetkili taraf…    
Gelinen noktada, artık bakanlık konuşmalı. Kanunun "akıbetini" açıklığa kavuşturmalı. Bakan Hayati Yazıcı, çeşitli toplantılarda yaptığı konuşmalarda konuya değiniyor, yürürlüğün ertelenmeyeceğini, itirazların "ikincil mevzuat" ile giderileceğini söylüyor.
Ancak, açıklamaların iş dünyasını "ikna" etmediği görülüyor. Çünkü kanun "ikincil mevzuat" konusunda da sorunlu. Dolayısıyla iş dünyasından, hukukçulardan gelen eleştiri ve önerilerden hangilerinin "ikincil mevzuata" nasıl yansıtılacağı, bunların talepleri ne ölçüde karşılayacağı, hangilerinin aynen kalacağı net bir dille açıklanmalı. TTK "önce çıkarılıp sonra tartışılan" kanun garabetinden kurtulma şansına ancak böyle erişebilir!
Muhalefet atakta
İktidarın Meclis Grubu, TTK konusunda sessiz. Muhalefet kanadıysa harekete geçti. CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ile MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın kanun değişikliği teklifleri TBMM Başkanlığı'nda yasama sürecine girmeyi bekliyor. Tekliflerin içerikleri farklı.
Mehmet Ali Susam, teklif gerekçesindeki ifadeyle, "Ticaret hayatını düzenleme niyetiyle yola çıkılırken tam aksine ticari hayatı içinden çıkılmaz bir noktaya getirecek olan TTK'nin yeterince tartışılması, eksiklik ve sorunlarının giderilmesi amacıyla yürürlük tarihinin bir yıl ertelenmesini (1 Temmuz 2013)" öngörüyor.
Lütfü Türkkan TTK'nin "Suçlar ve Cezalar" başlıklı 562'inci maddesinin yeniden düzenlenerek, hapis cezalarının "ekonomik suça ekonomik ceza" ilkesi doğrultusunda idari para cezalarına dönüştürülmesini öneriyor.
Sinan Aygün'ün teklifi de TTK'deki hapis cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesinin yanı sıra, ortakların şirkete borçlanması ve şirketlerin veb sitelerinde yer verilecek bilgilerin sınırlandırılmasıyla ilgili kapsamlı değişiklikleri içeriyor.
Bu tekliflerin meclisten "geçme" şansı bakanlığın ve hükümetin tavrına bağlı. TTK'de değişikliğe gidilirse muhalefetin teklifleri de tasarıyla birleştirilerek değerlendirilir. Bakanlık, gittikçe uzayan TTK tartışmalarına  noktayı koymalı!
Polat Enerji'den açıklama:
Polat Enerji 14 Mart 2012 tarihli DÜNYA Mikro Politika'da yayımlanan Elektrik Piyasası Kanunu taslağıyla ilgili görüşlerinin tam yansıtılmadığı gerekçesiyle bir açıklama gönderdi. Özetle şöyle:
Rüzgâr santrali lisans başvurularında sadece ölçüm zorunluluğu getirilmiş. Önerimiz, sadece ölçüm değil finansman sağlayacak kuruluşların uygun gördüğü fizibilite kriterleri çerçevesinde hazırlanacak enerji analiz raporlarının da sunulması.
Rüzgâr başvurularının tek günde alınması sektörün gelişimini yavaşlatacak. Yatırımcıların belirledikleri yerlerde bugünden ölçüme başlamaları ve prosedürü yerine getirerek başvuruda bulunabilmesi ve aynı şartları aynı trafo merkezi için sağlayan şirketler için yapılacak yarışma sonucunda, tek başına müracaat eden şirketler için kapasitenin hemen tahsis edilmesi için düzenleme yapılmalı.
Taslakta yarışmaların MW başına, ödemenin santral işletmeye girdikten sonra yapılacağı belirtiliyor. Ödemenin, yarışma sonrasında ve en geç 30 gün içinde bir defada TEİAŞ'a yapılması lisans ticaretinin önüne geçilmesinde daha etkili olacak.
Taslakta yer almayan Yeşil Elektrik satışına ilişkin düzenlemenin kanunda yer alması gerektiği görüşündeyiz. Bu yönde bir mekanizma bulunmadığı için tedarikçi elektriğin yenilenebilir kaynaklardan üretildiğinden emin olamıyor. Düzenleyici otoritenin sorumluluk ve denetiminde geliştirilecek, ticari değeri bulunmayan bir "Kaynak Türü Belgesi" sorunun çözümünde etkin bir araç olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013