TSPB Başkanı İbrahim Öztop: Halka arzların sayısı artacak, yatırımcı sayısı 10 milyona çıkacak
Türkiye sermaye piyasaları büyüyor. Pandemi sonrasında hızlanan halka arzlarla, işlem gören şirket sayısı 550’lere dayanırken, yatırımcı sayısı da hayal edilemeyecek kadar arttı. Öyle ki yıllardır aşılması beklenen 1 milyon barajı rekor bir hızla 8 milyonu geçti. “Sermaye piyasalarına olan ilginin artmasını bekliyoruz” diyen Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı İbrahim Öztop, bu yıl için hem birincil hem de ikincil halka arzların artacağını belirterek, yatırımcı sayısının 10 milyona yaklaşacağını beklediğini ifade etti. Fakat Öztop’a göre, bu artış kadar önemli olan bir başka faktör, gelen bu yatırımcı kitlesini korumak. Bu anlamda yapılan finansal okuryazarlık eğitimlerinin önemine değinen Başkan Öztop, aracı kurumların da ürün portföyünü genişletmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı Öztop ile sermaye piyasalarının gelişimi, halka arzlar, yatırımcı sayısı, sosyal medya ve piyasalar üzerine konuştuk.
10 kişiden biri hisse senedi yatırımcısı
Türkiye’de uzun yıllar 1 milyon seviyelerinde kalan pay senedi yatırımcı sayısı rekor düzeyde artarak bu yıl Mart sonunda 8 milyon 216 bine ulaştı. Böylece ülkemizdeki her 10 kişiden birinin pay senedi yatırımcısı olduğunu söylemek mümkün. Pay piyasamızın sunduğu fırsatların daha geniş bir yatırımcı kitlesine sunulmasının, sermaye piyasalarına olan ilginin devamlılığını sağlayacağını düşünüyorum. Bu ortamda yatırımcı sayısının 10 milyona ulaşması sürpriz olmaz. Tabii bu ilgi Birlik olarak bize ciddi bir sorumluluk ve yükümlülük getirdi.
Halka arzlarla 5 yılda 145 milyar TL tutarında kaynak sağlandı
Artan yerli yatırımcı sayısının yanı sıra sermaye piyasalarının sunduğu finansman olanakları şirketlerimizin piyasamıza olan ilgisini artırdı. 2019 yılından bugüne toplamda (borsa yatırım fonları hariç) 180 şirketin halka arzı gerçekleştirilmiş oldu. Bu yılın ilk dört ayında ise 10 şirketin 22.9 milyar TL’lik halka arzı yapıldı. 2019 yılından 2024 yılı Nisan ayına kadar olan dönem itibarıyla şirketlere, halka arzlar yoluyla sermaye piyasalarımızdan yaklaşık 145 milyar TL kaynak sağlandı. 2020 yılı sonunda borsaya kote şirket sayısı 394 iken, bu sayı 2024 yılı Nisan ayında 548’e ulaştı. Hem şirket sayısındaki artış, hem de fiyatların yükselmesiyle Borsa İstanbul’un piyasa değeri Aralık 2020 ile Nisan 2024 tarihlerini de kapsayan 3 yıldan fazla dönemde yüzde 637 artarak 13 trilyon lirayı aştı.
2023 yılında özel sektör tarafından gerçekleştirilen borçlanma aracı ihraç tutarı 2022 yılına göre yüzde 27 oranında artarak 459 milyar TL’ye ulaştı. Sıkı para politikasının da etkisiyle özel sektör borçlanma aracı ihraçları, 2024 yılı ilk çeyreğinde önceki çeyreğe kıyasla yüzde 7 büyümeyle yaklaşık 146 milyar TL’ye çıktı.
34 yaş altı ve 10 bin liranın altında portföy ağırlıkta
Borsa İstanbul pay senedi yatırımcılarının alt kırılımlarına bakıldığında; yerli bireysel pay senedi yatırımcıların önemli bir kısmının 34 yaş altı gençlerimizden oluştuğunu görmek bizim için sevindirici ve geleceğe daha güçlü bakmamızı sağlayan bir gelişme. Yatırımcıların yarısından fazlasının küçük portföy tutarlarıyla pay senedine yatırım yaptığını gözlemliyoruz. 2024 yılı Mart ayı verilerine göre, yerli bireysel pay senedi yatırımcılarının yüzde 53’ünün portföyü, 10 bin liranın altında.
Gençlerin yanı sıra, kadınların da sermaye piyasasına katılımının artmasıyla son yıllarda yatırımcı profilinde gözlediğimiz dönüşümü önemli bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Bu anlamda sermayenin tabana yayıldığını söyleyebiliriz. Son yıllarda gerileme eğilimine giren yabancı yatırımcıların pay senedi varlıklarının da son bir yıla yakın zamanda yeniden arttığını görüyoruz. Geçen yıl Mart sonu itibarıyla 650,6 milyon lira olan yabancı yatırımcıların pay senedi varlıkları son bir yılda ise yüzde 194,6 oranında büyüyerek 2024 yılı Mart sonu itibarıyla 1 trilyon 917 milyar liraya ulaştı. Böylece 2023 yılı Mart ayı sonunda yüzde 28 olan yabancı yatırımcıların toplam pay senedi varlıklarındaki payı, 2024 yılı Mart ayı sonu itibarıyla yüzde 37’ye çıktı. Ancak geçmiş yıllarda yabancı yatırımcının payının yüzde 60-65 olduğunu düşündüğümüzde daha gidecek çok yolumuz olduğunu görüyoruz. Ülkemizin sürdürülebilir büyümesinde sermaye piyasalarının oynadığı rolün daha da güçlenmesi için yerli yatırımcıların yanı sıra, yabancı yatırımcıları da ülkemiz sermaye piyasalarına çekmeye odaklanmamız gerekiyor.
Not artışları yabancı girişini hızlandıracak
Hükümetimizin geçen yıl gerçekleşen seçim sonrasında uyguladığı ekonomi politikalarının yarattığı değişim, kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarını da beraberinde getirdi. Bu politikaların devam etmesi durumunda yeni not artışlarının gelmesi ve aynı zamanda küresel merkez bankalarının faiz indirimlerine başlaması gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının artmasına destek sağlayacak ve ülkemize yabancı sermaye girişini hızlandıracaktır. Bu noktada başta Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek olmak üzere Bakanlık ve Merkez Bankası’nın, yabancı yatırımcıları ülkemize çekmek adına yoğun temasları olduğunu görüyoruz. Buna ilave olarak aracı kuruluşlarımız da bazı finans çevrelerine ziyaretler gerçekleştiriyor.
Yabancı yatırımcıların yeniden Türkiye’yi radarına almalarının da etkisiyle bazı aracı kuruluşlarımız; Londra, New York gibi finans merkezlerindeki yatırımcılara yönelik olarak Türk şirketlerinin yöneticileriyle birlikte toplantılar düzenlemeye başladı. Bunları artırarak sürdürmemiz lazım.
Yatırım fonlarına ilgi artıyor
Pay senedinde yaşanan gelişmelere paralel olarak, yerli yatırımcıların sermaye piyasalarına olan ilgisi portföy yönetim şirketlerimiz tarafından yönetilen yatırım fonları bazında da artıyor. Portföy yönetim şirketlerince yönetilen fonların çeşitliliği artarken portföy tutarları da son yıllarda önemli oranlarda büyüyor. Geçen yıl Mart sonunda 1 trilyon 749 milyar lira olan portföy yönetim şirketlerimizce yönetilen toplam portföy, bir yılda yüzde 140’a yakın artarak 4 trilyon 183 milyar liranın üzerine çıktı. Bu büyümede yatırım fonlarındaki büyüme etken oldu. Son üç yılda sermaye piyasası varlıklarının, toplam finansal varlıklar içerisindeki payı 5 puan artarak 2024 yılı Mart ayı sonu itibarıyla yüzde 45’e çıktı.
Büyüme yatırımcının eğitim ve korunmasından geçiyor
Son yıllarda sermaye piyasalarına gerek arz gerek talep tarafında ilgi çok önemli. Ancak gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda hala güçlü bir potansiyele sahip olduğumuzu görüyoruz. Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir büyümesi, kaynakların gelecek ve teknoloji odaklı, verimli alanlara yönlendirilmesi için sermaye piyasalarımızı geliştirmemiz şart. Sermaye piyasalarımızın büyümesinin yolu da yatırımcının korunmasından ve bilgilendirilmesinden geçiyor. Bu anlamda son dönemlerde gerek yatırım kuruluşlarımızın gerek portföy yönetim şirketlerimizin birçoğunun dijital medyanın olanaklarını da kullanarak yatırımcıların bilgilendirilmesi için yoğun çaba içerisinde olduklarını görüyor ve bundan memnuniyet duyuyoruz.
Finansal okuryazarlığı, sermaye piyasaları okuryazarlığını, başta yatırımcılarımız olmak üzere toplumumuzun geneline yaymak, sermaye piyasalarımızın büyümesi ve derinleşmesini sağlamak ve yatırım ekosistemimizi güçlendirmek amacıyla TSPB olarak da pek çok etkinlik düzenliyoruz. Diğer yandan bireylerin küçük yaşlardan itibaren finansal eğitiminin sağlanması çok önemli. Bu anlamda sizin aracılığınızla bir kez daha finansal eğitimin zorunlu eğitim müfredatı ile entegre edilmesi çalışmalarından memnuniyet duyduğumuzu vurgulamak isterim.
Başkan İbrahim Öztop'tan satır başlıkları
- Yatırımcıları bilinçlendirmemiz gerekiyor. Günlük harcayacakları kaynağı değil, tasarruf için ayırdıkları kaynakları borsada değerlendirmelerini tavsiye ediyor.
- İlerisi için iyimserim. Yatırımcı sayısındaki artışı olumlu buluyorum. Fakat bu kompozisyonda uzun vadeli yatırımcı tarafının, özellikle yabancı yatırımcı tarafının eksik kaldığının farkındayız. Onlar için de bazı kilometre taşlarının olması kritik.
- İkinci yarıda yabancı girişinin hızlanması bekleniyor. Ayrıca büyük halka arzlar da gelecek. Özellikle sanayi ve enerji şirketlerinden büyük halka arzlar bekliyorum.
- Yabancı yatırımcı özellikle derinliği ve hikayesi olan belli ölçekteki şirketlere ilgi duyacaktır. Halka arz tarafında gidecek çok yolumuz var. Büyük ölçekli bazı şirketlerimizin hala borsaya gelmediğini biliyoruz. Ama halka arzı herkesin artık ajandasına aldığını da görüyoruz.
- Sektörde insan kaynağı en önemli risk. Sektör olarak teknolojide çok iyi durumdayız ama insan kaynağı açısından sıkıntılarımız var.
- Kripto piyasasını anlamamız gerekiyor. Sonuçta kripto da bir yatırım aracı. Bu nedenle uzak durmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Aracı kurumlar farklı ürün ve danışmanlıkla öne çıkabilir
Aracılık ve portföy yönetimi sektörümüz, 2023 yılında hayli başarılı bir yılı geride bıraktı. Aracı kurumların işlem hacmi 2023 yılında önceki yıla kıyasla yüzde 85 artışla 65 trilyon TL’ye yükseldi. Bu yıl yükseliş devam ediyor. Nitekim ilk 3 ayda pay piyasası hacmi geçen yılın yüzde 57 üzerinde gerçekleşti. Ekonomi yönetiminin uyguladığı dezenflasyonu önceleyen politikalarla birlikte aracı kurum ve portföy yönetim sektörümüzü, 2024 yılında önceki yıllara kıyasla daha ılımlı bir büyüme dönemi bekliyor. Risksiz getiri oranının yüksek seyrettiği ortamda, aracı kurumların müşterilerine pay senedi alım satımı aracılığının yanında, yatırım fonu satışı gibi farklı sermaye piyasası ürünlerinin yanı sıra, yatırım danışmanlığı ve bireysel portföy yöneticiliği hizmeti sunmasının kendilerini öne geçireceğini düşünüyorum.
Büyüme potansiyelimiz yüksek ama yabancı yatırımcı şart!
Son yıllarda sermaye piyasalarımıza olan yatırımcı ilgisinin artışına bağlı olarak gözlenen büyümeye rağmen, Borsa İstanbul’a kote şirketlerin piyasa değerinin GSYH’ye oranının uluslararası karşılaştırmalara göre sınırlı kaldığını görüyoruz. 2023 yılı için bu oran Türkiye için yüzde 30 olarak hesaplanırken, Endonezya ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerde bu oranın yüzde 50 civarında, Tayland ve Malezya’da ise yüzde 90-100 bandında olduğunu görüyoruz. Önde gelen gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 50 ile yüzde 140 arasında değişiyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler incelendiğinde, sermaye piyasalarımızın önemli bir büyüme potansiyeli taşıdığını düşünüyoruz. Sermaye piyasalarımızın büyüyerek benzer ülkelere yakınsayabilmesi için yabancı yatırımcıların katılımını artıracak adımlar atılmasının faydalı olacağı kanaatini taşıyorum.