Trump’ın vergileri
Trump’ın vergilerinden sonra ortalık yeniden karıştı. Gerçi uzun zamandır hiç durulmamıştı. Bazı şeylerin adı koyulduğu zaman daha net tepkiler, daha net tavırlar ortaya çıktı. Ocak ayının başından itibaren neredeyse her gün gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada, yapılan açıklamalara baktığınızda Trump’ın onlarca farklı karar aldığını ve değişiklikler yaptığını düşünürsünüz.
Oysaki bugün ne olmuş diye baktığınızda o kadar haber yoğunluğunun ve gündemin içerisinde iç ve dış politikaya dair yapılan bir iki basit hamle var. İç politika gündemine önümüzdeki hafta yazdığım yazımda değineceğim. Bu hafta dış politikadaki o curcuna içerisinde, aslında çok basit olan politikaya, uygulanabilirliğine ve neticesine bakalım.
Öncelikli olarak Trump ne yapmak istiyor? Trump’ın açıkladığı verilere göre 2000’lerin başında dünya imalatının %28’e yakın bir kısmı Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılırken, bu rakam bugün %13’lere kadar gerilemiş durumda. Trump böyle söylüyor. Trump’a göre çözüm basit. Amerika’ya giren mallar diğer bir deyişle, malları satan ülkeler daha fazla vergi ödeyecek ki ya firmalar fabrikalarını Amerika’da açacak ya da gümrük vergisi farkından dolayı Amerika açığını kapayacak.
Aslında çok basit, hiç karmaşık olmayan bir politika. Trump bunun gerçekten işleyeceğini düşünüyor. Referans olarak da 1980-1988 arası başkanlık yapan Ronald Reagan’ın o meşhur Amerikan sanayisini kalkındıran buna benzer politikalarını örnek alıyor. Ancak Trump’ın belki de yanlış yönlendirildiği veya görmek istemediği konu şu. Ne 1980’lerdeyiz, ne de 2000’lerde.
Reagan bu hamlesini yaptığında Amerika’nın bir müttefiki olan ve Amerika’da artık çok güçlenmeye başlamış Japon otomotiv sanayinin önüne geçmek istiyordu. Fakat bu politika Japon ekonomisini bitirmek için değil sadece Amerikan yapımı arabaları teşvik etmek için uyguladığı bir politikaydı. Oysaki bugünün Çin’i o günün Japonya’sı değil, 2000’lerin Çin’i 2025 senesinin Çin’i de değil.
Çin artık sadece ucuz üretim yapan bir pazar değil. Belli kalitenin üzerine çıkmış ürünleri olan, dünyada kalite açısından da rekabetçi olmaya başlayan bir sanayi ve teknoloji devi. Ama sadece mesele bu da değil. Çin aynı zamanda başlı başına dünyanın en büyük alım gücü olan pazarlarından biri. Yani sadece iç pazara yönelse bile Çin’deki birçok firma vergilere rağmen rahatlıkla ayakta kalabilir. 2000’lerde ya da daha öncesinde bunu söyleyebilmek çok mümkün değildi.
Gelelim Trump’ın politikasının muhtemel başarısızlığa uğrayacağını düşünmemin ikinci sebebine. Küreselleşme dediğimiz hadisenin ne olduğunu tam da bugünlerde görüyoruz ve yaşıyoruz. Tüm ekonomiler birbiriyle iç içe geçmiş. Bir sanayi ürününün kırk parçası kırk ayrı ülkede yapılıyor.
En güzel örneklerinden biri de Amerikan menşeli arabaların Kanada ve Amerika arasındaki üretim hikâyesi. Yedek parçalar çok kez ülke değiştiriyor ve sonunda bir Amerikan arabası ortaya çıkıyor. Bir arabayı hayata geçirebilmek için sadece bir yedek parça Amerika ile Kanada arasında en az dört kere gidip geliyor. Şimdi gel de bunu vergilendir. Neresinden tutup, neresini dışarıda bırakıp, neresini vergilendirmeye dâhil edeceksin.
Gelelim üçüncü probleme; ülke Amerika ya da Çin bile olsa bir ürünün a’dan z’ye yapılması, fabrikaların açılması, üretilmesi, tasarlanması ve pazarlanması birden olmuyor. Uzun zaman yatırım, ar-ge ve geliştirme faaliyetleri neticesinde belli bir kıvama geliyor.
Yani Trump’ın üretimi Amerika’ya çekme politikası, yukarıda bahsettiğim o hiçbir sorunun olmadığını varsaydığımızda bile çok zor. Bu firmaların da fabrika kurmak için koşa koşa Amerika’ya geldiğini düşünelim, Amerikalıların da birden evet hepimiz fabrika kuruyoruz büyük büyük yatırımlar yapacağız dediğini varsayalım. Hani olmaz ya yine de böyle düşünelim. Her şey Trump’ın istediği gibi oldu.
Bunun verimini alana kadar geçen sürede Amerikalılar için hayati olan birçok şeyin fiyatındaki artış Trump’ı da götürür Cumhuriyetçilere de bir müddet seçim yüzü göstermez. Gelen yeni yönetimde biraz da popülist sebeplerden, Trump ne yaptıysa geriye döndürür ve bu dört sene dünya ekonomisini total olarak daralmaya sokan bir dönem olarak tarihe kazanır.