Trump’ın siyah altını
ABD başkanlık seçimleri sonrasında Trump politikalarının petrol ve petrol şirketlerine yarayacağı düşüncesiyle fiyatların hızlıca yükseldiğini hep beraber izledik. Ancak bunun hatalı bir fiyatlama olduğunu ne yazık ki pek azımız görebildi. Zaten o sırada “her şeyi al” çılgınlığının ortasında bunu görebilmek pek de mümkün değildi.
Oysa işin aslı düşünce olarak şurada gizliydi; gerçekten de Trump’ın politikaları daha çok harcamaya ve bu şekilde büyüme ve ekonomiyi stimüle etmeye dayalı olacak gibi görünüyor, ekonomik açıdan. Tabi bu durum ister istemez enflasyonu körükleyecek bir ortam oluşturmalı. Ancak Trump dahil herkes enflasyonun karşısında yer alıyor. Bu nedenle hem bir yerden enflasyonu desteklerken bir yerden de yavaşlatacak bir şeyler olmalı. Zaten tam da bu yüzden “siyah altın en çok bizde var, o işi bana bırakın siz” demedi mi?
Benim düşünceme göre OPEC+ ile de anlaşarak(?) petrol arzını kontrol edecek ve fiyatı baskı altında tutacak. Böylece enflasyon sepetindeki en önemli kalemlerden birisini kısmen düşürerek enflasyonun yükselmemesini sağlayacak. Bu anlamda bir uyarı daha yapayım; benim düşünceme göre Fed faiz indirimlerine 3 ayda bir 25 baz puan olarak devam edecek. Ve bu sırada enflasyon 1-2 ay belki yükseldikten sonra yeniden aşağı doğru süzülecek. Bununla birlikte tahvil faizi de güneye doğru hareketlenir. Zaten fazlasıyla yükselmişti.
Tekrar petrole dönersek, fiyatlar üzerinde siyasi açıdan oluşacak baskının yanında bir de Çin talebi konusu var. En son verilere göre Çin’in petrol ithalatı geçen ay bir kez daha düştü, öyle ki Ekim ayında gümrükten geçen petrol önceki aya göre %2 düşüşle 44.7 milyon ton azalmış. %2’yi önemsiz bulduysanız bir de geçen senenin aynı ayıyla karşılaştıralım; orada da %10’a yakın bir düşüş söz konusu. Hatta bir veri daha sunayım; sene başından bu yana yapılan petrol ithalatı geçen senenin aynı dönemine göre %3’ten fazla düşmüş.
Birçok emtiada olduğu gibi, eğer Çin olaya el atmazsa orada fiyat yürümeyecektir. Bu noktada bir de rafineri marjının düşmeye devam ettiğini hatırlatmak lazım. Rafineri marjı giren ham petrolden çıktı olarak elde edilen ürünlerin fiyatının çıktı sepeti içindeki yüzdeleri ile çarpılarak elde edilen değerin arasındaki farka deniyor. Bu değer arttıkça rafinerilerin karlılığı artar, düştükçe düşer. Sonuç olarak rafineri marjı düştükçe rafinerilerin petrol talebi azalır ve bu da fiyat üzerinde negatif etki oluşturur. Dolayısıyla bu açıdan da baktığımızda petrol gemisi rüzgârı kafadan alıyor ve yavaşlıyor.
Ek olarak, 2025 senesi içinde büyük ihtimalle OPEC+’nın da uzun süredir uyguladığı üretim kotasının rafa kalktığını ve petrol arzının kademeli olarak arttığını göreceğiz. Böylece artmaya talebe karşılık azar azar artan arz fiyatın üzerinde baskı için başka bir unsur olacak.
ETF’lerin hikayesi
ETF’ler kaldıraç sevmeyen yatırımcıların veya kurumsallıkları gereği kaldıraç kullanamayan ama yatırım yapan şirketlerin tercih ettiği ve çok geniş bir yelpazede yatırım imkânı sunan yatırım enstrümanlarıdır. Doğal olarak böyle geniş bir kitlenin yatırım enstrümanı olduğu için piyasadaki akımlar hakkında bize bir fikir sunar.
Şöyle bir incelediğimde 2024’te yatırımcıların hisse senedi ETF’lerine ve Bitcoin ETf’lerine, tabiri caiz ise parayı kamyonla boşalttıklarını görüyorum. Tabi haklı nedenlerle. Bir sürü sayılarla kafa karıştırmak istemem o yüzden elimdeki sayısal veriyi burada paylaşmıyorum ama biraz özetleyebilirim sanırım. Seçim gününde hisse fonlarına son 3 ayın en yüksek para girişi olması yatırımcıların Trump dönemine umutla baktığını gösteriyor. Hayırlısı olsun diyeyim… ilginç bir şekilde tahvil bono ETF’lerine de aynı gün son 3 ayın en büyük para girişi olmuş. Yani aslında petrol bahsinde değindiğim üzere tahvil piyasasındaki hatalı fiyatlama düşüncemi destekliyor. İşin ilginç bir boyutu da seçimden sonra bu iki ana ETF grubunda alımlar devam etmiş.
Kendi görüşümü paylaşarak bu haftaya son veriyorum; hisse senetleri tarafında biraz şüpheciyim ancak bazı hisselerde varlığımı artırdığımı söyleyebilirim. Tahvil cephesi ise bence bir kez daha tarihi bir fırsat veriyor.