Trump’ın Noel Baba yerine gelişi: Küresel sanayi, ticaret, lojistik ve tedarik zinciri

Bora Tamer YILMAZ
Bora Tamer YILMAZ Ekonoritmiks [email protected]

Geçtiğimiz hafta İsviçre Mer­kez Bankası Başkanı, “Al­manya hapşırdığında biz grip olu­yoruz” ifadesiyle küresel eko­nomideki kırılganlığı özetledi. Almanya’daki ekonomik daralma, İsviçre’yi ciddi şekilde etkiliyor; para birimi Frank, son 10 yılın en değerli seviyesine ulaştı.

Küre­sel deflasyon rüzgarları, İsviçre gibi stabil ekonomileri bile teh­dit altına alırken, bu durum Tür­kiye dahil birçok ülke için riskle­rin derinleştiğine işaret ediyor. Özellikle sanayi üretimi ve ticaret zincirlerinde görülen yavaşlama, ekonomilerde alarm zillerini çal­dırıyor.

Sanayide küresel daralma

2024 sonbaharında açıklanan PMI verileri, küresel sanayideki hız kaybını açıkça gözler önüne serdi:

1 ABD: 46,5 ile daralma bölge­sindeydi.

2 Euro Bölgesi: Almanya’nın öncülüğünde 45’li seviyele­re gerileyerek resesyon sinyalle­ri verdi. Yaz aylarında Paris 2024 olimpiyatları sayesinde bir miktar nefes alan Fransa’da hizmet sek­törü dinamizmini ekonominin ge­neline yayamadı.

3 Çin: 50,1 ile kritik eşikteydi. Beklenen toparlanma yerine durağanlık devam ediyor.

4 Türkiye: Bu gelişmeler da­hilinde eylül – ekim ayla­rında PMI, 45 gibi çok dip bir ye­re düştü.

Trump’ın etkisi

Böyle bir küresel ik­tisadi konjonktürde ka­sım ayında ABD seçme­ni sandığa gitti. Seçimin sonuçları, Trump’ın ti­caret politikalarının ge­ri dönüşüne zemin ha­zırladı. Özellikle tarım sektöründe Trump et­kisi hemen hissedilmeye başla­dı. Trump’ın oy tabanı çiftçilerin iyimserliği sayesinde ABD Tarım Barometresi seçimin akabinde güçlü bir artış gösterdi. Aynı dö­nemde Los Angeles ve Long Beach komşu limanları, rekor konteyner elleçleme verileri açıkladı.

Derken ABD reel sektör verile­ri gelmeye başladı. Trump’ın ver­gi indirim vaatleri ve ticareti ön­celikleyen yaklaşımı reel sektörü umutlandırdı. Güven endeksle­ri beklenmedik şekilde güçlenme kaydetti. ABD’de PMI, 48,4 de­ğerine toparlandı. Bu gelişmeler, Trump döneminin ticaret dina­miklerini nasıl etkileyebileceği­ne dair ipuçları veriyor. Türkiye açısından baktığımızda, Trump’ın seçilmesiyle birlikte ihracatta re­kor seviyelere ulaşılabileceği bir fırsat penceresi beliriyor. Ancak bu fırsatların değerlendirilmesi, doğru stratejilerle mümkün.

Türkiye’nin konumu

Merkez bankasının kendi araş­tırmaları Türkiye’de PMI için 50 yerine 48 seviyesinin eşik alına­bileceği görüşünde. Nitekim sınai üretim ve PMI grafikleri beraber incelendiğinde sanayideki 0 sevi­yesi PMI’da 48 değerine tekabül ediyor. Nihayet geçtiğimiz hafta başında Kasım ayı Türkiye PMI verisi açıklandı. Trump sürpriz­lerine Türkiye de katıldı ve PMI, 48,3 değerini alarak merkez ban­kasının işaret ettiği 48 eşiğinin üzerine atladı.

Üstelik önceki hafta merkez bankasının açıkladığı İktisadi Yö­nelim Anketi de güçlü geldi. Ka­pasite kullanım oranı yüzde 76 seviyesinin üzerine çıkarken reel kesim güven endeksi de 103,4 de­ğerine kuvvetlendi. Muhtemelen TÜİK, resmi sınai üretim verisini açıkladığında benzer bir desenle karşılaşacağız.

Avrupa’da devam eden resesyon Türkiye’nin dış pazar odaklı bü­yümesini zorlayabilir. Öte yandan, Trump döneminde Çin’e uygula­nacak tarifeler, Türkiye için bir fırsat penceresi ortaya çıkarabilir. ABD – Çin arasında artacak geri­limde Türkiye, lojistik ve tedarik zincirinde alternatif bir merkez potansiyeline sahip.

Sonuç: Endişe ve heyecan arasında küresel ekonomi

Trump’ın gelişinin reel ekono­miyi heyecanlandırdığını söyle­mek zor. Daha çok bir endişe hava­sı hâkim. Yine de sanayide görülen bu ivmeyi açıklamak gerekiyor. Gözlemciler, gümrük vergileri art­madan önce talebin öne çekildi­ğini düşünüyorlar. Aktörler, itha­lat süreçlerini hızlandırarak olası vergilerden kaçınmaya çalışıyor olabilir.

Trump daha işbaşı yapmadan bilindik raconunu kesmeye baş­ladı. Çin’in de üyesi olduğu BRI­CS ülkelerinden komşuları Kana­da – Meksika’ya kadar her ülkeye gümrük vergisi tehditlerini savu­ruyor. Trump’ın ültimatomlarının bir pazarlık stratejisi olduğu görü­şündekiler de var. Örneğin ilk dö­neminde Trump’ı sakinleştirmek için Çin’in ABD’den daha fazla ta­rım ürünü ithal ettiğini biliyoruz. Nitekim yine Çin, ABD’den soya fasulyesi siparişlerini hızlandır­maya başladı.

Trump’ın aklından geçenler her zaman tam anlamı ile ABD hukuk sisteminde kanuna dönüşemiyor. Ama genellikle niyeti hasıl oluyor. Bir şekilde ticaret dinamizm kaza­nıyor. Çin’de açıklanan hava kargo verileri güçlü bir artış kaydetti.

Sonuçta, Trump’ın etkileri No­el Baba gibi hediyeler getirmek­ten ziyade, ticaret dinamiklerini hareketlendirecek. Endişe ya da heyecan reel sektörün hissini bi­lemeyiz. Ama yeni yılın arifesinde somut bir canlılık var onu görüp ölçebiliyoruz. Türk sanayisinin de 2025 yılında ihtiyacı olan bu. Ha­reketliliğin ne kadar süreceği, kü­resel oyuncuların alacağı karar­lara bağlı. Türkiye, bu süreçte fır­satları avantaja çevirebilecek mi? Zaman gösterecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar