Trump’ın büyük kumarı kime kazandıracak?

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Önceki gece bu yazıyı yazmaya oturduğumda önce Ankara’daki Rusya Büyükelçisi Karlov’un bir suikasta uğradığı haberini verdi bir dostum. İster istemez televizyonu açıp cinayet anının tüyler ürpertici görüntülerini izledim. Bir süre sonra Berlin’de Noel alışverişi yapanların yoğunlukla bulunduğu bir alana dalan kamyonun en az 10 kişinin ölümüne yol açtığı haberi geldi. Kısa süre sonra bu kez Avrupa’nın en kavgadan uzak kentlerinden biri olarak bilinen Zürih’in göbeğindeki İslam Merkezi’ne silahlı bir saldırı düzenlendiğini öğrendim.

Böyle bir dünyada ve böyle bir ülkede yaşarken bir konuya odaklanıp sağlıklı analiz yapmak için telefonun, televizyonun, internetin bulunmadığı, bir mekana kapanmak gerekiyor galiba. Sorun bu kadar basit değil aslında, sağlıklı düşünebilmek için bir odaya kapanmak da çare değil. Sorunları silahla, şiddetle, zorbalıkla, devlet terörüyle çözmenin alışkanlık haline geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Siyasi sistemin, devlet kurumlarının, düşünce önderlerinin inandırıcılığını ve etkisini kaybettiği ortamda şiddet eylemleri yaygınlaşırken duruma el koyacak güçlü lider arayışı gündeme geliyor ve tek adam rejimlerine zemin hazırlıyor.

Trump’ın büyük kumarı

Uyanık ve her yolu denemiş bir işadamı olan Donald Trump da işte bu ortamda ABD Başkanlığına aday oldu ve siyaset deneyimi hayli fazla olan rakiplerini alt ederek seçimi kazandı. Şimdi çok iddialı bir programla ABD’yi bir şirket gibi yönetmeyi ve yeniden “en büyük” yapmayı deneyecek. Bu ancak bugünün dünyasında ve ancak ABD’de yaşanabilecek bir deney. Amerikan toplumu bireysel çıkışlara, risk almaya, yeniliklere çok açık bir toplum. Ayrıca, özel sektörün sistemin temelini oluşturduğuna inanıyor Amerikalıların çoğu. Siyasetçilerin kendilerini yeterince yenileyemediği ve toplumun geniş bir kesiminin beklentilerini karşılayamadığı bir ortamda, Trump gibi hiç siyaset deneyimi olmayan ve hiç kamu hizmeti yapmamış olan bir işadamının böyle bir deneye kalkışabilmesi mümkün olabiliyor Amerika’da.

Trump’ın çok başarılı bir işadamı olduğunu söylemek kolay değil ama buna karşın adını çeşitli vesilelerle çok duyurmuş bir işadamı olduğunu söylemek mümkün. İlgi çekme ve toplumu etkileme konusunda çok başarılı. Bu yeteneklerini kullanarak seçimi kazandıktan sonra şimdi ekonomiyi canlandırmayı ve ABD’nin dünyadaki etkisini artırmayı hedefl iyor.

Trump’ın ekonomiyi canlandırma programı özel sektörün önünü açarak yatırımları ve üretimi artırmayı hedefliyor. Bu amaçla kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarının düşürülmesi, her alanda devlet müdahalesinin en aza indirilmesi ve altyapı yatırımlarıyla kamu harcamalarının artırılması hedefl eniyor. Ayrıca sanayinin korumacı önlemlerle desteklenmesi öngörülüyor.

Piyasalar balonu satın aldı

Özel sektörün efsanevi gücüne öncelik veren bu yaklaşımın başarılı olacağı inancı bir anda bir saman alevi gibi sardı piyasaları. Borsalar yeni rekorlara tırmandı, ABD doları hızla değer kazandı. ABD Merkez Bankası(FED) faizleri artırmaya başladı. Son yıllarda ancak %2 dolayında büyüyebilen ABD ekonomisinin çok geçmeden bu hızı ikiye katlayabileceği konuşulmaya başlandı. Piyasalar Trump’ın yarattığı balonu satın alarak onun kumarına katılmış oldu.

Ancak gerçekçi bir değerlendirme yapıldığında bu iddialı hedefl ere kısa zamanda ulaşmanın hiç de kolay olmadığı görülüyor. Bir kere vergi oranlarının düşürülmesi ve özel sektörü frenleyen bürokratik engellerin kaldırılması için Kongre’nin onayı gerekiyor. Cumhuriyetçi Parti’nin Kongre’nin her iki kanadında da çoğunluğu var ama bu, söz konusu Kongre üyelerinin Başkan’ın her önerisini derhal onaylayacağı anlamına gelmiyor. Bu kararların çok kısa sürede devreye girmesi ve ekonomiyi hemen canlandırması kolay görünmüyor.

İkincisi, bazı Kongre üyelerinin kamu açıklarını büyütecek kamu harcamalarına onay verme konusunda çekimser davranmalarının da söz konusu olabileceği belirtiliyor. Üçüncüsü, doların hızla değerlenmesi nedeniyle ABD’nin dış rekabet gücü zayıfl arken ve dış açığı büyürken Trump’ın çok sözünü ettiği korumacı önlemleri devreye sokması halinde bunun ticaret savaşlarını tetikleyebileceği ileri sürülüyor. ABD’nin ve dünyanın Trump ile farklı bir serüven yaşayacağı kesin ama bu serüvenin nelere yol açacağını kestirmek kolay değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar