Trump ticaret savaşlarını başlatabilir
DR. ALI TOPÇUBAŞI -Topçubaşı Group Yönetim Kurulu Başkanı
Trump’ın başkan olması ile Çin’e yönelik söylemlerini artırmaya devam ettirdiği anlaşılmaktadır. ABD’nin geçen yıl dış ticaretinde 740 milyar dolar açık vermesi ve bu açığının önemli kısmının Çin ile yapılan dış ticaretten gelmesi, Trump’ın sertleşmesine neden olmaktadır.
ABD’nin 2016 yılı ihracatının bir önceki yıla göre yüzde 3,3 düşerek 1 trilyon, 454 milyar dolar olmasına karşın, ithalatının da bir önceki yıla göre yüzde 2.4 oranında düşerek 2 trilyon 252 milyar dolar olmasına ve dış ticaret açığının 798 milyar dolar gerçekleşmesine neden olmuştur.
ABD dış ticaretinde 2017 yılında 797.9 milyar dolar açık vermesine karşın, Çin’in dış ticaret fazlasının 536.8 milyar dolar, Almanya’ nın 278.7 milyar dolar, G. Kore’nin 89.7 milyar dolar fazlalık vermesi, ticaret savaşlarının başlayacağının ip uçlarını vermektedir. ABD’nin, bu ülkelere ilave olarak Japonya, İsviçre ve Tayvan’ında manipülatif aksiyonlar içinde olduğunu ilave etmek için gün saydığı anlaşılmaktadır. ABD’nin herhangi bir ülkeyi manipülatif olarak ilan etmesi durumunda, gümrük vergilerinin arttırması gibi bir takım cezai yöntemlere baş vurmasına neden olmaktadır. Bu yüzden önümüzdeki haftalarda Çin’in muhtemel manipülatör ilan edilmesi durumunda, ABD’nin bu ülkeden ithal ettiği tüm ürünler ya da bir kısmı üzerinde gümrük vergilerini hatırı sayılır düzeyde yükseltmesi mümkündür.
Ancak, ABD nezdinde bir ülkenin manipülatör ilan edilmesi için birtakım kriterler gereklidir.
• ABD ile dış ticarette bulunan bir ülkenin 20 milyar dolardan fazla vermesi gerekmektedir. Çin’in ABD’ye karşı 357 milyar dolar dış ticaret fazlası vermesinin yanı sıra, Almanya’nın 71 milyar dolar, Japonya’ nın 68 milyar dolar fazla vermesi, söz konusu 3 ülkenin okların hedefinde oturtulmasına neden olmaktadır.
• Cari fazlanın GSYH’nin yüzde 3’ünden fazla olması önem arz ederken, Çin’in cari fazla/GSMH oranının yüzde 2.5 olurken, Japonya’da bu oran yüzde 3.7, Almanya’da ise yüzde 8.8’e çıkmaktadır.
• Manipülatif ülke ilan edilmesine neden olan diğer bir husus olarak da, tek tarafl ı döviz alımları ve bu alımların 12 aylık dönemde yüzde 2’yi aşmaması gerekmektedir.
• Ayrıca, Tayvan’ın yüzde 14.8 cari fazla/GSYH oranı ve yüzde 2.5 döviz alımları/GSYH oranında olmasının yanı sıra, İsviçre’nin yüzde 10 cari fazla/GSYH oranının yanı sıra, yüzde 9.1 döviz alımları / GSYH oranlarında olması, bu ülkelerin ABD nezdinde manipülatif ülke statüsüne sokulma riskini taşımaktadır.
1960’larda bizim gerimizde olan G. Kore’nin ABD’ye en fazla ihracat yapan ülkelerden olması dikkat çekerken, bizim bu ülkeye ihracatımız 8,5 milyar dolar gibi çok ufak düzeyde kaldığı anlaşılmaktadır. Partnerimiz, müttefikimiz olarak iftihar ettiğimiz ABD’ye ihracatımız ABD’nin toplam ithalatında binde 3.6 yer tutarken, Çin’in payının yüzde 49 olduğunu, yani bizim ihracatımızın yaklaşık 57 katı fazla olduğu anlaşılmaktadır. Bu yüzden, ABD tarafından Çin’e uygulanacak yaptırımların, ülkemizin bu ülkeye olan ihracatı için teşvik unsuru yaratabilir. Çin için ise, ABD tarafında daralacak pazarı telafi etmek için, bizim dahil ülkelere uygulayacağı anti damping politikayı devreye sokması muhtemel gözükmektedir.