Trump, TCMB ve Fed
ABD Başkanı Donald Trump’ın ithal çelik ve alüminyuma ek gümrük vergisi getireceğini açıklaması ile hisse senetleri piyasalarında yeni bir dalga başlamış oldu. Yakın bir dönemde Trump’ın uygulama konusunda da adım atması bekleniyor. Bu nedenle volatilitenin geride kaldığını söylemek zor. ABD’nin atmayı düşündüğü bu adıma karşı Çin ve Euro Bölgesi gibi diğer büyük ekonomik aktörlerin vereceği tepkiler merakla izleniyor. Bu adımların küresel ölçüde korumacılığı artıracak ve dünya ticaretini yavaşlatacak gelişmeler olması nedeniyle önemli olduğunu düşünüyoruz. Açıklamaların hisse senetlerinde dalgalanmaya neden olmasının temel gerekçesi bu ancak bu konunun kalıcı bir trend dönüşüne neden olmasını da beklemiyoruz. Birkaç hafta içinde bu tartışmaların etkilerini büyük oranda fiyatlamalarda göreceğimizi ve piyasanın tekrar Fed’e odaklanmaya başlayacağını düşünüyoruz.
ABD Merkez Bankası (FED) yeni başkanı Jerome Powell geçtiğimiz hafta gerçekleştirmiş olduğu sunumlarda genel olarak Amerikan ekonomisinin iyi durumda olduğunu, büyümenin geçen yılın ikinci yarısından bu güne ivme kazandığını vurgularken ABD ekonomisinde aşırı ısınmaya dair herhangi bir işaret görmediğini belirtti. Yapılan açıklamalar piyasa tarafında ilk anda şahin olarak değerlendirilse de kur ve faizler üzerindeki etkisinin geçici olduğunu gördük. Powell’ın açıklamalarının faizler ve dolar üzerindeki etkisi sınırlı kalsa da 21-22 Mart’taki Fed Açık Piyasa Komitesi toplantısı ve sonrasında yapılacak açıklamalar önemini koruyor. Bu toplantının gerçekleşeceği hafta da dahil Fed’e yönelik beklentilerin, her ne kadar faiz artışı piyasanın konsensüsü haline gelmiş olsa da, risk iştahını sınırlayacağını düşünüyoruz.
Bugüne döndüğümüzde ise TCMB’nin 18 Ocak tarihli toplantısında enflasyon konusuna; “Enflasyon görünümünde baz etkisi ve geçici faktörlerden bağımsız, belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir.” ifadesine yer verilmişti. Bu çerçevede bugünkü toplantıda TCMB’nin genişlemeci olarak yorumlanacak bir ifadeden kaçınacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan enflasyon görünümünde başlaya iyileşmenin de mevcut koşullarda ekstra bir sıkılaşmaya ihtiyacı ortadan kaldırdığını düşünüyoruz.