Trump ne yapmak istiyor?
Doç. Dr. Ümit İZMEN
Ülke içinde ekonomik ve siyasi gelişmeler birbirinden bağımsız değildir. Bunu bir kez daha gördük. Ama bu, dünyada da böyledir. Küresel ekonomik sistem de küresel siyasi sistemden bağımsız değildir. Bunu da Trump ikinci kez başka olduğundan beri net olarak görüyoruz. Az sayıdaki ülkeyi hariç tutarsak bir ülkenin ekonomik ve siyasi yapısı da küresel sistemden bağımsız değildir. Bu yazıların yazılma sebebi bu.
Türkiye’deki gelişmeler, dünyadaki gelişmelerden kopuk olmayacak. Evet ülkede baş döndürücü bir gündem var; ama yine de dünyayı ihmal etmememiz gerekiyor. Bu nedenle küresel gelişmeleri, hele günümüzdeki gibi çok hızlı ve çok köklü değişikliklerin olduğu dönemlerde iyi takip etmek gerekiyor. Değişimler o kadar hızlı ve köklü ki, detayda boğulmadan, genel eğilimin ne olduğunu kaçırmamaya özen göstermeli. Ülkedeki baş döndürücü gündeme rağmen!
Sistem tıkanmış durumda
Konu ister İsrail’in Filistin’e saldırısı olsun, isterse şu ya da bu üründe şu ya da bu ülkeye uygulanan gümrük vergisi olsun, bunların hiç birisi Trump’ın akıl almaz politikaları değil. Bugün yaşananları sadece Trump’ın kişiliğine bağlarsak daha derinde meydana gelen değişimi ıskalarız. “Trump’ın başkanlığı 4 yıl sürecek; sonra bu politikalardan vaz geçilir ve eski Amerika’ya dönülür” denemez. Çünkü konu bir bütün olarak sistemin tıkanmış olması.
Geçen haftaki yazıda vurguladığım gibi esas mesele neoliberal ekonomik ve siyasi sistemin artık dünyaya vaat ettiği ekonomik refahı ve siyasi barış ve huzur ortamını sağlayamıyor olması. Trump, bu tıkanıklığın sadece bir tezahürü. Şimdiye kadar bu tıkanıklık görmezden gelindi ve bazı ufak tefek yamalarla geçiştirilmeye çalışıldı. Ama kumaş o kadar yıpranmış ki dikiş tutmuyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bugünlere uzanan dönem bitti. Bir dönemin sonunu ve yeni bir dönemin başlangıcını simgeleyen kişi Trump oldu.
Yeni bir cevap
Trump, eski dönemin sorunlarına yeni bir cevap sunuyor. Mesele Trump’ın sunduğu bu cevabın sahici bir cevap olup olmadığı. Bakalım şu anda gözlemlediğimiz değişimler kalıcı olacak mı? Yoksa şu anda hararetle tartışıldığı gibi korumacı politikalar hem ABD hem de dünya için ekonomik refahta düşüşlere mi yol açacak?
Trump’ın politikalarını ve yaklaşımını anlamak için geçmiş dönemin özelliklerini hatırlayalım. Trump’ın yaklaşımı hakkında çok ilgi çekici yazılar kaleme alan N.S. Lyons’ın The Upheaval başlıklı Substack yazılarından American Strong Gods: Trump and the End of the Long Twentieth Century başlıklı çalışması, Trump’ın neleri değiştirmek istediğini iyi ortaya koyuyor.
Lyons’a göre Dünya Savaşı sonrası düzen, 3 temel sütün üzerine kuruluydu:
1. Açık toplum,
2. Kararlarda teknisyenlerin ağırlığı,
3. Liberal uluslararası düzen.
Açık toplum ile kast edilen önyargıların yıkıldığı, gerçeklerin göreli olduğu, idealizmin sihrinin yok olduğu, aile ve ulus gibi bağların gevşediği bir toplumsal yapı. Bu yapıda tüm sınır ve hiyerarşilerin ortadan kalkmasının bireyi özgürleştireceği anlayışı genel kabul görüyordu.
Teknokratik bakış açısı
Toplumsal yapıya ilişkin bu kavrayış doğal olarak politika belirlenmesine geldiğinde teknokratik bir bakış açısıyla örtüşüyordu. Toplumun varmış olduğu karmaşıklık düzeyinde, ekonomiden eğitime, hukuki düzenlemelerden sağlığa, tüm alanlarda karar alma yetkisi sıradan insanlara bırakılacak bir şey değildi. Onların kapasitesini çok aşardı. Bu kararlar mutlaka uzmanlara, alanlarında yetkin kişilere bırakılmalıydı. Zaten geçerli liberal ekonomi teorisi, siyaseti ekonominin tamamen dışına çıkartarak karar mekanizmalarını apolitikleştirmenin yolunu açmıştı. Zaman içinde neredeyse tüm alanların siyasetin tartışma alanının dışına çıkartılması ve işinin uzmanı teknokratlara bırakılması, bürokraside yeni bir yönetim anlayışının yerleşmesiyle sonuçlandı.
Bu ikisinin doğal tamamlayıcısı kural bazlı liberal dünya düzeni idi. Yine teknik bilginin öne çıktığı ve az sayıdaki ulusüstü kurumlarda şekillenen politikalar ulus devletlerin ne yapıp ne yapmaması gerektiğini şekillendiriyordu.
2. Dünya Savaşı sonrasını şekillendirmiş olan bu sistem tıkandı. Tıkanmasının nedeni, Lyons’a göre aile, ulus, din gibi toplumları birbirine bağlayan duyguların çok güçlü olması. Trump bu üç temel anlayışı tam zıtlarıyla değiştirmek istiyor.
Gücün asimetrik dağılması
Ancak bana göre tıkanmanın nedeni, toplumsal yapıda ekonomik ve siyasi gücün asimetrik dağılması. Güç asimetrik olunca, teknokratlar toplumun tüm kesimlerini gözeten politikalar geliştiremezler ve uygulayamazlar. Her türlü adaletsizliğin, hem ülkelerin kendi içinde hem de küresel sistemde derinleşmesi sistemin sonunu getirdi.
Bu nedenle Trump’ın politikaları güç asimetrisini ve adaletsizlikleri hafifletmediği ölçüde yeni dünya düzenin temel taşları da olamayacak.