Trump ne yapabilir?
Trump’un ABD Başkanı olarak yapmak isteyecekleri var, yapabilecekleri var. Bizim için ABD ile ilişkilerin önemi var:
1) ABD ekonomisindeki gelişmeler, doların değerinin inip çıkması, bizi etkiliyor.
2) ABD pazarı bizim için henüz küçük bir pazar ama, geleceği olan bir pazar.
3) ABD pazarını dünyaya kapatırsa, ABD pazarına en fazla mal satan Çin ve Almanya ve ucuz mal satan bizim rakibimiz ülkeler bundan etkilenir. Dolaylı olarak onların durumu bizi de etkiler.
4) ABD, gerçekçi olalım Dünya’nın jandarması. Biz şu günlerde en tehlikeli bölgede yaşıyoruz. Bu bölgedeki ABD politikaları bizi güç duruma düşürebilir.
5) ABD Orta Doğuda denge sağlıyor. Ortadoğu’dan çekilmesi Rusya ve İran’ın gücünü artırır.
6) ABD’nin ilgisinin azalması, bizim iktidarların başka ülkelerle yakınlaşmasına yol açabilir.
7) ABD’nin bizi yalnız bırakması ile AB ile ilişkilerimizde de gevşeme olabilir.
Bunlar Trump ‘ın gelecekte yapabilecekleri konusundaki kötümser bekleyişler. Kötümser bekleyişlerin nedeni, seçim öncesi dönemde Trump’un söyledikleri, yazdıkları.
Trump seçim kampanyası döneminde yayınlanan“Yeniden Büyük” başlığını taşıyan kitabında, Amerika’yı nasıl yöneteceğini anlatıyor. Diyor ki, “Dünyanın günümüzde geldiği duruma bir bakın: Korkunç bir kargaşa söz konusu. Dünya hiçbir zaman bu kadar tehlikeli bir yer olmamıştı. Başımıza bu dertleri açanlar ise Washington’da yönetimi ele geçirmiş durumdaki “Derin Devlet” denilen güçler. Neden onları dinlenmeye devam edelim ki?
Amerika dünyanın en güçlü ülkesi ve bunu açıkça söylemekten çekinmemeliyiz. Meşhur boksör “Demir Mike” Tyson felsefesini bir keresinde şöyle açıklamıştı; “Suratına yumruk yiyene kadar herkesin bir planı vardır”.
Tabii ilk önce birinin suratının ortasına vurabilme kabiliyetimizi güçlendirmemiz gerek. Dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerine sahip olmamız gerek. Bizimle işbirliği yapan ülkeleri ödüllendirmeye ve karşı duranları da cezalandırmaya hazır olmalıyız. Müttefiklerimizle her iki tarafı memnun edecek anlaşmalar yapmamız gerek. Biz halen dünya polisi rolünü oynamaya devam edeceksek, o zaman da bunun bizim için maddi bir karşılığı olmalı.
Şu aralar silahlı kuvvetlerimizin durumu gayet kötü durumda. Ordu gücümüzü giderek küçültüyoruz ve askerlerimizin eline iyi teçhizat vermiyoruz. Artık en iyiler işe alınmıyor ve eğittiğimiz insanları en iyi seviyeye taşıyamıyoruz. Atom silahlarımız konusunda cevabı olmayan bir çok soru var. Kimsenin bize saygı duymaması mucize sayılmaz. Hiç kazanamıyor olmamıza şaşırmamak gerekir. Silahlı kuvvetler için yapılacak harcamalar akıllı bir ticari girişimdir. Uçaklarımızı, gemilerimizi ve askerlerimizin sahip olması gereken teçhizatı kimler üretiyor? Amerikalı işçiler. Hepsini onlar üretiyor. Silahlı kuvvetlerimizin modernizasyonunu finanse etmenin bir yolu daha var. Başka ülkeler tarafımızdan korunmaya muhtaç iseler, bunu yapmaya devam edebilmemiz için de bize para ödeyebilirler.
Petrol fiyatının durumuna göre Suudi Arabistan her gün yarım ila bir milyar Dolar arasında para kazanıyor. Bizim korumamız olmadan bu ülke var olmaya devam edemez. Biz ise onlardan hiçbir şey almıyoruz. Biz Almanya’yı savunuyoruz. Biz Japonya’yı savunuyoruz. Biz Güney Kore’yi savunuyoruz. Bunların hepsi güçlü ve varlıklı ülkeler. Ancak biz onlardan hiçbir karşılık almıyoruz. Tüm bunları değiştirmenin zamanı geldi. Yeniden kazanmanın zamanı geldi. Dünyanın bazı bölgelerinde ciddi şekilde şiddet uygulamak gerek. İŞİD tehdidi bir gerçek. İŞİD düşmanın yeni yüzü ve durdurulması gerek.. Sinsi terör eylemlerini engellemek için gerekeni yapmıyoruz. Benim alışılmışın dışında bir önerim var: İŞİD şimdilerde bizim zamanında ele geçirmiş olmamız gereken Irak ve Suriye’deki petrolün üzerinde oturuyor. Askerini bu petrol parası, tehdit ve haraçlarla finanse ediyor. Trump’ın kitabında yer verdiği görüşleri, askeri bakımdan bizim bulunduğumuz coğrafyada felaketlerin birbirini takip edeceğinin işaretini veriyor.
Tekrarda yarar var, Trump’ın yapmak istedikleri ile yapabilecekleri aynı şey olmayabilir. Kitabında da belirttiği gibi Washington’da bir “Derin Devlet” var. Bu “Derin Devlet”, başkanlar değişse de başkanların görüşleri değişse de ABD politikalarında devamlılığı sağlıyor. Trump, bu çizginin dışına çıkabilir mi? Şimdilik zor görünüyor ama… Günümüzde her şey mümkün… Önceleri Trump başkan seçilemez deniliyordu. Nasıl seçildi? Yapamaz dediklerini de yapar ise… İşte gürültü o zaman kopacak.