Trump, kripto piyasaları neşelendirmedi

Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER
Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER dilekleblebici.teker@dunya.com

Trump’ın aday olacağının duyurulmasın­dan bu yana bu belirsizlik koşulların­da hem altın hem de kripto piyasaların yönü merak konusu. 2024 yılı altın için önemli bir yıl olmuştu.

Özellikle jeopolitik riskler, olası Trump belirsizlikleri, enflasyonda sürdürü­lebilir bir gerileme oluşamaması, MB’lerin fa­iz indirim politikalarının tahmin güçlüğü gibi nedenler hem yatırımcıyı hem de MB’leri altın yatırımına yönlendirmişti. Şüphesiz altın her koşulda önemli bir yatırım aracı ama piyasaya MB’ler gibi büyük yatırımcılar girdiğinde, fi­yat hareketleri daha keskin oluşmakta.

Trading Economics verilerine göre dün­ya üzerinde en çok altın rezervine sahip eko­nomilerde Türkiye 615 ton ile 10. Sırada iken ABD 8100 ton ile altına en büyük talebi sağla­yan ülke. Bunu 3400 ton ile Almanya, 2500 ton ile İtalya takip ediyor. Rusya ve Çin ise, ilk 10 sıralamasında 5. ve 6. sırada yer alıyor. Euro Bölgesinin altın rezervinin ise 506 ton olduğu en son veriye yansıyor.

Altında tarihi zirvelerde nedenler hep benzer

Altın malum güvenli liman. Bu emtianın son 50 yıllık fiyat verisi incelendiğinde, çeşitli dö­nemlerde beklentinin de üzerinde artışlar göze çarpmakta. Örneğin, 1980’li yıllardaki hareket­lenme, Bretton Woods sisteminin çöküşü sonra­sı döneme denk geliyor. Altın, tarihindeki ikinci kuvvetli hareketi, 2011 yılında küresel kriz son­rasında yapıyor. Bu süreçte MB’lerin düşük fa­iz ve parasal genişleme politikalarının bu em­tiayı parlattığını inceliyoruz. Üçüncü zirvesi­ni pandemi dönemi gerçekleştiriyor. Nedenler benzer. Durgunluk beklentisi, düşük faiz orta­mı ve belirsizlik yine bu yatırım aracına dikkat­leri çekiyor. Günümüze yaklaşırken son 2-3 yıl­lık altın verisinde kuvvetli ivmenin nedeninin, Rusya-Ukrayna savaşı ile başlayan ve MB’lerin alımlarına uzanan bir trend, şimdilerde ise bit­mek bilmeyen siyasi belirsizlikler ile altın yine gündemdeki yerini koruyor ve koruyacak.

Kripto piyasalar beklediğini bulamadı

Altın ve kripto, iki zıt kardeş. Aşağıda verdi­ğim Trading Economics son bir yıllık verilere göre derlenmiş grafik, fiyatlama davranışının bu iki yatırım aracı için ters korelasyona sahip ilişkisini net olarak göz önüne koyuyor.

 

 Altın belirsizliği severken, bu koşullar krip­toya iyi gelmiyor. Bitcoin’de doğası gereği önemli dalgalanmalar yaşandı. Bitcoin’in ilk boğa hareketini kurumsal satın almalar ne­denli 2017 yılında yaptığını biliyoruz.

Çin’in Bitcoin yasağı, FTX çöküşü, jeopolitik riskler bu yatırım aracı üzerinde dramatik fiyat dü­şüşlerine neden olurken, balina yatırımcıla­rın piyasaya akımı, kurumsal bilançolara Bit­coin’in girmeye başlaması, Elon Musk’ın spe­külatif etkileri, ETF ve son olarak Trump’ın Bitcoin’in stratejik reserv olması yönündeki yaklaşımı, fiyatları adeta uçurmuştu. Bitcoi­nin stratejik rezerv yapılma olasılığı, geçtiği­miz yılın son haftalarında bu piyasalara epey yaramıştı. Altında olduğu gibi, MB’lerin Bitco­in satın alması kripto meraklıları için oldukça cezbedici algılanmıştı.

Peki ne oldu? Trump bu konuda geçtiğimiz hafta bir kararname imzaladı ve Bitcoin’in stratejik rezerv olmasını resmen onayladı. Fa­kat buna rağmen Bitcoin değer kaybetti. Temel nedenin Bitcoin stokunun ceza davaları ile ele geçirilen dijital varlıklar ile sınırlı kalacağı ve yeni alımların yapılmayacağı görüşü olduğu­nu söyleyebiliriz.

Her ne kadar Beyaz Saray’ın Kripto Çarı David Sacks gerekli durumlarda ve ek vergi yükü yaratmayacak şekilde yeni satın alım yapılacağını sosyal medyasından duyur­muş olsa da, ek vergi yükü doğurmayacak se­naryoların neler olacağı merak konusu.

Bu re­serv türünü eleştirenlerin en önemli çıkış nok­tası, kripto piyasaların spekülatif ve dalgalı seyrinin MB rezervinde değer kaybına yol aça­bilmesi ve bu olası kaybın telafisi için de daha yüksek vergi ihtiyacı doğacağı ihtimali üzerine odaklanmış durumda. Bana göre Trump ken­disine seçim kampanyasında önemli bağışçı­lar olduğu düşünülen kripto temsilcilerine bir yandan zeytin dalı uzatırken, bir yandan da pi­yasa yansımalarını seyredeceği bir kenarda durmayı tercih etmiş olmalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kripto baharı mı? 15 Ocak 2025
Suriye meselesi 11 Aralık 2024
Faiz kararları 04 Aralık 2024