Trump geldi!

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Seçimi kazanır mı? Kazanır­sa ABD bürokrasi­si çöker! ABD bö­lünür! Dünya kan gölüne döner! ABD seçimleri öncesi buna benzer neler duyduk neler... Ve Trump, ABD tarihi­nin en güçlü seçim zaferlerinden biri­ni kazandı.

Seçim sonrası ise nasıl bir politika izleyeceği ve ekibine aldığı kişilerin görüşleri üze­rinden Trump yönetimini tar­tışmaya başladık. Trump’ın dış politika ekibini İsrail des­tekçisi ve İran ile Çin’e kar­şı serrt eleştirilerde bulunan şahin kanattan seçti. Türki­ye’deki yorumcular Trump ekibinin şahinliğinin dış poli­tikada büyük sorunlara neden olacağı üzerinde durdular.

Ancak Trump öyle bir seçim kazandı ki ikinci dönemi baş­kanın ağırlığının çok daha faz­la olduğu bir yapıya sahne ola­cak. Bunun yanında Trump’ın kritik konularda sorumluluğu hiçbir zaman atadığı isimlere bırakmadığı da aşikâr.

İlk dönemi hatırlandığın­da dış politikada aldığı bazı kararların kendi partisinden bile destek bulamadığını, Su­riye’den çekilmek gibi bazı kararlarının karşısında olan­ların ya istifa ettiğini ya da gö­revden alındığını biliyoruz. Bu dönem atadıklarına ba­kıldığında ‘sadakatin liyaka­tin önüne geçtiği’ görülüyor. Trump, önceki başkanlık dö­neminde yaşadığı zorlukları yaşamayacak; daha güçlü ola­cak ve kendi kararlarına daha fazla güvenecek.

Trump’ın seçim dönemin­deki dış politika söylemleri ça­tışmadan uzak duracak bir iz­lenim verdi. Trump gibi bir ki­şilik için seçim dönemindeki konuşmalarını dikkate alarak dış politika tavrının ne ola­cağını kestirmek zor. Ancak Trump’ın ‘ABD’yi tekrar bü­yük yapma’ mottosunun teme­linde ekonomik anlamda dün­yanın yöneticisi olarak kalmak var. Bu noktada ekonomik po­litikalarının başarısı için ça­tışmadan uzak ancak askeri baskı unsurlarını kullanabile­ceği bir politikayı izleyeceğini tahmin etmek zor değil.

Ortadoğu

Trump'ın Ortadoğu'ya yak­laşımı, İran'a karşı sert ve ça­tışmacı bir duruş ifade edi­yor. İlk döneminde Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanı­dı ve ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv'den oraya taşıdı. İsrail'in Suriye'den ele geçirdiği Golan Tepeleri üzerinde İsrail ege­menliğini tanıdı. İsrail'e işgal altındaki Filistin toprakları­nın çoğunda egemenlik vere­cek yeni bir Ortadoğu barış planı yayınladı.

Trump, İsrail ile Arap ülke­leri arasındaki bir dizi nor­malleşme anlaşması olan İb­rahim Anlaşmaları'nın sürdü­rülebilmesine odaklanacak. Bu anlaşmaların odağına Su­udi Arabistan’ı oturtmuş du­rumda. Bunun yanında ilk dö­neminde olduğu gibi küresel petrol arzını da Suudi petrol üretimini sınırlandırarak et­kilemeye çalışacak.

Trump, Irak ve Suriye'de­ki birliklerin çekilmesini is­tiyor. İlk döneminde ABD bü­rokrasisi buna izin vermedi. Rusya’nın Esad devrilirken etkisiz kalmasında Trump et­kisi olduğunu düşünenlerde­nim. Trump’ın önünde yine bir kısım bürokratik engeller oluşacak ancak bu sefer çok daha güçlü bir başkanlık ya­pısı var. Bunun yanında İsra­il-Hamas ateşkesinde de yine bir Trump etkisi var.

Ortadoğu için tüm bu ge­lişmeler ABD’nin Trump dö­neminde bölgedeki en önem­li işinin İran olacağını göste­riyor. Bu durum Türkiye için; sınırında yeni ancak Irak ve Suriye’den daha zor bir du­rum ortaya çıkaracak.

Rusya-Ukrayna

Trump, seçim konuşmala­rında, Ukrayna'daki savaşı hızla bitirmenin ABD'nin çı­karına olduğunu sıklıkla ifade ederken, ülkeye askeri yardı­mı artırma taahhüdünde bu­lunmayacağını ekledi. Ama en önemlisi Ukrayna’ya NA­TO üyeliği ışığı yakılmasının yanlış olduğunu söylemesiy­di. Bulunulacak çözüme Av­rupa’nın da hayır demeyeceği aşikâr. Mesele sorunun nasıl çözüleceği.

Trump’ın, sorunu çözebil­mek için, Ukrayna’yı belirli tavizlere zorlaması, bunu ya­parken Rusya’ya ise Ukray­na’nın NATO’ya alınmayaca­ğı ve Ukrayna iç siyasetinde Rusya’nın isteyeceği bir yapı­nın oluşturulması garantileri­ni vermesi beklenebilir.

Çin ekonomik rakip olmamalı

Trump, ABD’nin Clinton sonrası değişen Çin politika­sında en sert söylem ve poli­tikalar uygulayan başkan ol­du. Çin ile bir ticaret mücade­lesi başlattı ve Çin mallarına ortalama yüzde 18 oranında gümrük vergileri uyguladı. Bu vergileri üç katına çıkarmayı planlıyor. Çin'den ‘temel mal­ların’ ithalatını aşamalı olarak sonlandırmak için dört yıllık bir plan benimseyeceğini söy­lüyor. Çin'in ileri teknoloji ala­nında dünya lideri olma haya­line müsaade edilmeyeceğini ilan etti. Amaç Çin’in ABD’nin öncülüğündeki ekonomik sis­teme rakip haline gelmemesi.

Bir de Tayvan sorunu var. Trump döneminde ABD’nin Tayvan politikasının ağırlı­ğı, Çin’in ekonomik olarak ABD’nin taleplerinin ne kada­rını karşılayacağıyla orantılı olacaktır.

NATO ve Avrupa

Başkanlık döneminde Trump, savunma harcamala­rını önemli ölçüde artırdı ve uzayda rekabeti ABD lehine çevirmek için ABD Uzay Kuv­vetleri'ni kurdu. Döneminde, ABD'nin ulusal güvenlik ve savunma stratejisini Çin ve Rusya ile büyük güç rekabeti­ne odaklanacak şekilde yeni­den yönlendirdi. Yeni döne­minde de aynı stratejiyle de­vam edecek gözüküyor.

Bunların yanında başkanlık döneminde NATO üyelerinin gayri safi yurtiçi hasılaları­nın (GSYİH) en az yüzde 2'si­ni savunmaya harcamaları ge­rekliliğini, bunu yerine getir­meyerek ABD'den mali olarak yararlandıklarını sık sık ifade etti. Rusya-Ukrayna kriziyle birlikte Avrupalılar bu artırı­mı yaptılar. Yeni dönem için bu oranın yüzde 3’e çıkarılma­sı gerektiği üzerinde duruyor.

Bu durum NATO’yu yeni­den bir belirsizlik içine soka­cak ve ekonomik krizdeki Av­rupa’yı daha fazla mali katkı sağlamaya ve kendi savunma­ları için sorumluluk üstlen­meye zorlayacak.

Bekleyip 20 Ocak sonrasını beraber göreceğiz…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’ın yeni dönemi 22 Kasım 2024