Trump etkisi

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI [email protected]

Ticaret savaşları dünyada hep vardı ve olacak. Üstelik bu savaşlar bazen fiili hala de dönüşebilmekte. Dünya ekonomisinin lider ülkesi ABD’nin bağımsızlık savaşı da İngiltere ile yaşadığı ticari çekişmenin fiili çatışmaya dönüşmesi ile başlamıştı. Bundan dolayı 2008 yılından bu yana AB’nin başta Çin olmak üzere AB, Japonya hatta Türkiye ile yürüttüğü politika da garipsenecek bir durum değil. Ancak ABD Başkanı Trump bu savaşı çok kaba bir biçimde ve de kendi ülkesine de zarar verir biçimde yürütüyor.

Ticaret Hacminde Daralma Eğilimi

Dünya ticaret hacmine ilişkin birkaç sayısal veri verelim Dünya ticaret örgütün verilerine göre 2019 yılının ilk çeyreğinde küresel ekonomi de ihracatta büyüme oranı eksi yüzde 2.7 ithalatta ki büyüme de eksi yüzde 3.1 oldu. ABD yürüttüğü savaşa rağmen ihracatı yüzde 0.9, ithalatı yüzde 0.3 arttı. Dünya ticaret savaşının her ülkeye zarar verir hale gelmesinin de sorumlusu da Trump
ABD’li büyük iktisatçı Joseph A. Schumpeter 1929 krizinin derinleşmesini nedenleri üzerine konuşurken yaptığı bir saptama bu günkü ABD yönetimi için de sanki geçerli. Schumpeter şöyle diyordu: Büyük krizleri büyük insanlar çözer, 1929 krizinde ABD yönetimde olmayan bu idi”. 2008 krizinin süre gitmesinde de sanırım bu olgu birçok ülke için geçerli.

ABD eski Bakanı B. Obama göreli olarak krize doğru müdahale etti, en azında FED’i rahat bırakmıştı. Trump tam tersini yaptı, geçenlerde FED Başkanı hakkında “Powell ile mutlu değilim; iyi bir iş çıkardığını da düşünmüyorum” dedi..

Trump sadece Trump için çalışıyor

ABD yönetimi AB’ne karşı yürüttüğü yıpratma politikasından sonuç aldı, İngiltere’nin AB’den ayrılmasına çanak tuttu. Brexit gerçekleşmesinden (ayrılma anlaşması henüz imzalanmasa da) İngilizlerden çok ABD yönetimi memnun. Çünkü karşısında ki blok zayıfladı. Zayıf liderliğin bir başka örneği olarak D. Cameron, ülkesini kargaşaya sürüklediği gibi, dünya ekonomisinin karşısına dikilen durgunluk tehlikesinin de yaratıcılarından birisi oldu.

Daha önceki yazılarımın birisin de “Trump kendine liberal” saptamasını yapmıştım. Çünkü Trump ABD ihracatı söz konusu olduğunda liberal, başka bir ülkenin ABD’ye ihracatı (ABD’nin ithalatı) konuşulduğunda hemen korumacı (Merkantilist) dişlerini göstermekte.

ÇİN ABD finans sektörünü tehdit etti

2019’un sonuna gelirken Trump sadece 2020 seçimlerin de tekrar Cumhuriyetçi Partinin adayı olmayı, sonra da seçimleri kazanmaya yönelik bir politika yürütmekte. Bunu Çin yönetimi de bildiği için Trump’un Çin ihracatına getirdiği/getireceği kısıtlamalara yönelik olarak nihayetinde Ağustos ayında elinde tuttuğu 3.1 trilyon dolarlık döviz rezervini ve de bu rezervin önemli bir kısmının ABD Hazine tahvilleri olduğunu anımsattı.

Çin bu hamlesi ile Trump’a elindeki tahvilleri satarak ABD finans piyasasını çökertme tehdidin de bulundu. Bu elbette kolayca yapılacak bir hamle değil. Ancak “akıl kuma gömülünce her şey olur” (söz bana ait).

Nihayetinde Edip Cansever’in Gül şiirinde söylediği gibi “ Büyük sular büyük gemileri sever”.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019