Trump ekonomisi ve Türkiye
Sanayi üretimindeki sert duraksama, cari açık bir taraftan küçülürken öte yandan devam eden döviz çıkışı ve son olarak dün (salı günü) gelen %11.3 ağustos işsizliği… Ekonomi bizden gerçekten bir şeyler yapmamızı istiyor. Neden?
i) Trump sonrası uluslararası gelişmeler
ii) İçerde sonrasının yeniden yapılanması,
iii) Jeopolitik tempo. Bunlardan en kolay kontrol altına alabileceğimiz başlık; önce içerdeki gelişmeler, sonra jeopolitik ve hiçbir müdahale şansımız olmayan küresel gelişmeler.
Trump ekonomisi bizi nasıl etkiler?
Teknoloji, globalleşmeye farklı bir şekil kazandırıyor. Ekoloji, kültürel yaşam, göçler… Tüm bunların etkileşim mekanizmalarıysa, ekonomi ve siyaseti, olabildiğine birbirine yakınsamaktadır. Bu çerçevede Trump ile başlayan yeni ABD ekonomisi Türkiye’yi hangi farklı kanallardan etkisi altına alabilecektir dersek, şu 3’ü öne çıkmaktadır:
1) Avrupa Birliği ülkelerinin ABD ile olan yüksek ticaret ilişkisi nedeniyle düşen ABD talebi, Euro Bölgesi genelindeki büyümeyi aşağı itecektir. İki ihracatımızdan birisini gerçekleştirdiğimiz bu batı komşularımızın nihai taleplerindeki değişim bizdeki dış satımı ikincil etkilerle de olsa vuracaktır.
2) Çin, Japonya, Hindistan, Güney Kore gibi ülkeler, Türkiye’nin sektörel ölçütlerde rakipleridir. Dış satımındaki bu küresel rakiplerimiz, daralan kar marjlarını kapatmak için marjlarını baskılayıp, küresel talebin karşılanması boyutunda bize rakip olacaklardır. Ayrıca ithalat üzerinden, içerdeki üretici de bu düşük marjlarla çalışmaya zorlanacaktır.
3) ABD’de mali destekler büyümeyi, büyüme enflasyonu, enflasyon ABD 10 yıllık faizlerindeki beklentiyi yukarı yönlü itekleyecektir. FED ABD 10 yıllıklarındaki yukarı hareketlenmeye seyirci kalamayacak ve bir süre sonra Fed de faizlerini yukarı revize edecektir. Böylece tüm gelişmekte olan ülkelerin borçlanma faizleri artacaktır.
ABD 10 yıllıklarıyla Türkiye 10 yıllıklarının volatilite farklılıklarının genel seyri bize çok şey söyleyecektir. Yukarıdaki diagramda Türkiye 10 yıllıkları 2013-2015 döneminde daha hızlı hareket etmektedir, daha fazla oynaktır. 2015-2016 dönemindeyse tam tersi; ABD 10 yıllıkları, volatilite liderliğini kimseyle paylaşmayarak en sert devinimlere konu olmaktadır. Bir yanda küresel gelişmeler, öte yanda jeopolitik gerginlikler; sonuçta bize kendi bahçemizi düzenlememizi, gündemimizi ekonomide tutmamızı salık veriyor. Yani zamanı akıllıca yönetmek, bizim dışımızda yaşanmakta olan tüm olan bitene güçlü durmanın tek mantıklı yolu olsa gerek.