Trump ekonomimizi nasıl etkiler?
ABD Başkanlık seçimlerini Donald Trump’ın kazanmasının, Türkiye açısından sadece politik değil ekonomik alanda da ciddi yansımaları, sonuçları olacak. ABD Başkanlık seçimi sonuçlarının ekonomik etkileri, daha önce görülmediği kadar büyük olabilir.
Bunun ikisi dışarıdan biri içeriden kaynaklanan üç nedeni var.
Birinci neden Trump’ın seçim vaatlerinin, global ekonomide sarsıcı etkiler yaratabilecek nitelikte olması. Trump politikalarının global ekonomide yaratacağı sonuçlar doğal olarak Türkiye’yi de etkileyecek.
Dış kaynaklı ikinci neden global kriz sonrasında dünya ekonomisi daha toparlanamamışken zaten bir dizi belirsizlik yüzünden ciddi risklerle karşı karşıyaydı. Çin ekonomisindeki dengesizlikler ve dönüşüm sancıları, gelişmekte olan ülkelerin borç sorunları, merkez bankalarının parasal genişleme politikalarının artık sınıra gelmiş olması, ABD’de faiz artışının global fon akımlarının gelişen ülkelerden çekilmesine yol açması, düşük petrol fiyatlarının ihracatçı ülkelerde yarattığı sorunlar, mülteci ve göç sorunu, bölgesel savaşlar, globalleşen terör ve son olarak Brexit’in (İngiltere’nin AB’den çıkma kararı alması) yarattığı belirsizlikler ve bunun finans piyasalarında yarattığı dalgalanmalar bir tehdit oluşturuyordu.
Şimdi buna bir de Trump faktörü eklendi. Çünkü Trump’ın dillendirdiği politikaların kendi içinde ciddi tutarsızlıkları olması ve iyi düşünülmüş planlardan yoksun gözükmesinin yanı sıra Trump’ın kendisinin tutarsızlıklar sergilemesi, bir anda tutum değiştirebilmesi gibi özellikleri dünya için yeni bir belirsizlik faktörü olarak öne çıkıyor. Üstelik bu belirsizlikler uluslararası ekonomik alana ilişkin politikaların yanı sıra politik ve askeri alanları da kapsıyor.
Üçüncü neden ise doğrudan bizden kaynaklanan sorunlar. Türkiye ekonomisi gelinen yerde dış gelişmeler ve özellikle de sıcak para akımlarından aşırı ölçüde etkilenen çok kırılgan hale düşmüş durumda. Ayrıca iç ve dış politik riskler bu kırılganlığı iyice artırıyor. Bu yüzden
Trump’ın yaratacağı rüzgarların Türkiye’ye etkisi çok daha yüksek olacak. Trump’ın içe dönük vaatlerinin başında vergi oranlarının düşürülmesi ve kamu harcamalarının artırılması var. Dışa dönük vaatlerinin başında ise ticari ilişkilerde korumacılığı yükseltmek, ikili ve çok taraflı ticari anlaşmaları rafa kaldırmak ve ticari misillemeler geliyor.
Hem vergileri indirip hem de savunma ve altyapı yatırımlarını başta olmak üzere kamu harcamalarını artırmak, bütçe açığının ve borçlanmanın artması demek. Borçlanmanın artması da faizleri yükseltecektir.
ABD faizlerinin artmasının Türkiye’ye yansımasının nasıl olduğu, olacağı şu ana kadar yaşananlardan biliniyor. Sıcak paranın ABD’ye dönüşü, yüksek cari açıkla malül Türkiye ekonomisi için büyük sıkıntılar yaratıyor. Ayrıca özel kesimin ve devletin döviz borçlanma maliyeti artacak, dolar kurunun yükselmesiyle döviz borçlusu şirketlerin faturası yükselecektir.
Ticari misillemeler ve dış ticarette korumacılığa yönelik politikalar ise global büyümeyi düşürmesinin yanı sıra karşı misillemeler ve kur savaşlarını, en nihayetinde de uluslararası politik sürtüşmelerin artmasını getirecektir. Bu gelişmelerin her biri, Türkiye ekonomisini ayrı ayrı olumsuz etkileyecek faktörler olur.
Trump’ın seçimlerde savunduğu politikalara ne kadar sadık kalacağı, Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluk desteğine sahip olmasına rağmen istediklerini Senato’daki Cumhuriyetçi liderlere ne kadar kabul ettirebileceği de soru işaretleri taşıyor. Ama sadece belirsizlik yaratıyor olması bile, piyasalarda yaratacağı dalgalanmalar nedeniyle Türkiye ekonomisi için olumsuz faktörler.