Transfer fiyatlaması uygulamalarında karşılaşılan sorunlar

Zeki GÜNDÜZ
Zeki GÜNDÜZ VERGİ POLEMİKLERİ [email protected]

''Atlar (devletler) tepişir, arada eşekler (mükellefler) ezilir.

Değerli DÜNYA okurları bugün sizlere transfer fiyatlaması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı nam-ı diğer örtülü kazanç dağıtımı incelemeleri ve uygulamaları ile ilgili sorunlardan bahsedeceğim. Bazı durumlarda gazete yazılarında olmaması gerektiğini düşündüğüm karmaşıklığa bürünürse şimdiden özür dilerim.

Öncelikle hemen belirteyim ki aşağıda değindiğimiz konularda çok sayıda uygulamayla karşılaşılmıştır. Hiç biri fantezi değildir.

1. Ortaklıklarda yapılan eleştiriler   

Birbiriyle ortak oldukları şirket dışında bir ilişkileri olmayan ortakların, bu birlikte ortak oldukları şirketten satın alacakları veya satacakları mal ve hizmetlerde transfer fiyatlaması açısından yapılacak incelemelerin daha farklı ele alınması gerektiği aşikardır.

A şirketi ile B şirketinin ortaklaşa kurdukları C şirketine A veya B nin sattığı veya aldığı mal ve hizmetlerde uygulanan fiyatlardan bahsediyoruz.

Normal şartlarda, C  A'ya ucuza mal satsa B karşı çıkacak, tersinde de A karşı çıkacaktır. Bu nedenle de C'nin uygulayacağı fiyat adeta piyasa fiyatı olacaktır, çünkü çıkarlar çatışmaktadır.

Bu durumun kendine has özelliği dikkate alınmadan yapılacak eleştiriler piyasa şartlarına, halin icabına aykırılık teşkil edecektir.

2. Gizli emsaller

İncelemelerde şirketler kendilerinde gizlenen birtakım emsallerle mukayese edilerek eleştirilmektedir. Bu durum ''savunmada silahların eşitliği'' gibi en temel hukuk ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

Bir şekilde şirketlerin açık kaynaklardan erişilebilecekleri bilgiler dışında ancak casusluk ya da bilgi hırsızlığı yaparak, suç işlemek suretiyle elde edebilecekleri bilgilerden hareketle şirketleri eleştiriyor olmak hukuki değildir.

İnceleme elemanları yasal yetkilerine dayanarak rakip şirketlerden bilgi toplamakta, daha sonra da şirketleri rakipleriniz daha karlıymış diye eleştirmektedirler.

Bir an önce açık veri havuzları oluşturulmalı, ancak ondan sonra Türkiye deki bu verilerle mukayese yoluna gidilmelidir. Meclis'te gündem sırasında bulunan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı bunun için yasal taban oluşturan hükümlere haizdir.

3. Sadece tedarik ilişkisi transfer fiyatlaması kapsamına sokamaz

Yapılan bir sektör incelemesinde sadece bir yıldan fazla süredir aynı tedarikçiden mal alıyor olmak nedeniyle o tedarikçinin ilişkili şirket sayıldığına şahit olduk. Takdir edersiniz ki bu durumda birbiriyle ilişkisiz şirket kalmaz. Herhangi bir şirketin satın aldığı mal veya hizmetin daha ucuzunun satıldığının tespit ettiğiniz anda da rapor yazabilirsiniz.

Bu yola gidildiğinde de mübalağasız Türkiye'nin yıllık bütçesi kadar matrah farkları tespit edebilirsiniz.

Teknik olarak bu yaklaşımın izahı mümkün değildir.

4. Kendi kendinin emsali

Yapılan çok sayıda incelemede aradaki grup şirketi keemlenyekün yok sayıldı. Giderleri dahi dikkate alınmadı. Bu şirket ne yapıyor? Neyle yapıyor? Hadi kâr marjı abartılı da hiç mi pay bırakılmamalı? Bu vb. birçok soru cevaplanmaksızın aradaki grup şirketi yok sayılarak,'' 3. kişilere alınır veya satılırken oluşan fiyat her ne ise malın emsal fiyatı o dur'' dendi.

Tabii ki bu şirketlerden bazılarında eleştiriyi gerektirecek tespitler olabilir. Ancak bu şekilde oluşturulmuş bir raporla tarhiyat yapılmaması gerekir ki ''At izi it izine karışmasın''.

5. Kazansaydı emsali

Yapılan bir incelemede A şirketinin  B ilişkili şirketine satış yaptığı oradan da C 3.kişisine ihraç edildiği görülmüş. Doğal olarak B de bırakılan kâr marjının yerindeliği örtülü kazanç dağıtılıp dağıtılmadığı yönüyle eleştirilebilir. Ancak burada daha farklı bir yöntem izlendi.

A'nın aynı veya benzer mallarda Türkiye de yaptığı satışlardan elde ettiği kâr marjı tespit edildi, B şirketi yok sayıldı, B'nin fiilen elde ettiği kâr yetersiz sayıldı ve Türkiye'de elde etiğin kadar kâr etmeliydin denilip gerçekte elde ettiğinin kat be kat üzerinde bir fark istendi.

Şirket bu malı yurtdışına daha yüksek fiyatla satabilse satmaz mı? Vergi çıkar diye kârdan mı kaçacak? Dolaysıyla bu eleştiri de tamamen gerçek duruma aykırılık teşkil etmektedir.

6. Gümrük ve gelir idaresi konuyu birlikte ele almalı

Değerli DÜNYA okurları, transfer fiyatlaması konusunda, özellikle taraflardan biri yurtdışında ise ne İsa ya ne de Musa ya yaranmak mümkün olmayabilmektedir. İthal fiyatı düşse gümrük idaresi, çıksa mali idare rahatsızlık duyacaktır.

Halka açık bir şirketse işin SPK boyutu da var. Sektörüne göre başka idari birimleri de ilgilendirebilir. Örneğin ilaç ithalatında Sağlık Bakanlığı ve ilgili mevzuat da göz önünde bulundurulacaktır.

Bu nedenle bu konuda yapılacak düzenlemelerde tüm idari birimleri memnun edecek düzenlemelere gidilmelidir ki mükellef arada kalmasın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar