Transatlantik dümeni şimdi kırdı, yön ileride değişecek
Şant Manukyan / İş Yatırım
Şu anda bir kriz olarak adlandırdığımız gelişmeler aslında kısa vadeli bir düzeltmeden ziyade uzun vadeli etkileri olacak bir makas değişimi. Okullarda ve üniversitelerde yaşanan gelişmeler bu fikre iyi bir örnek olabilir. Hafta sonu bir gazetede mezunu olduğum Robert Koleji'nde bütçe dengeleri nedeni ile bazı seçmeli derslerin kaldırıldığı haberi vardı. Bu habere paralel olarak Harvard başta olmak üzere ABD'nin önde gelen üniversitelerin fonlarında zarar olduğu ve gelirlerinde de ciddi azalmalar olduğuna dair haberler görüyoruz. Bu eğitim kalitesinde gerileme ve öğrencilere açılan pencere sayısının da azalması anlamına geliyor. Ancak ekonomide olan biten sadece okulların kalitesini belirlemiyor. Bugüne kadar ABD'nin önde gelen üniversitelerinden mezun olanların önemli bir kısmı Wall Streette çalışmaya başladı. Benim mezun olduğum sınıfın da yüzde 70'lik kısmı bu kurala uygun davrandı ve geleceğini finans sektöründe aradı. Ancak batan şirketler, kapanan fonlar ve yaşanan konsolidasyonun ardından artık pek çok parlak beyin finans sektöründe bir kariyer yerine mühendislik, tıp, bioteknoloji gibi daha reel sektörlere yönelebilir ve önümüzdeki 10 yılların ekonomik seyri üzerinde etkili olabilir.
ABD uzun süre ırksal gerilimin olduğu ancak din ve sınıf farklarının çatışmaya yol açmadığı bir sistem olarak gelişim gösterdi. Şimdi eskiden Nasdaq'ın da başkanlığını yapmış olan bir finanscının (Madoff) 50 milyar doları buharlaştırdığı anlaşılıyor. Üstelik bu birkaç ay veya bir yılda gerçekleşmiş bir olay değil, yıllara yayılan bir operasyon. Bu büyüklükte ve uzunlukta bir dolandırıcılıktan sadece bir kişinin sorumlu olması ve kamuda yardımcıları olmaması mümkün değil. Bir yanda 50 milyar dolarlık bir sahtekarlık diğer yanda 15 milyar dolar için yalvaran otomotiv şirketleri. Bu şirketlerin kurtarılıp kurtarılmaması ayrı bir konu ancak Madoff'un çeketini silkelerseniz bulabileceğiniz 15 milyar dolar için senatonun birbirine girmesi sıradan bir Detroit çalışanı üzerinde ne tur bir etki yaratıyordur? Bu güvensizlik havasında geçtiğimiz gün açıklanan Flow of Funds adlı veride ABD hanehalkının borçlarını azaltmaya başladığını gördük. Bu kısmen mortgage borçlarının bankaların üzerine bırakılmasından kaynaklanıyor ancak tasarruf eğiliminin de arttığı bir gerçek. Alınan kredilerin GDP'ye oranı yüzde 350 olan bir toplumun tarsarrufa gitmesi her şeyi sarsacak bir gelişme olacaktır. Özetlersem daha önceki krizlerde biraz yavaşlamışta olsak aynı yolda gitmeye devam etmiştik. Bu kez kriz yolumuzu değiştirmeye başladı.