Trafikte baba-oğul, amca-yeğen kazaları arttı

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Geçtiğimiz hafta yazdığım yazıdan sonra birçok telefon ve elektronik posta aldım. Kimi okuyucum geçmiş olsun dileklerini iletmiş, bazıları ise ilginç sorular sordular bana. Kısacası bu konuda bir yazı daha yazmam gerektiğini düşündüm. Öncelikle şunu belirtmek zorundayım, geçtiğimiz sene yürürlüğe giren "Kaza tespit tutanağı uygulaması" sigorta şirketleri için bir kara delik olmuş. Her geçen gün artan hasar grafiği artıyor. Sektörün "bir doyum noktasına gelir yavaşlar" beklentisine rağmen artmaya devam ediyor. Hasar trendindeki artış her geçen gün devam ediyor ve söylenenlere göre hasarlarda geçen yıla göre yüzde 30'lara yaklaşan bir oranda artış sözkonusu. Bu rakamlar sektörü ürkütüyor. Zorunlu trafik sigortalarındaki fiyat serbestisi de yangının büyümesine katkıda bulunuyor. Kriz ile birlikte yaşanan yoğun rekabet sektörün özellikle Zorunlu trafik sigortalarındaki doğru fiyatları uygulamasının önünde bir engel oldu. Hani hasar riski düşük iller, riski yüksek illerdekileri zararı karşılayacaktı. Bu beklentilerin hepsi ne yazık ki boşa gitti. Bir de buna suiistimaller eklenince sektör zorlanmaya başladı.

Sigorta şirketleri ellerinde olsa neredeyse "Zorunlu trafik sigortası" kesmeyecek. Bugüne kadar otomobillerin yaptırılamamış tüm hasarları "Kaza tespit tutanağı" uygulaması ile tamir ettirilmiş. Vatandaş ise kaskosuna gözü gibi baktığı için ne olursa olsun zorunlu trafik sigortasından zararını telafi etmeye yoluna gidiyormuş. Bir de bunlara kasko poliçelerindeki talebin azalmasını eklersek, sektörün başı oto sigortaları ile yeniden derde girdi denebilir.

Sigortacılar dedektif oldu

Suiistimaller ise her geçen gün artıyor. Trafik kazalarında dosyalar incelenip didik didik edilmeye başlandı. İncelendikçe tuhaf şeylere rastlanıyor. Otomobil kazalarının baba-oğul ya da amca-yeğen arasında olduğu ortaya çıkar olmuş. Bir otomobilinin tamponu çizilirken, diğer aracın pert olduğu gibi saçma olaylara rastlanıyormuş. Bazı eksperlerin anlaşmalı servislerle fazlaca organize oldukları ortaya çıkmış. Sektörden bir yönetici ile sohbet ediyordum, kendisi bana "Can Bey sigorta şirketlerinin hatalı kararları olabilir, tüketiciyi mağdur etmiş olabiliriz ama inanın biz sigortacıları zarara uğratmaya çalışanların sayısı bunun on katı veya 100 katıdır. Biz dedektif gibi bu işlerle uğraşıyoruz. Bu incelemelerimiz ne yazık ki çoğunluk olduğunu düşündüğümüz dürüst tüketicilerimizi etkilemektedir" diyor.

Kimlik bilgileri suiistimal edilebilir

Geçen haftaki yazım sonrası bir okuyucumdan şöyle bir soru geldi "Ben bir kaza sonrası "Kaza tespit tutanağı" doldurdum ve diğer araç sahibine verdim. Tüm kimlik bilgilerim tutanakta var. Bundan sonraki sahte hasarlarda benim bilgilerimi kullanırsa nasıl haberim olur."  Çok doğru bir soru, böyle sahte hasarlarda bilgileri kullanılırsa haberi olmayabilir. Birkaç çözüm var tabii. Bir tanesi sigortalılar, öncelikle Tramer'in internet sitesine girip bilgilerini yazdığında aracının üzerinden suiistimal yapılıp yapılmadığını görebilir. Her fırsatta girip bakmak insanda pranoya yaratsa da bir çözüm bu.. Diğer taraftan iş sigorta şirketlerine düşüyor. Birçok şirket artık müşterisine SMS ile ulaşıp hasar dosyası bilgilerini veriyor. Size de böyle bir mesaj geldiğinde "ne kazası, ne hasar dosyası" deyip işe uyanabilirsiniz. Sektörden konuştuğum yöneticiler hasar sonrası müşterisini arayıp geçmiş olsun dediklerinde "Ne hasarı" cevabı ile birçok kez karşılaştıklarını söylediler bana.

Sigortalı ile şirket arasında iletişim açık olmalı

Burada bir handikap daha önümüze çıkıyor. Çünkü müşteri acentesine cep telefonunun numarasını vermek istemiyor bu bir. Acente de müşterisini elinden kaçırma korkusuyla cep telefon numarasını şirkete vermiyor, bu da iki. O zaman ne oluyor bir sorun sırasında müşteriye ulaşılamıyor. Kredi kartı değişiyor son taksit ödenmediği için poliçe iptal oluyor, sigortalı hasar anında öğrenebiliyor başına gelenleri. Ya da senin üzerinden birçok suiistimal yapılıyor cep telefonu olmadığı için olayı farkedilmiyor. Bu nedenle sigortalı ile şirket arasında iletişim sağlanmalı mutlaka. Ama şirketler de bunu fırsat bilip cep telefonlarına gerekli gereksiz SMS göndermemeli değil mi ?...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar