Trafik sigortası primleri düşecek, düşmeyecek, düşecek, düşmeyecek
Öncelikle terörü lanetlemek istiyorum. Terörün olduğu yerde başka neyin önemi olabilir ki? İnşallah bu kabus dolu günler de geçecek… Gelelim trafik sigortalarındaki fiyat artışlarının geri çekilip çekilemeyeceği konusuna. Papatya falına döndü konu. Biri bir gün çıkıyor, 'düşmesini bekliyoruz' diyor. Diğeri 'fiyatların düşmesi bir başka bahara' diye haber yapıyor. Düşecek beklentisi, sigortasız araçların trafikte dolaşması demek ki bu en büyük tehlike.
Son durum nedir?
Hazine, sigorta şirketlerine 'Sigorta primlerini nasıl hesaplıyorsunuz?' diye sordu geçtiğimiz haftalarda. Çünkü halen ağırlıklı 6-7 şirket trafik sigortası kesiyor. Bunların ortalama primleri ise 750-850 TL seviyelerinde. Aralarında bir iki şirket var 400 TL'den kesebilen. Hazine hazırladığı kanun teklifi ile sigorta şirketlerini bir nebze olsun rahatlatmayı deniyor. Ama Hazine diğer taraftan şirketlere "Siz bu primleri nasıl belirliyorsunuz? Hazine olarak biz de serbest fiyatlamayı savunuyoruz ama siz böyle uçuk fiyatlar çıkarırsanız üzerimizde baskı oluşuyor. Bu girişimimiz tarifeye geri dönüşteki son çıkış, haberiniz olsun. Hazine olarak bedeni hasar, maddi hasar, değer kaybını ekliyoruz bulduğumuz rakam 450 TL, siz 850 TL'ye az diyorsunuz ama iki yıl öncesinde 250 TL ortalamasında trafik sigortası primlerinden nasıl satış yaptınız?" diye soruyor.
Tarifeye dönüşü kim istiyor?
Hazine'nin trafik sigortası primlerini belirlediği döneme dönülmesini acenteler istiyor. Onları haklı gördüğüm kısım, özellikle Anadolu'da ekmeğini trafik sigortasından karşılayan çok acentenin olması. Şimdi bu fiyat uçurumları ve yüksek primler nedeniyle birçoğu yıllardır ilişkide olduğu portföylerini kaybettiler. Haklı görmediğim kısmı ise özellikle batıda başka sigorta ürünü satabilecekken işin kolayına kaçıp, sadece trafik satarak ayakta kalmayı düşleyen acenteler. Onlar istiyor ki fiyatlar aynı olsun noter gibi, gelene hemen trafik sigortası satsın, günde 10 tane poliçe satınca "Allah bin bereket versin" deyip evlerine dönsünler. Bu da yanlış. Sigorta şirketleri ise tarifeye geri dönüşe asla sıcak bakmıyor. "Davul, tokmak başka başka ellerde olmamalı" diyorlar.
Hazine ve sigorta şirketlerinin birbirlerine karşı çok iyi niyet ile yaklaştıklarını duyuyorum. Bu ilişkiden çözüm çıkacaktır. Hesaplar doğru yapılsın, kimse mağdur olmasın. Benim önemsediğim en önemli taraf ise tabii ki tüketiciler. Her ne yapılırsa yapılsın ama iyi sürücü- kötü sürücü ayırımı yapılsın. Bir yılda hiç kaza yapmamış sigortalı ile sekiz kaza yapan sigortalıya aynı prim artışı yapılmasın. Onları koruyalım. Gerekirse tek kullanımlık trafik sigorta poliçesi, ya da yurtdışında çok uygulaması olduğu gibi 6 aylık poliçe, neden olmasın. Kötü sürücü sekiz kaza yapamadan poliçe fiyatı artarak önüne gelsin. Ancak böyle farkındalık yaratılabilir bence.