Trafik kazalarından nasıl tazminat alınır?

Can KANTAR
Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN [email protected]

Başlık böyle olunca ilgi çeker diye düşündüm.  Severiz bu tür ödeme haberlerini, özellikle internet sitelerinde tıklama rekoru kırarlar… Ben de sigorta sektöründen ziyade, asıl trafik kazası mağdurlarını yakından ilgilendiren bir konuyu tekrar gündeme getirmek istedim. 

Öncelikle trafik kazaları sonucunda yaşamını yitiren ya da sakat kalanlara sigorta şirketlerinin Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında tazminat ödemekle yükümlü olduğunu belirtmek isterim. Yaya bir vatandaşa otomobil çarpıp kaçtığında bu kişinin tüm hastane masraflarının SGK tarafından karşılandığını; bu kişi vefat ettiğinde ise yakınlarına Güvence Hesabı’ndan tazminat ödeneceğini çoğunluk bilmiyor. 

Özetle, bir trafik kazası sonucunda vefat veya sakat kalma durumu varsa sigorta şirketlerine başvurmanız yeterli. Hazine tarafından belirlenen tazminat miktarlarında ödemenin kısa sürede yapılacağını bilin.  Şimdi “Sigorta şirketleri poliçe yaparken iyi de, iş tazminat ödemeye gelindiğinde bin dereden su getirir” dediğinizi duyar gibiyim.  Fakat bunun gerçek olmadığının altını çizerek belirtmem gerekiyor. Sigorta şirketleri trafik kazalarını takip edip mağdurlara hemen ulaşmak için departmanlar bile kuruyorlar. Sonuç olarak bu tazminatları ödemek zorundalar, ha bugün ya 10 yıl sonra... Bu nedenle şirketler bunu karşılık ayırarak bilançolarına her yıl artan bir yük yüklemek yerine hemen ödeyip kurtulayım derdindeler. 

Son yıllarda bu süreçlerin takibini yapmayı kazanç kapısı haline getiren meslek grupları da oluştu. İşin içine aracılar girdiğinde bu tazminatların şirketlere katlanarak mal olduğunu biliyorum. 
İsrail örneği gündeme gelebilir

Hazine trafik kazası mağdurlarına ödenecek tazminatların hesaplanmasına bir standart getirilmesi için düzenleme yapıyor. Yakında kanun çıkacak. Genel şartlarda da yapılacak değişikliklerle bu konunun biraz olsun sorun olmaktan çıkacağını düşünüyorum. “Trafik kazası mağdur ve yakınları önce sigorta şirketine başvurmak zorundadır” zorunluluğu getirilmediği sürece sıkıntı devam edecek gibi görünüyor. Bu arada bu konu hakkında dünyada aracıların da dahil olduğu pratik çözümlerin olduğunu da duydum. İsrail örneğinde sigorta şirketleri bu mağdurların başvurularını bir avukat aracılığı olmadığında kabul etmiyormuş. Avukatların da tazminat miktarı ne olursa olsun bir sabit ücreti varmış. Yani avukatlar bir nevi iş takibi yapıyormuş. Çözüm arayışlarında bu alternatif de masaya yatırılabilir.  Herkes hakkını aldığında bir sorun olmaz diye düşünüyorum. 

Diğer taraftan sigorta şirketlerinin sağılacak inek gibi görülmesi de doğru değil. Bir şirket yöneticisi görüşmemizde, olay mahkemeye taşındığında avukatların sigorta şirketinin  ‘hemen ödeyelim’ teklifini, icra yoluyla alacaklarını belirterek geri çevirdiğini belirterek, “Böylelikle iş uzadıkça uzuyor, mağdurun eline geçecek kısımda bir artış söz konusu olmuyor” demişti. Bu sorun kanun ile bir yere kadar çözülebilir ama her iki tarafın samimiyet temelinde bir orta yol bulabileceklerini düşünüyorum. Siz yine de böyle bir olayla karşılaştığınızda önce sigorta şirketinize başvurun. Onların geri dönüşleri sizi tatmin etmezse yargı yolu hep açık. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar