Trafik açılımı

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]

Geçtiğimiz günlerde aracımı parkedip eve doğru yürürken 20’li yaşların başında iki genç arasında şöyle bir dialoga şahit oldum. Aracı, benim bulduğum noktaya getiren çocuk, yerini arkadaşına bıraktı. Camlar açık olduğu için şahit olduğum konuşmanın devamını aşağıya alıyorum:

“Bu ne biçim koltuk oğlum”

“Ne bileyim abi. Babam kız gibi dikiyor bunu...”

Gözucuyla baktığımda koltuğun dik, direksiyon açısına çok uygun ya da uyguna yakın olduğunu gördüm.

Çocukların babası belli ki aracı mümkün olduğunca nizami bir oturuş pozisyonda kullanıyordu. Bu pozisyon çocuklara ise nedense ters gelmişti. Bir diğer anı da yaklaşık 10 yıldan fazla bir süredir ehliyeti olan ve otomobil kullanan bir arkadaşımdan. Kendisi benden bir araç istedi ama ısrarla “otomatik olsun” dedi.

Kendisine 10 küsür yıldır araç kullandığını ama manuel kullanmayı nasıl olup da bilmediğimi sordum, cevabı neden bir trafik açılımına gerek duyduğumuzu kanıtlar nitelikteydi:

“Ben debriyajla otomobili hareket ettiremem. Hayatımda birkez yaptım o da ehliyet sınavındaydı. Ama hâlâ nasıl becerdiğimi bilmiyorum.”

Türkiye’de trafik gerçekten çok önemli bir sorun. Maalesef artık trafik kazaları ve onlara bağlı ölümleri kanıksadık.

Haber bile olmuyor.

Ancak, bu arada çok önemli bir detay da araya kaynayıp gidiyor. O da ehliyetin alındığı sınavın günün şartlarına yönelik yenilenme ihtiyacı. Bugün ehliyet almak için girilen sınavın çağın çok gerisinde olduğu gerçeğinden hareketle sistemi zorlaştıran, mevcut şoförleri de bir anlamda yeniden teste girmelerini gerektirecek bir dizi önleme ihtiyaç duymaktayız.

Örneğin ben ehliyetimi 16 yıl önce aldım. Bu 16 yıl boyunca devletin hiçbir kurumu benim otomobil kullanma melekelerimi koruyup korumadığımı kontrol etmedi. Hoş, alırken de etmemişlerdi.

İleri derece renk körü olan okuldan bir arkadaşım, ehliyet sınavına girdiğinde başından geçenler de tam ibretlikti. Bir tanıdık vasıtasıyla geçer not verecek bir doktor bulmuş ve ehliyet almaya kendi kullandığı otomobille Ankara’ya gitmişti.

Doktor yaptığı muayenenin ardından kendisine “siz renk körüsünüz” demiş. Bizimki de “Onu biliyorum. Siz onay vereceksiniz diye geldim. Gerçeği yüzüme vurasınız diye değil” demiş. Ve tahmin edeceğiniz gibi onayı almış.

Birkaç yıl önce şimdi yaşadığı ABD’ye gittim. Beni almaya karısıyla geldi. Sebebi ise basitti. Türkiye’den aldığı ehliyeti değiştirmek için yaptığı ilk başvuruda, bırakın değiştirmeyi bizim verdiğimiz ehliyete bile el koymuşlar.

Bizde ehliyetler neredeyse nüfus cüzdanı gibi, bir alındımı ömür boyu kullanılıyor. Hiç kullanmayı bilmeyenden, kullanamayacak hale gelenlere kadar herkeste ehliyet var.

O yüzden bu sınav sistemini değiştirmek gerekiyor. Trafik cezalarının artırılması kadar trafiğe çıkmanın ve orada kalmanın da zorlaştırılması gerekiyor.

Bir dönem dile getirilen sürüş imtihanı öncesi profesyonel sürücülük eğitimi alınması dikkate alınması gereken bir öneri. Bu ve benzer öneriler artırılabilir. Ancak, önemli olan terörden fazla insanımızı kaybettiğimiz trafik sorununda acil bir açılım gerektiğidir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018