Torba Yasa’da muvazaa ve alt işverenlik düzenlemeleri
RIZA EROĞLU
Kamuoyunda uzun süre tartışılan ve çalışma yaşamına ilişkin önemli değişiklikler getiren 6552 Sayılı “İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun” (Torba Yasa olarak anılacaktır) 11.09.2014 tarih ve 29116 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Torba Kanun’da çalışma hayatında önemli sonuçları olacak alt işverenlik ve muvazaa düzenlemeleri yer almaktadır. Bu yazımızda kısaca bu konularda yapılan düzenlemeleri ve etkilerini yazmaya çalıştık.
1- Muvazaa raporuna itiraz süresi
4857 Sayılı İş Yasası’nın 3. maddesi 2. fıkrasındaki “altı iş günü” ibareleri “otuz iş günü” şeklinde değiştirilmiştir. Böylece gerekçeli muvazaa raporunun düzenlenerek işverene tebliğ edildiği tarihi izleyen 30 işgünü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilecektir.
Uygulamada iş müfettişinin gerekçeli raporunun işverene tebliğ edilmesini takip eden altı işgünlük süre içinde gerekçe ve savunmanın oluşturularak itiraz başvurusunun yapılması için yeterli bir zaman bulunmuyordu. Bu çerçevede yerinde bir düzenleme yapılarak itiraz süresi otuz işgünü olarak değiştirilmiştir.
2- Muvazaa raporlarında temyiz başvurusu
Yine 4857 Sayılı İş Yasası’nın 3. maddesi beşinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İtiraz üzerine görülecek olan dava basit yargılama usulüne göre dört ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay altı ay içinde kesin olarak karar verir. Kamu idarelerince bu raporlara karşı yetkili iş mahkemelerine itiraz edilmesi ve mahkeme kararlarına karşı diğer kanun yollarına başvurulması zorunludur.” Bilindiği üzere iş müfettişlerinin yaptığı denetimler sonucunda yazmış oldukları gerekçeli muvazaa raporlarına iş mahkemelerinde itiraz edilebiliyor ancak mahkemenin verdiği karar kesin karar niteliği taşıdığından Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunulamıyordu. Bu düzenleme ile temyiz yolu açılarak alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna ilişkin kararların üst yargı mercii tarafından görülebilmesine olanak sağlanıyor.
3- İşverenlere getirilen kontrol yükümlülüğü
Ücretler:
4857 sayılı Kanun’un 36’ncı maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İşverenler, alt işverene iş vermeleri halinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlüdür.”
Yıllık izin süreleri:
4857 sayılı Kanun’un 56’ncı maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Alt işveren işçilerinden, alt işvereni değiştiği halde aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi, aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanır. Asıl işveren, alt işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek ve ilgili yıl içerisinde kullanılmasını sağlamakla, alt işveren ise altıncı fıkraya göre tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin bir örneğini asıl işverene vermekle yükümlüdür.” Bu suretle alt işverenler değişse bile aynı işyerinde sürekli olarak çalışan işçilerin yıllık izin hakları korunmakta ve asıl işverene alt işveren üzerinde bir kontrol yetkisi tanınmaktadır. Görüldüğü üzere taşeron çalıştıran asıl işverenlere müteselsil sorumluluğun yanı sıra bir de kontrol yükümlülüğü getirmektedir. Bu konuda ileride karşı karşıya kalınacak davalarda kontrol yükümlülüğünü yerine getirmeyen asıl işveren ile ilgili bazı risklerin ortaya çıkması muhtemeldir.
4- Alt işverenler tarafından kamu işyerlerinde çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatları
Kamu işyerlerinde alt işveren işçisi olarak çalışanların kıdem tazminatlarının kamu işyerlerinde çalıştıkları sürelerle sınırlı olmak üzere kamu işverenleri üzerine bırakıldığını görüyoruz. Bu hususta kamu kurumunda geçen hizmet süresinin hesabı, işçiden istenecek belgeler ve ödeme sürecine ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca bir yönetmelik hazırlanacağı belirtilmektedir.
5- Alt işveren toplu iş sözleşmelerinde taraf sendika
4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 8’inci maddesine eklenen fıkra ile kanun kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde çalıştırılan işçileri kapsayacak olan toplu iş sözleşmelerinin, alt işverenin yetkilendirmesi kaydıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin üyesi bulunduğu kamu işveren sendikalarından birisi tarafından yürütülerek sonuçlandırılacağı, toplu iş sözleşmesinin kamu işveren sendikası sonuçlandırılması halinde, belirlenen ücret ve sosyal haklardan kaynaklanan bedel artışı kadar idarece fiyat farkı ödeneceği düzenlenmiştir. Kamu işveren sendikası tarafından yürütülmeyen ve sonuçlandırılmayan toplu iş sözleşmeleri için fiyat farkı ödenemeyeceği de hükme bağlanmıştır.
6- Kamu idaresi hizmet alımlarında süre
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 28. maddesinde yapılan değişiklik ile kamu hizmet alımlarında yüklenme süresi 3 yıl olarak belirlenmiş, işin niteliği ya da işin süresinden kaynaklanan zorunlu hallerde sürenin gerekçe gösterilerek üst yönetim tarafından kısıtlanabileceği düzenlenmiştir.