Toprak İçin Bayram, Toprak İçin Hüzün
Bir avuç toprak nedir? Önce vazgeçilemez, paylaşılamaz vatanın ta kendisi. Sonra yaşam kaynağı. İçinde bitkisel ve hayvansal üretimlerin olduğu bir tesis. Adeta kocaman yatay canlı bir fabrika. Toprakta gözle gördüğümüz ve görmediğimiz milyonlarca tür, milyarlarca organizma bulunmakta. Toprak minicik çalışanları ile hem üretir hem de atık yönetir. Toprak atık dönüşüm süreci zararlıları yarara dönüştürür. Bir tutam toprağın dahi çalışanı çoktur.
Toprağın en özel ve ayrıcalıklı kılan ise şudur: Bildiğimiz üzere atmosferin %78’ini azot oluşturur. Kokusuz, renksiz, zehirli olmayan, ancak belli koşullarda tepkimelere girebilen azot inert (etkisiz, atıl ) özelliği ile pek çok yerde kullanılabilmektedir. Azot protein, proteinler ise canlılar için önemlidir. Canlı doğada sadece mikroorganizmalar azotu kullanabilmekte, besin zincirine sokmakta ve doğal amonyak (NH3) çevrimi ile toprak ve suda azot yaşama hizmet etmektedir. Topraktaki azot dönüşümü sihirli bir kimya ile ilerlemektedir. Kimya endüstrisinin yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkta büyük ölçekte üretimi yapılan ilk prosesi olan Haber-Bosch Prosesi ile karşılaştırıldığında toprakta olagelen azot çevrimi ve bakterilerin gizemli başarısı hayranlık uyandıracak görkemde bir sır gibidir.
Azot dönüşümü olmaz ise yaşam olmaz. Topraktaki bakterileri yok etmemeli ve korumalıyız. Toprağın biyoçeşitliliği önemlidir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) sürdürülebilir kalkınma için belirlediği 14 temanın birinde toprak ile ekosistem, sürdürülebilir tarımsal gelişme ve gıda güvenliği ilişkilendirmesin ortaya koyarak insanoğlunun sessiz dostuna önem verilmesi gerekliliğini vurgulayarak 2015 yılını Toprak Yılı ilan etti. Toprak Yılı’nın sürdürülebilir gelecek yolunu açmamıza yardımcı olması öngörülüyor.
Toprak kaybı veya bozunması durumunda bir insan ömrü içerisinde geri kazanılması mümkün olmayan sınırlı bir kaynaktır. Toprak “Yenilenebilir Bir Kaynak Değildir”. Toprağın korunması, gıda güvenliği ve sürdürülebilir geleceğimiz için esastır. Yerküremizde verimli topraklara sahip doğal alanlar sınırlıdır. Bu nedenlerle sürdürülebilir toprak yönetimi desteklenmeli herkes sağlıklı toprak için gerekeni yapmalıdır. Arazi kullanımı-iklim değişikliği etkileşimi politika ve uygulamaları geliştirilmesi şarttır.
Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun kabul edildiği 11 Haziran 1945’ten bu yana, 11 Haziran ardından gelen pazar gününü Toprak Bayramı olarak kutluyoruz. Bayramımız kutlu olsun. Bu bayram bence hüzünlü. Durup düşünmek, kaygı duymak gerek. Anadolu toprağı için ne yapıyoruz? Mevcut durum nedir? Tarım ve orman arazilerimizin kaybı ortada. Bu hafta duyduğumuz sayılar korkutucu.
Meraklısı için:http://www.fao.org/3/a-i4373e.pdf
Gününüz sürdürülebilir, yaşamınız enerji dolu ve mutlu olsun.
"İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır"