Toprak gaspı...
Televizyonlarda tarım topraklarının amaç dışı kullanılmasını önlemek ve bu konuda toplumsal duyarlılığı artırmak için bir kamu spotu yayınlanıyor.
Toprak kaybının gıda güvenliğinin tehlikede olduğunun habercisi olarak sunulan kamu spotunda çocuklarımızın geleceği için tarım topraklarının birlikte korunması gerektiği vurgulanıyor.
Çok iyi niyetle hazırlanmış kamu spotu yayınlandıkça duyarlılığın artması, tarım topraklarının korunması bir yana, daha çok tarım toprağının amaç dışı kullanıma açıldığına tanık oluyoruz.
Bu yazıyı okurken pencereden kafanızı uzatıp sağınıza solunuza bakın. İşyerinizin veya oturduğunuz evin bulunduğu yerin 10 yıl öncesini düşünün. Orada tarım yapılıyor muydu?
Hafta sonu çocuklarınızı gezdirmek için şehrin dışına çıktığınızda nasıl bir toprak kaybı ile karşı karşıya olduğumuzu görebilirsiniz.
Tarım topraklarının nasıl yağmalandığını görmek için devletin resmi yayın organı olan Resmi Gazete'yi okuyun. Hemen her gün Bakanlar Kurulu Kararı ile enerji, madencilik ve benzeri yatırımlar için tarım arazilerinin de içinde yer aldığı çok büyük alanlar "acele kamulaştırma" adı altında amaç dışı kullanıma açılıyor.
Kamu spotunu yayınlayanlar, kamu spotunda söylenenlere uymuyor ki. Devletin en tepesindeki kamu yöneticisi, Cumhurbaşkanlığı için yapılan "Ak Saray" tarım toprağına yapıldı. Üstelik bu ülkenin ve cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün parasını vererek satın aldığı, çiftlik kurarak tarım ve hayvancılıkta dünyaya örnek olacak bir alana yapıldı.
Ak Saray'ın maliyetinden önce tarım arazisine yapılması tartışılmalıydı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamasına göre 1.3 milyar liraya mal olan Ak Saray'ın üzerine kurulu olduğu tarım toprağının değeri hiç bir para ile ölçülemez. Kamu spotunda da belirtildiği gibi gelecekte çocuklarımız değil 1 milyar lira, 1 trilyon lira da verse bu tarım toprağını geri alamayacak.
Manisa'nın Soma İlçesi Yırcalı köyünde termik santral için kesilen zeytinlerin, Zeytincilik Yasası'nda yapılmak istenen değişiklikle zeytinlik alanların imara, ranta açılması, meraların bir yandan yok edilerek bir yandan hızla ranta açılması ve daha nice örneklerle tarım toprakları hızla yok ediliyor.
Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüştürülen köylerde meyve ve sebze yerine binalar yükselecek.
Tarımsal girdi fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle üretim yapmaktan uzaklaşan çiftçiye, cazip gelen bir fiyat verildiğinde veya kat karşılığı konut yapılması istendiğinde tarım toprağını elinden çıkarıyor. Bu durumda olan yüz binlerce çiftçi var.
Ülkenin ovaları bugün büyük tehdit altında. Bir çok ovada konut ve sanayi projeleri yükseliyor.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken, gıda fiyatları neden pahalı diye soruluyor.
Bu süreç devam ederse, Merkez Bankası başkanından sokaktaki vatandaşa kadar herkesin şikayetçi olduğu gıda fiyatlarındaki artış yarın çok daha yüksek olacak.
Bu sorun sadece Türkiye'nin sorunu değil. Dünyanın da en önemli sorunu.
Dünyada 1 milyar insan açlıkla karşı karşıya. Açlık yaşayanların tarım toprakları işgal altında. Gasp edilmiş.
İtalya'nın Torino kentinde 22-27 Ekim tarihlerinde yapılan Slow-Food Terra Madre Dünya Toplantısı'nın ana gündem konularından birisi tarım topraklarının korunması, tarım topraklarının gaspıydı. Özellikle Latin Amerika ve Afrika'dan katılan delegeler, ısrarla toprak gaspını dile getirdi.
Toprak gaspı sadece bir ülkenin bir başka ülkenin toprağını işgal etmesi değil. Ülke içinde de bir kişi ya da şirketin para vererek alsa bile bir arazideki ağaçları katletmesi, toplumun yararına olmayan, insan ve canlıların sağlığını geleceğini tehdit eden bir yatırım yapması, toprak gaspı olarak adlandırılıyor.
Özetle, tarım topraklarının amaç dışı kullanımı toprak gaspına dönüştü. Bunu önleyemezsek geleceğimiz tehlikede demektir.