Toplumu yücelten ”liderler”dir

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

Okuduklarımı, dinlediklerimi ve gördüklerimi not etme alışkanlığı, "Bugün ne yazmalıyım?" sorusundan çok, " Bugün hangi konuyu ele alırsam maddi ve kültürel zenginlik üretimine katkı yaparım?" sorusuyla yüzleştirir beni…

Bu satırları yazmadan önce aldığım son not, bu yazının kaynağını oluşturdu. Ünlü entelektüel Tarık Ramazan Star için kale aldığı makalesinde Norveç'teki katliamı analiz ederken bir yargısını paylaşıyordu:

 "…Korkular, toplumda ya izolasyon ve /veya parçalanmaya ya da şiddetli ve uç tavırlara yol açarlar. Akılcı veya dolaylı ve direkt olarak popülist olmak bizim tercihimizdir. İnsanlar korku veya kayıp hislerini kullanarak isim yaptıkları için bazı entelektüeller ünlü olabilir, politikacılar bir sonraki seçimi kazanabilir. Tarih onları unutacaktır. Diğerleri ise önyargı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığını cesaret ve adanmışlıkla karşılamaya hazırlar. İnsanların çoğunluğu bunun farkında olmasa da onlar modern zamanlarda ihtiyaç duyduğumuz öngörülü insanlardır. Bazen tarih insanların arzularına ve kolektif körlüklerine karşıt biçimde gelişiyor. "

Bugünlerde ülkemizin temel ihtiyaçlarından biri de, her türlü önyargı, yerleşik doğru, kalıp düşünce, kör inanç, ezber, ırkçılık, ötekine düşmanlık gibi barışı ve huzuru bozan mikroplara karşı "adanmışlıkla karşı koyan liderlere" sahip olmadır.

Lider kimdir?

Evren, evren içindeki durağan ve dinamik sistemler, onun içinde insan, insanlar arası karşılıklı bağımlılık ilişkileri ne kadar çeşitli, karmaşık, bir mühendislik algısından uzaksa, sorunlar ve çözümler için bize her zaman, her yerde ve her koşulda geçerli olacak formüller üretme olanağı vermiyorsa, liderlik de öylesine çeşitliği, farklılığı, renkliliği ve zenginliği olan bir olgudur… Yapılacak her tanım, geliştirilecek her formül eksikli kalır. Ama yine de, "bilgilerimizi anlamaya taşımak" için ihtiyacımız olan lider için bazı tanımlar yapma zorundayız.

Lider, ne yapacağını bilen ve yapan insandır.

Liderlik, ne yaptığınıza, yaptığınız işin ölçeğine göre değişmez; o bir kişisel özelliktir; küçük bir aile işletmesinden, ülkenin başbakanı ya da başkanına kadar ortak özellikleri içerir.

Lider olmanın temel özelliği, "tavrımızı cesaretle müzakere edebilme özgüvenidir. "Bütün kültürler bu özelliğin altını çizer: Kadim Hint kültürü, " İşaret parmağınla başkasını suçluyorsan, üç parmağının kendine dönük olduğunu unutma" uyarısını yapar. "Kendine ayna tutmanın erdem olduğunu" temel değerler sisteminin çekirdek alanına yerleştirir.

Hint yarımadasından çok uzaklara Güney Amerika'ya gittiğimizde, kadim Aztek ve Maya uygarlıklarının mirası, "başını kaldır yukarıya bak, kendini en yüksek yerde zannetme" uyarısı yapar.

Asya derinliklerinden gelen Sümer, Akad, Asur, Hitit, Eti, Roma, Selçuklu ve Osmanlı mirasından süzmüş yaşadığımız coğrafyanın ortak kültüründe, zaaflarını kibrinde saklamaması için, " Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!" diye bağıran birini çevresinde barındıran güçlü liderler yetiştirmiştir.

Cesur keşifler yapabilme

Lider olmanın bir başka kişisel özelliği, "cesur keşifler ve metodolojik planlama" yapabilme yetkinliğidir. İnsana iş ve aş sağlayan temel kaynağın "toprak" olması, büyük imparatorlukların vizyonunun odağına "geniş topraklara sahip olma hedefini" yerleştirmiştir. Klasik imparatorlukların hepsinin bir yaşam alanı (lebenstraum) hedefi vardır; bu uğurda yapılan savaşlar, akıtılan kanlar ve acılar tarih en kalın çizgisini oluşturur.

İnançlı bir Yahudi olduğundan kuşku duymamamız gereken Şimon Perez, çağımızda toprakların insanları zengin etmediğini, insanların toprakları zenginleştirdiğini, bir salatalık çiftliğinde yüz yıl önce dönüm başına 300 kg, 70 yıl önce bin kg, 30 yıl önce 3 bin kilogram ve bugün 30 bin kilo gram ürün alındığını söyleyerek, savaşların kaynağı olan toprak anlayışının değişmesi gerektiğini belirtiyordu… Aklını inançlara emanet eden bir dindar olsaydı; "vaat edilmiş toprak inancına" saplanır kalır; liderliğin özelliklerinden biri olan "çarpıcı dönüşümler yapabilme kendini ve çevresini ikna etme" konusunu ihmal ederdi. Toplumun geleneğinden getirdiği "tutucu" değerleri, önyargıları, ezberleri bozarak "ilerleme" kaydedebilmek için liderin, önce kendini dönüştürmesi ve toplumun dönüşmesine öncülük etmesi gerekir.

Liderin toplumu dönüştürme gücü, "saygı uyandırma ve ilham verme" özelliğine sıkı sıkıya bağlıdır. Saygı uyandırmanın gerek şartı da, liderin iç tutarlılığıdır. Liderin kendine biçtiği değer olan kimliği ile dışarıdan insanların onu algılaması olan kişiliğinin örtüşmesi gerekir ki, saygı uyandırabilsin.

Liderin ilham verebilmesi, bir işi yaparken, uzun dönemde olası etkileri öngörme, içinden nasıl çıkılacağını zihinde netleştirmediği maceraların cazibesine kapılmama dinginliğine bağlıdır. Liderlik, saldırılara karşı koymasını bilme, kanıtlama ve güven yaratma

özellikleri ile pekişir.

Lider, kendini, ideallerini ve destek veren kitlelerin güvenliğini güçlü tutacak pozisyonu koruyan konumlanmayı becerdiğinde, kalıcı liderliğin altına imza atmış olur.

Her işyerinin, kuruluşun ve kurumun başındaki insan "lider" değildir.

Oysa toplum olarak liderlere çok ihtiyacımız var… Toplumları yücelten liderleridir… Çevrenize bakıp, lider özelliği olan gençlere omuz vermeli, liderlik özelliği olmayanların illüzyonlarından da kendimizi uzak tutmalıyız…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar