Toparlanmaya devam

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım

Son zamanlarda açıklanan ekonomik veriler, küresel ekonominin kriz sonrası yavaş da olsa toparlanma yolunda olduğuna dair işaretler vermeye devam ediyor. Cuma günü açıklanan ve beklenenden iyi gelen ABD tarım dışı istihdam ve işsizlik oranı verileri ile Türkiye'de açıklanan Ocak ayı sanayi üretim verilerini toparlanma yolundaki işaretler için örnek gösterebiliriz. Bu resme paralel bir şekilde piyasaların da yollarına devam ediyor zira Nasdaq endeksinin son 18 ayın en yüksek seviyesine geldiğini görüyoruz.

Geçen hafta da piyasaların olumlu seyirlerine devam etmesinin ardında ekonomik veriler kadar piyasaları rahatsız eden bazı konularda da çözüm ümitlerinin artması etkili oldu. Son zamanlarda ön planda olan Yunanistan'a AB ülkelerinden destek açıklamaları ve ülkenin (maliyeti yüksek olsa da) 10 yıllık tahvil ihracı yapmış olması endişeleri şimdilik giderdi.

Piyasalara baktığımızda son dönemde borç yükü yüksek ülkelerin risk primlerinde sert yükselişlerden sonra özellikle Yunanistan konusunda ümitlerin tekrar artmasıyla bu risk primlerinde ciddi düşüş gördük. Yunanistan'ın beş yıl vadeli CDS'lerin 400'lü seviyelerinden 280'li seviyelere kadar gerilediğini söyleyebiliriz. Yine de tüm dünyada bütçe açıkları ve kamu borçlarının yüksek artışlar göstermesi, önümüzdeki dönemde piyasalara daha fazla rahatsızlık veren bir konu olarak ortaya çıkabilir.

Yurtiçi ekonomik veriler tarafında ise geçen haftanın en önemli verisi Şubat ayı TÜFE rakamıydı.  TÜFE, piyasa beklentisinden oldukça yüksek geldi. Şubat ayında TÜFE yüzde 1,45 artışla, piyasanın yüzde 0,6'lık ve bizim yüzde 1,0'lık artış tahminimizden yüksek gerçekleşti. Yıllık enflasyon bu gelen verilerle yüzde 10,1 seviyesine ulaştı.

Detaylara baktığımızda ise gıda artışlarının büyük oranda kötü hava koşullarından kaynaklandığını söyleyebiliriz.

Çekirdek fiyat göstergelerinin üçünde aylık bazda gerileme olmasına rağmen tüm çekirdek fiyat göstergelerindeki yıllık artış gerçekleştiğini görüyoruz.

Merkez Bankası daha önceden Şubat ayında yüksek enflasyon rakamlarını beklediklerini belirterek piyasaları hazırlamıştı. Bu doğrultuda etkinin kısa vadede çok fazla olmayacağını düşünüyoruz.

Yıllık enflasyondaki artış, enflasyon beklentilerini etkilemesi potansiyeli nedeniyle Merkez Bankası'nın beklenti yönetimini zorlaştırabileceğini düşünüyoruz. Bunun yanında yılın son çeyreğinde başlayacak faiz artırımları ile yılın tamamında 125 baz puanlık artış beklemeye devam ediyoruz.

Son gelişmeler ile artan siyasi tansiyonun artması durumunda, kısa vadede Türkiye'nin olumlu ayrışma potansiyeli önündeki en önemli engel olabileceğini düşünmeye devam ediyoruz. Erken seçimin şimdilik bizim baz senaryomuzda yer almadığını tekrar vurguluyoruz. Yükselen tansiyonun, ortadan kalkmasa bile, kısa vadede daha fazla artmayacağını da düşünüyoruz. Hükümetin referandum seçeneğine yönelebilecek gibi gözükmesi ise siyasi belirsizliklerin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini işaret ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017