Top ortada
Fed toplantısının yapılmadığı bir ay olan Ağustos, BoJ toplantısından, ABD ekonomik verilerine kadar önemli veri akışıyla hareketlilik açısından diğer aylardan geri kalmadı. Bu hafta ise Cuma günü Amerikan ekonomi tarihinde ayrı bir yeri olan Jackson Hole toplantısı var.
Bu toplantının önemi genellikle önemli kararların bu toplantıda ilan edilmesi değildir, çünkü tarihsel olarak baktığımızda toplantının oyun değiştirici bir haber üretmeden geçmesi, oldukça sık rastlanan bir durumdur. Ancak nispeten daha az seferde bu toplantıda alınan bazı kararların etkileri oldukça büyük olmuştur. Yani Jackson Hole önemli kararlar açısından sıklık parametresiyle değil, kararların önemi parametresiyle öne çıkan bir ekonomik organizasyon.
Bu noktada biraz istatistik verilerini paylaşayım; Bloomberg verisine göre 2000 senesinden bu yana S&P 500 endeksi Jackson Hole toplantısını takip eden haftada ortalama olarak %0.4 yükselmiş. 2001’de %3.6 düşmüş, 2010 ve 2011’de sırası ile %4.1 ve %3.9 yükselmiş. 2022 de ise Jackson Hole toplantısında Powell enflasyonla mücadele etmek için sıkı para politikasının devam ettirileceğini söyleyince %3.3 düşmüştü. Görünüşe göre 23 senede 4 kez önemli piyasa tepkileri olmuş.
Bu sefer piyasa Jay Powell’dan tam tersi yönde bir açıklama bekliyor; faiz indirimlerinin Eylül’de başlayacağını ve mümkünse 2024 sonuna kadar 3 indirim yapılacağını duymak istiyor. Eğer Powell piyasaya istediğini verirse ve bunu yaparken resesyon kapısını biraz kapatırsa işte o zaman hisse senedi piyasalarında geçen hafta bahsettiğimden de güçlü bir ralliyi izleyin… Yok eğer Powell Fed toplantıları sonrasındaki basın konferanslarında olduğu gibi ser verip sır vermez ise, bu sefer piyasa faiz indirimlerinde şu anda fiyatlanan 3 indirimden şüphe edecektir.
Bu koşulda ise hisselerde ve tahvillerde satış kaçınılmaz hale gelir. Benzer şekilde kıymetli metallerde de baskı oluşacaktır. Aksi gibi özellikle son verilerin ışığında Fed’in faiz indirimini geciktirmek mi isteyeceği, yoksa beklendiği şekilde Eylül’de başlayıp Kasım ve Aralık’ta 25’er baz puanlık indirimlerle seneyi 3 hareketle mi kapayacağını kestirmek oldukça zor. Bu nedenle topun ortada olduğu bir haftaya başladık.
Ben bu tür haftalarda opsiyonlarla çalışmanın iyi olacağını düşünüyorum. Diğer bir alternatif ise artık yola girmiş ve haberler nedeniyle yoldan çıkmayacak ama belki gecikecek trend hareketlerine girmeyi doğru buluyorum. Buna iyi bir örnek getiri eğrisinin dikleşmesine yönelik pozisyonlar olabilir. Birçok aile ofisi veya fon zaten hali hazırda bu yönde pozisyon alıyorlar. Bir diğer alternatif ise kıymetli metaller olabilir.
Kimler alıyor, kimler satıyor
Biraz da piyasaya bakalım… Geçen hafta hatırlarsanız sistemik fonlarda ve serbest fonlarda satışların ağır bastığını ve son haftalarda bu fonların hisse pozisyonlarını ciddi oranda azalttıklarını yazmıştım. Hatta ilerleyen haftalarda endekslerde alımların geleceğini ama alıcıların daha çok bireyseller olabileceğini, fonların alışa katılmaktan imtina edebileceğini, bu nedenle rallinin kırılgan olabileceğini yazmıştım.
Şimdilik bu düşünce kısmen doğru, kısmen eksik oldu. Çünkü hisse senetleri geçen haftadan bu yana alıcılı çalışmaya devam etti. Ama alıcılar tarafında görünen kesim sadece bireyseller değildi. Raporlara göre sistematik fonlar ve serbest fonlar satıştan alışa dönmüş durumdalar. Bazı yatırım bankaların işlem masalarının geçen hafta her gün teknoloji hisselerinde alış emirleri aldıklarını duyuyorum.
Buna ek olarak, satışların alımla karşılanmasının ardından bir de şirketlerin hisse geri alımlarının haftada $45 milyara ulaştığı raporlara yansıyor. Geri alımların ardından emeklilik fonları haftada $40 milyarlık alımlarla ralliyi destekleyince S&P 500 endeksi dipten %9’a yakın yükseliş kaydetti. Faiz indiriminin kapısı açık kaldıkça ve büyümeye dayalı veriler iyi geldikçe hisse senetlerinde yukarı beklenti güçlenerek devam edecektir.
Geçen Cuma rekor yapan altın ise beklendiği üzere yükselmeye devam ederek sene başından bu yana %21’den fazla artış yaptı. Geçen hafta Comex altın kontratlarında yüksek hacimle alışlar devam ederken tezgâh üstü piyasada bunun aksine varlık yöneticileri gibi profesyonel yönetim altındaki para alışa katılmazken müşterilerinin alımlarına aracılık eden kurumlar alış yaptılar. Yani aslında kurumlar kendilerine değil, müşterilerine alış yaptılar. Raporlara göre, Hindistan’dan gelen fiziksel altın talebi de yükselişte etkili olmuş – ki ben bu düşünceyi biraz komik bulurum; cahilliğime verin.
Altın opsiyonlarında ise en yüksek açık pozisyonlar Aralık 2024 vadede 2500/2550/3000 call’larda birikmiş durumda. Vadeli kontratlarda ise akıllı paranın alış pozisyonları artmaya devam ediyor. Altın, tahvil trade inden sonra bu senenin en güvenli pozisyonu oldu ve bence durum değişmeden devam edecek.