Tokat'da bir deniz feneri: Burhan Cahit Büyükispir

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ [email protected]

İstanbul'a taşındığım ilk yıllarda Burhan Cahit Büyükisipir'in burada olduğunu öğrendim ama ne işyerine gidebildim, ne de kendisine vefa borcumu ödeyebildim. İnsani bir değer olduğuna inandığım "vefada boşluk" yaratma hep yüreğime yük oldu. Burhan Cahit Büyükispir'i son yolculuğuna çıkmadan ziyaret edememiş olmaktan ötürü kendi vicdanımın yükü altında eziliyorum.

Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi'ndeki öğrencilik yılları, ülkemizin önemli siyasal olaylara tanıklık ettiği dönemdi. İktidar ile muhalefet kavgalarının doruklara tırmandığı günlerdi.

Liseye başladığımda Cumhuriyet gazetesini her gün okuyacak kadar siyasi seçmelerim vardı… Lise yıllarında ise Doğan Avcıoğlu'nun YÖN Dergisi rehberimizdi; kendi elimle yaptığım ciltleri hala bugün kitaplığımın özel yerinde korunur. Yön Dergisi'nin ciltleri Bursa Eğitim Enstitüsü'nde 1963-1964 ve 1964-1965 ders yılında elden ele dolaşmıştır.

Siyasi çatışmaların doruklarını gelinmişti… DP'nin "vatan cephesi" listeleri radyoların bültenlerini dolduruyordu. İsmet Paşa'nın yurtiçi gezilerinde olaylar çıkıyor; köy kahvelerinden şehir kulüplerine ülkenin her yerinde siyaset kaynıyordu. Camilerin bile ayrıldığı dönemdi.

Birikimimiz yetersiz olsa da, öğrenciler arasında da siyasi eğilimler güç kazanıyordu… Okumaya az çok aşına bir insan olarak, projektörlerimiz çevrede bizi anlayacak insanlar arıyordu. Sulu sokakta Necati Diren'in gazetesi Tozanlı'dan meydanda Fethi Günesen'in Son Posta gazetesine yazı yazma sevdasına uzanan arayışlar içindeydik.

Öğretmenlerimiz kaliteli insanlardı ama, siyasi baskı nedeniyle öğrencilere mesafeli duruyorlardı. Sonradan haklarını teslim ettim; doğru olanı yaptıklarını düşündüm; bugün de aynı düşüncedeyim.

"Bizim Ahmet"

GOP Lisesi'nin tam karşısında Burhan Cahit Büyükispir'in küçük bir kırtasiye dükkanı vardı… Orası siyasi anlamda ve edebiyat merakıyla bir sevda peşine düşmüş gençlerin sığınak yeriydi.

Türkiye'de gelişen sol düşüncenin Tokat'daki merkez insanı idi Cahit Ağabey… Arada Behzat Caddesi'nde Şekerci Osman'da uğrardı o dükkana…

Cahit Büyükispir'in dükkanı o günlerde bizim için çok önemli bir yerdi… Öncelikle, boş zamanlarımızda avarelik etme yerine belli konuları konuştuğumuz, dağarcığımıza bilgi kattığımız mekandı… Sonra, aynı düşüncede insanları bir araya getiren, bilginin paylaşıldığı ortak bir zemin… Varlık ve diğer edebiyat dergilerinden şiirler izlediğimiz, öyküler okuduğumuz, gazete makalelerini kesip arşivleme alışkanlığı edindiğimiz bir ilim irfan yuvası…

Lisede okuduğum dört yılda Cahit Büyükispir arkadaşımız, büyüğümüz, rehberimiz, boş zamanlarda kümbet tepelerine doğru yürüyüşler yaptığımız bir yakınımız, aileden uzakta, kanatları altına sığındığımız bir dostumuzdu.

Bibimin oğlu Ahmet Coşkun'un ilişkileri bizden sonra da sürdü Cahit Ağabey ile…

Sigara dahil deftere yazdırmıştı her şeyi… Aradan epey zaman geçmiş, dükkana uğramış, " Cahit Ağabey biliyorum borcum var… Kazanamadım, ödeyemedim" demiş…

Cahit Ağabey borcunu bilsin diye sayfayı açmış miktarını söylemek için toplarken Ahmet'in gözü sayfanın başındaki yazıya takılmış: "Bizim Ahmet…" yazıyor… Ahmet, hala bugün dolan gözlerle o cümlede takılı durur: "Bizim Ahmet…" Bana göre de Burhan Cahit Büyükispir ile ilişkilerimizi tam da bu iki sözcük açıklar.

Bu satırların yazarı, rahmetli Şükrü Avcı, Ahmet Çoşkun, Sıdık Gümüş hepimiz biraz da Cahit Büyükispir'in kanatlarında dünyayı anlamış insanlarız… 

Kastamonu'ya gönüllü sürgün

Hala bugün anlam veremem " talak kurumu" nedeniyle sınıfta felsefe öğretmenimiz Feride Balakbalar ile kavga etmiştik… Beni felsefe dersinden yıl sonunda bütünlemeye bıraktı…Cahit Ağabey , Osman Cevat Hızal , Binbaşı Mehmet Puhaloğlu ve müdürümüz Hasan Demir'in çabasıyla beni gizlice Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi'ne gönderdiler, orada felsefe dersini vererek liseyi bitirdim.

Liseyi bitirmiştim, çıkış kağıdını aldım… Ordan Bursa Eğitim Enstitüsü'ne gittim… Derken bu satırları yazarken 46 yılı doldurduğumu hesapladığım iş yaşamı başladı…

Bütün hayatım boyunca Cahit Ağabeyi'in zihni gelişmemize katkısını saygıyla andım, anmayı sürdürüyorum.

Çileli yoksul Tokat günlerinin sımsıcak sığınağaydı Cehit Ağabey…

Engin birikimi ile yol gösteren deniz fenerimiz oldu Cahit Ağabey…

Parasız kaldığımızda, harçlık verip defterine yazan, zihin açlığımız kadar karnınızı da doyurandı Cahit Ağabey…

Tokat'ta ender bulunan bir entelektüel zenginlikti Cahit Ağabey…

İnsan gibi insan, adam gibi adam, dost gibi dostumuzdu Cahit Ağabey…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar