Tokat'a katkı yapmanın ilk adımı: Envanter
Her yıl ülkemizin çok değişik il ve ilçelerinde toplantılara katılıyorum. İnsanlarımızın yaşadıkları yörelere ilişkin duyguları, düşünceleri, özlemleri, umutlarını ve korkuları hakkında bilgim, o bilgilerden türeyen bir fikrim var.
Mehmet Önder Tokat'la ilgili bir toplantı yapılacağını, katılmam gerektiğini söylediğinde ciddi biçimde tereddüt ettim. Deneyimlerimle biliyorum ki, yörelere ilişkin toplantılarda duyguları öne çıkaran değerlendirme yaparsanız orada bulunanların hoşuna gidiyor ama, kendi gerçekliğinize saygısızlık etmenin sıkıntılarını yaşıyorsunuz. Bildiğiniz gerçeği bütün çıplaklığıyla söylerseniz, insanların beklentilerine aykırı düşüyor; umutlarını kırıyor; motivasyonlarını düşürüyor.
Toplantıya Tokat Valisi Cevdet Can, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mustafa Ak yanında, dağıtılan listedeki sırasıyla Şerafettin Dinçer, Mustafa Göktaş, Mehmet Şahin, Cemalettin Doğan, Mehmet Önder, Zafer Kayalar, Önder Bayır, Coşkun Çakır, Oktay Erdoğan, Çağatay Özdoğru, Erhan Afyoncu, M. Akif Aydın, Rüştü Bozkurt, Hasan Erdem, Mehmet Ünal, Sabahattin Bayram, Metin Küçük, Sabri Esen, İbrahim Kurt, Mahmut Küçükdoğan, Musa Tosun, Abdurrahman Başkan, Cemalettin Dinçerler katıldı.
Gürcistan'a kurulan şişe fabrikasının açılışında, Yenişehir'de pırasa tarlasından doğan sanayi kompleksinin oluşumunda, önemli cam üretim tesislerinin Eskişehir'e gidişinde yaptığım katkıdan duyduğum hazzı sözcüklerle anlatamam. Şu ya da bu biçimde ilişkimin olduğu yerlere, bir üretim tesisinin gitmesine, insanların iş ve aş sahibi olmalarına vesile olmaktan daha büyük bir mutluluk alanı bilmiyorum.
İnsan yaşamını kolaylaştırma
Tokat benim doğduğum, yirmi yıllık çocukluk ve gençlik döneminin önemli bir bölümünü yaşadığım yer. Gazi Osman Paşa Lisesi pansiyonundaki çocukluk arkadaşlarımın çoğuyla ilişkilerim hala sürüyor. Doğduğum köy şiddetli göç verme nedeniyle harabeye dönse de, Kelkit Oluğu'ndan Sakarat Dağları'nın ikinci yüksek tepesi olan Dikilitaş'a, oradan Yaylacık Dağları'nın zirvesine çok yakın olan obalarımıza, Güllük suyuna, Tokat bağlarında oturan köylümüzün evindeki hafta sonu söyleşilerine, Turhal'daki ilk aşkıma uzanan anılarımın hepsi zihnimde dipdiri duruyor.
Tokat'da maddi ve kültürel zenginlik üreterek, insan yaşamını kolaylaştıran bir girişime katkı yapmayı bütün içtenliğimle isterim.
Organik enerji döneminin önemli kentlerinden biri olan Tokat' ın tarihini öğrenmek için epey emek ve zaman harcadım. Bedesteninden ünlü hanlarına, bakır ustalarından demircilerine, saraylarda kullanılan cehri bezinden medresesindeki entelektüel katkıya kentin tarihi derinliğine ilişkin bir uzmanlık ayrıntısında olmasa da yeteri kadar bilgim ve fikrim var.
Her hangi bir düşünceye " Olmaz!" diye başlamanın sakıncalarını bilecek kadar birikime sahibim. Bir işin "olabilir" yanları kadar "olmazlarını" da söylemenin gerçek dürüstlük olduğuna da bütün benliğimle inanırım.
Tokat' da da "tarım" yeni bir anlayışla ele alınabilir; verimlilikler bugün olduğunun çok üstüne çıkarılabilir. Kazova, Niksar ve Erbaa Ovası, tahıl açısından Artova potansiyelleri, gelenek taassubunu aşarak bambaşka gelecek ufkundan değerlendirilmesi gereken varlıklarımız.
Tokat'da turizm "Çorum-Amasya ve Tokat Havzası" bağlamında hareketlenebilir. Ama bu hareketlenme, özellikle hane halkının harcanabilir gelirinin artmasına, havzadaki altyapılarının tamamlanmasına bağlı.
Tokat'da yerel kaynaklara dayalı "endüstri işletmeleri" kurulabilir; önce o kaynakların potansiyelini net olarak ortaya koymayı gerektirir.
Bir kalkınma hamlesini başlatmanın üç temel aracı vardır: Potansiyeller hakkında net bilgi sahibi olmak...Yeraltı ve yerüstü kaynaklar, fiziki sermaye stoku, insan kaynağı ve teknoloji arasında etkin koordinasyon sağlamak. Öncelikleri belirleyerek, başta girişimci enerjimiz olmak üzere kaynaklarımızı belli alanlara odaklamak.
Temel sorun: Net bilgi
Ülkemizin her yerinde bir numaralı sorumuz "net bilgi" eksikliğidir. Eldeki verilerin büyük bir çoğunluğu işe yarar değildir. Tokat'ın kalkınmasını içtenlikle isteyen hepimiz"envanter seferberliği" ilan ederek "potansiyelleri" belirlemeliyiz; "erişilebilir potansiyelleri" ülkemize hatta dünyaya anlatmalıyız. Ancak o zaman "dışarıdan yatırımcı" gelmesini özendirebiliriz ve hızlandırabiliriz.
Anlatılması gereken çok şey var. Bir köşe yazısı sınırları içinde söyleyebildiklerimize son verirken, Mevlana'nın "Gerçek dostu olanların aynalara ihtiyacı yoktur!" öğüdünden sapmayalım. Yanlış ve abartılı beklenti yaratılmasına katkı yaparak, beklenti gerçekleşmediğinde oluşan "sukutu hayala" katkı yapanlar kervanına katılmayalım.