Tofaş, 13 yıldır tarihi gün yüzüne çıkarıyor
MS. 300'lü yıllara kadar uzanan geçmişiyle Helenistik ve Roma dönemlerinin izlerini taşıyan Hierapolis, hem büyüklüğü hem de ziyaretçi sayısıyla Türkiye'nin en önemli antik kentleri arasında yer alıyor. Denizli’de yer alan Hierapolis Antik Kenti, 1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girdi. Antik kente yılda ortalama 1.5 milyon ziyaretçi geliyor.
Kutsal mağara etrafında gelişen dini geleneklerden dolayı, ‘kutsal kent’ anlamına gelen Hierapolis’teki kazı ve restorasyon çalışmaları, 1957 yılında İtalyan Arkeoloji Heyeti tarafından başlatıldı. 2005 yılından bu yana ise Tofaş’ın desteği ile devam ediyor.
Bölgeyi, Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu’nun yanı sıra, 1970’li yıllarda Türkiye’ye gelerek Hierapolis antik kentinin ortaya çıkarılmasında önemli rol oynayan Kazı Başkanı Prof. Dr. Francesco D’Andria ve bu görevi Prof. D’Andria’dan henüz devralan Profesör Grazia Semeraro eşliğinde ziyaret ettik.
Tofaş; son iki yılda, Hierapolis’te ortaya çıkarılan Plutonion Kutsal Alanı’nın kazı ve restorasyonun tamamlanmasının yanı sıra, yine kazıda ortaya çıkarılan Hades heykelinin koruma amaçlı restorasyonunun tamamlanmasına da destek vermiş.
Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu, 2005 yılından bu yana verdikleri kazı desteğini son yıllarda daha aktif olarak sürdürdüklerini ifade ederken, “Hierapolis Antik Kenti, çok değerli bir miras. Kazı çalışmalarının devam etmesiyle Hierapolis’in hem Türkiye’deki hem dünyadaki önemi daha da artacak. Bu mirası en iyi şekilde korumak ve kültürler arası köprü kurmak, bizim için çok değerli” diyor.
“Cennetten cehenneme”
Hierapolis, fay hattı üzerinde yer alması nedeniyle, Türkiye’deki diğer antik kentleri arasında farklı bir konuma sahip. MS. 60’da geçirdiği depremlerden dolayı oluşan fay hattındaki çatlaklar termal suların yüzeye çıkmasını sağlamış. Bu sular kalsiyum karbonat bakımından zengin ve yamaçlarda birikerek dünya çapında meşhur beyaz traverten basamakları oluşturmuş.
Fakat “Beyaz Cennet”i oluşturan kalsiyum karbonat, aynı zamanda sismik fayın ana kayada oluşturduğu derin bir yarıktan yeryüzüne çıkıp, karbondioksit gazı yayarak, bu açıklığa yaklaşan canlıların boğulmasına ve kuşların zehirlenmesine neden olmuş.
Prof. Francesco D’andria M.S 24 yılında öldüğü tahmin edilen Yunan tarihçi, coğrafyacı ve filozof Strabo’nun, “Bu yer o kadar güçlü ve sis benzeri bir dumanla kaplı ki, birisi yerleri çok zor görebilir. İçeriye giren her türlü hayvan anında ölümle tanışır. İçeriye serçeler yolladım ve anında son nefeslerini vererek düştüler” betimlemesini baz alıp, alanda ölü kuşlar olduğunu görünce araştırmaya devam etmiş. Mağara alanı kazısında çok sayıda kuş kemiğinin ortaya çıkması da bu düşüncesini kanıtlamış.
Prof. Dr. Francesco D'andria’nın “Dünyada eşi benzeri olmayan heykel” olarak tanımladığı Hades heykeli de, antik çağda yaşayanlar tarafından Cehennem Tanrısı Hades- Plouton ile bağlantılı olarak Ploutonion olarak tanımlanan Hades Kutsal Alanı’nın içinde yürütülen kazı çalışmaları sırasında bulunmuş.
Bin 800 yıllık Antik Tiyatro
Bu arada, Akdeniz havzasında en önemli ve özgün Roma tiyatrosu olarak gösterilen 1800 yıllık Hierapolis Antik Tiyatrosu da, yüzde 95 mevcut orijinal mimari malzemeyle ayağa kaldırılmış durumda. Tiyatro, 8 bin kişilik kapasitesiyle Türkiye'deki en görkemli antik tiyatrolar arasında yer alıyor.
“Otomotiv pazarını canlandırmak için ÖTV sıfırlama kampanyası çözüm olabilir”
Gündemimiz kültür olsa da, ekonomiden bahsetmeden olmaz. Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu ile yaptığımız “ekonomik durum” sohbetinden öne çıkan başlıklar şöyle:
Kurdaki artış ülkeye ihracatta rekabetçilik katıyor
“Tofaş’ın ihracatı bugün itibariyle 270 bin adet. İhracatta geçen yılı 3. sırada bitirdik. Tofaş üretiminin yüzde 75’ini ihraç ediyor. Dolayısıyla iç pazardaki daralma henüz üretim planımızda büyük bir değişiklik gerektirmiyor. Öte yandan kurlardaki artış ülkeye ihracatta rekabetçilik katıyor. İç piyasadaki açığımızı ihracat ile dengelememiz lazım.”
Destek olmazsa, 2019 zorlu geçer
“Otomobil ve hafif ticari araç satışları yılın başından Temmuz ayına kadar 405 bin seviyesinde gerçekleşti. Temmuz’a kadar normal giden satışlar, sonrasında çok sert düştü. Ocak-Ağustos döneminde toplam pazar yüzde 21 oranında küçüldü; son aylarda ise şiddetli bir düşüş var.
Otomotiv sektörüne, pazarı canlandıracak bir destek sağlanmazsa geçtiğimiz sene 900 bin adet seviyelerinde kapanan iç pazarın bu sene 600 bin seviyesinde kapanması bekleniyor.
2001 ve 2009 krizlerinde hafif ticari araçlarda ÖTV’yi sıfırlamış, daha sonra da kademeli artırmıştık.
Otomotiv sanayini desteklemek anlamında hafif ticari araçta ÖTV sıfırlama kampanyası gelebilir. Aksi halde 2019 yılının, iç pazar açısından zorlu geçmesi bekleniyor.”
Tüketicinin satın alma şartlarını kolaylaştıracak kampanyalar tasarlıyoruz
İç pazar satışlarımıza baktığımızda yerlilik oranı en yüksek olan şirketiz. Sattığımız her 100 aracın 92’sini, fabrikamızda ürettiğimiz otomobiller oluşturuyor. Aynı zamanda Egea model ailesi, geçtiğimiz 2 yılda ülkemizde en çok tercih edilen otomobil oldu. Tüketicilerin satın alma şartlarını kolaylaştıracak koşulları oluşturmaya yönelik kampanyalar tasarlamaya devam ediyoruz. Şirket olarak likidite ve borçluluk oranlarımızı sağlam seviyelerde tutarak güçlü bilanço yapımızı koruyoruz. Yüksek nakit pozisyonumuz da bu ortamda bize destek sağlıyor.”