TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile sohbet üzerine
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu ile Hüseyin Gökçe'nin yaptığı sohbet, "TOBB'un ülke sorunlarıyla ilgili pro aktif ve katılımcı politika izleme" kararında olduklarını gösteriyor. Anayasa'dan, teşviğe, çek yasasından, büyümeye her konuda Hisarcıklıoğlu'nun açıklamaları bende bu izlenimi uyandırdı…
Arkadaşımız Hüseyin Gökçe, 60. Kuruluş yılını yaşayan TOBB'un başkanı Hisarcıklıoğlu ile bir sohbet yapmış. Hisarcıklıoğlu'nun söylediklerinin bütüne baktığımızda söyleyebileceğimiz, "TOBB ülke sorunlarıyla ilgili pro aktif/katılımcı politika izlemeye odaklanmış" cümlesi olacaktır.
Son dönemde iş dünyasında bireylerde "pro aktif/katılımcı" tutumlarını artırıyorlar. Gün geçmiyor ki, yazdığımız b.ir haber, bir yorum, ekonomik bir konuyla ilgili olarak iş dünyasının temsilcilerinden e-mail almayalım. Hatta bazı işadamlarının değerlendirmelerinin süreklilik taşıdığını söylemek de yanlış olmaz.
Sürekli değerlendirmeleriyle bizi uyaran bir dostumuz geçen günkü Naki Bakır imzasını taşıyan, IMF veri tabanına göre hazırlanmış, "Türkiye artık 18. Büyük ekonomi" haberimiz üzerine gönderdiği notta şöyle diyor: "Verdiğiniz tablodan Endonezya'nın yıllık değişimini hesapladım yüzde 19. Tamam enflasyonu da dahil edelim, bu kadar oranlı büyüdüğü konusu şüpheli. Şu an uluslararası verilere bakamadım ama, Endonezya'da bu kadar yüksek oranlı büyüme hatırlamıyorum. Kısaca konunun açıklamaya ihtiyacı var."
Hisarcıklıoğlu'nun sohbeti içersinde söylediklerimize baktığımızda yine pro aktif/katılımcı tutuma tanık oluyoruz:
-Karşılıksız çekte hapis cezasının kaldırılması ekonomik suça ekonomik ceza kavramı açısından doğru ve destekliyoruz. Ancak, Türkiye'de çek farklı vadeli bir ödeme aracı olarak kullanılıyor. Düzenleme yapılırken çekin itibarsızlaştırılmamasını vurguladık. Merkez Bankası verilerine göre bu yıl ilk çeyrekte karşılıksız çekte yüzde 39.3 artış olmuş. Çeke yeniden itibar kazandırmak gerekiyor. Bu da saydamlıkla olur. Kredi Kayıt Bürosu aracılığıyla adımlar atılması gerekir.
-Yeni teşvikte TOBB ve özel sektörün görüşleri en başından itibaren sürece ciddi katkı sağladı. Eğitim ve ulaştırma yatırımları her bölgede stratejik kabul edildi. Eski dönemde tulumba akmaya başladığında destek veriliyordu, şimdi devlet tulumbaya su dökecek. Ortaklığa verilen önem devrim niteliğinde. Aynı sektörde şirketler ayrı iş yaparak rekabette boğulmak yerine bir araya gelip ortaklık kurarak, verimliliği artırarak ve uluslar arası rekabete yönelmelidirler.
-2007 yılında 22 sivil toplum kuruluşuyla Anayasa Platformunu kurduk. Yeni Anayasa'nın 75 milyonun mutabakat metni olmasını istedik. Şimdi yeni Anayasa çalışmalarımız hızlandı. Son 4 ayda 7 bölgede 12 ilde geniş kapsamlı toplantılar gerçekleştirdik. Konuştukça ne kadar ortak sözümüz olduğunu gördük.
Hisarcıklıoğlu, 60. Yılda TOBB ile ilgili bilgi verirken, "Bu gün geldiğimiz noktaya 21 başkan ve yönetim kurulu üyelerimizin çalışmalarıyla geldik. TOBB üyeleri bugün Milli gelirin yüzde 75'ini, ihracatın yüzde 95'ini gerçekleştiriyor, yılda 140 milyar dolarlık yatırım yapıyor, 10 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Oda ve borsalarımız Avrupa Birliği kapsamında 450 proje gerçekleştirdi." diyor.
Hisarcıklıoğlu, 2012 büyümesinde 110 doların üzerindeki petrolün risk olduğunu, buna karşılık 2B arazi satışlarının ve yabancıya gayrimenkul satışında mütekabiliyette kısıtlamaların kaldırılmasının olumlu sonuç vereceğini belirterek, bu yıl yüzde 5'lik büyümeyi beklediğini de söylüyor.
Bunlar benim "TOBB ülke sorunlarıyla ilgili pro aktif/katılımcı politika izliyor" düşüncesini edinmeme yol açıyor…