TMSF kayyumluk yetkilerini nasıl kullanacak?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

AV. DR. UMUT KOLCUOĞLU

Olağanüstü hal kapsamında geçtiğimiz eylül ayında çıkarılan kanun hükmünde kararnamede (KHK), terör örgütüyle bağlantısı nedeniyle mahkemece kayyum atanmış olan şirketlerin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmesine karar verilmişti. Böylece TMSF’ye bu şirketlerin yönetimi üzerinde söz sahibi olma ve gerekli gördüğü takdirde şirketin veya varlıklarının satılması ya da şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin karar alma yetkisi verilmişti. İş dünyasında tartışma yaratan bu KHK’nın kapsamına ve TMSF’nin KHK ile öngörülen kayyumluk yetkilerine 6 Kasım 2016 tarihli yazımızda değinmiştik.

Söz konusu KHK, yapılan ufak değişiklikler ile kanunlaşarak kasım ayında yürürlüğe girmişti. KHK’da yalnızca TMSF’ye verilen yetkilerin çerçevesi belirlenmiş, fakat bu yetkilerin nasıl kullanılacağı henüz netleştirilmemişti. Beklenen düzenleme yeni yılın ilk günlerinde tamamlanarak, 17 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketlerin yargılama sonuna kadar yönetimine, satılmasına, feshine ve tasfiyesine ilişin usul ve esaslar hazırlanan tebliğ ile belirlendi.

Yöneticileri bakan atayacak

Hazırlanan tebliğ uyarınca TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketler, TMSF’nin bağlı olduğu bakanlık tarafından atanacak yöneticiler tarafından idare edilecek. Mevcut hükümette TMSF, Başbakanlığa bağlı olduğundan bu yetki Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’de olacak. Bakan, anonim şirketlere en az üç en fazla dokuz yönetim kurulu üyesi, limited şirketlere ise en fazla üç müdür atayabilecek. Bakan, yöneticileri her zaman değiştirebilecek. Yöneticiler, şirketi “ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli bir tüccar gibi” yönetmekle yükümlü.
Düzenlemede şirketin iktisadi faaliyetlerini sürdürmesinin esas olduğu altı çizilmekle birlikte, şirketlerin satış, fesih ve tasfiyesine ilişkin detaylı hükümler yer alıyor. Satış veya tasfiye sürecinin başlatılabilmesi için öncelikle yönetim organı ya da yönetim organı tarafından belirlenecek bir bağımsız denetçi veya yeminli mali müşavirler, şirket varlıklarının değerini, bu değerin borç ve yükümlülükleri karşılamak için yeterli olup olmadığını, şirketin mali durumunu, ortaklık yapısı ile piyasa koşulları ve şirketin diğer sorunları hakkındaki tespitini içeren bir mali durum raporu hazırlayacak ve bu rapor Bakan’a sunulacak. Şirketin faaliyetlerinin sürdürülebilir olmadığının tespiti halinde Bakan, şirketin, şirket varlıklarının veya malvarlığı değerlerinin satılmasına veya tasfiyesine karar verebilecek. Dolayısıyla, şirket sahipleri hakkında yargılama sonucu beklenmeksizin, şirketler Bakan’ın onayıyla derhal satılabilecek ya da tasfiye süreci başlatılabilecek; hak sahiplerinin bu süreci durdurma hakkı bulunmuyor. Satıştan gelen gelir ya da varsa tasfiye bakiyesi, yargılama sonuçlanıncaya kadar bir kamu bankasında bloke edilecek ve bu durum mahkemeye bildirilecek.

Bu düzenlemeler, uygulamada ortaya çıkabilecek birçok soruyu da beraberinde getiriyor. 2017 başı itibarıyla, TMSF’ye devredilen şirketlerin sayısı yaklaşık 700’e ulaştı. Bu şirketlerde binlerce çalışan bulunduğu göz önüne alındığında, bu çalışanların menfaatlerinin gözetilmesi önemli. Özellikle, faaliyetlerine son verilen şirketlerdeki çalışanların durumu dikkatle değerlendirilmeli.

Devir ve temlik yasağı

TMSF’nin kayyum sıfatıyla şirketleri yönetme yetkisi Bakan’a geçerken, önceki düzenlemelere tamamlayıcı nitelikte olması adına, 23 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan KHK ile yeni bir düzenleme yapıldı: Kayyum atanan şirketlerin ortaklarına, yöneticilerine ve diğer sorumlu yetkililerine karşı açılacak şahsi sorumluluk davalarında, artık ilgili şirketlerin yetkili organının kararına ihtiyaç duyulmayacak. Ayrıca, şirket ortaklarına ait ortaklık hak ve payları, ilgili soruşturmanın veya davanın açıldığı tarihten, soruşturmanın veya davanın kesin hükümle sonuçlandığı tarihe kadar devir ve temlik edilemeyecek. Devir ve temlik engeli ise Cumhuriyet savcılığı veya mahkeme kanalıyla tescil edilerek alenileştirilecek. Satış ve tasfiye işlemleri başladıkça gerek çalışanlar gerek alacaklılar açısından sürecin nasıl işleyeceği önümüzdeki günlerde sıklıkla gündemde olacak.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar