"TL'nin performansı üzerine..."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI [email protected]

Bu konuyu benden önce inceleyen kıymetli meslektaşlarım var. Dolayısıyla bu yazı genel bir değerlendirme niteliğinde olacak. Bu yazıya da, müzmin iyimserler ve müzmin kötümserler kızacaktır mutlaka.

Her şeyden önce, geçen hafta TL'deki değer kaybını sadece yerelde oluşan gelişmelere bağlamıyorum. Dolar'ın küresel olarak güçlendiği bir süreçten geçiyoruz. Doların euro karşısında son 1 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gözlemlerken, neredeyse 2 yıl sonra bu değere ulaştığının altını çizmek istiyorum.

Euro/Dolar paritesi geride bıraktığımız 5 yılda ise birkaç defa 1.04'ün altına sarkmayı denemiş ama geri dönmüş. Daha önceki dönemlerde paritedeki bu gevşemeler, ABD ekonomisinin gücünden çok AB ekonomisinin güçsüzlüğünden kaynaklanıyordu. Bugün ise durum farklı. ABD ekonomisinde belirgin bir düzelme var. Fed temkinli duruşunu muhafaza ediyor ancak, uzmanlar olumlu görüşlerini artık açıkça ortaya koyuyorlar.

2020 Başkanlık seçimi için ABD'deki aday bolluğu da göze çarpan bir başka gelişme. Aslında bu da ABD'de siyasi liderlikte alternatifsiz olmadığını gösteren olumlu bir gelişme. Hatta tüm dünyayı rahatlatan bir gelişme diyebilirim.

"Gelelim TL'deki güçsüzlüğe.."

Bu gelişmeler ışığında Dolar/TL'deki değerlendirmeyi şu şekilde yapabiliriz:

- Son 1 haftadaki gelişme

- Yılbaşından bu yana gelişme

Brezilya-Güney Afrika-Hindistan-Endonezya grubuna bakarsak yılbaşından bu yana Türkiye'nin ulusal parası TL açık ara en fazla değer kaybeden olmuş. Tam % 12 değer kaybı. Diğer paralar ise yıl başından bu yana % 0.5 ile % 2 arasında değer kaybına uğramışlar.

Ancak geçen hafta değer kaybında Güney Afrika Randı başı çekiyor. Türk Lirası ikinci durumda. Diğer paralarda da değer kayıpları var. Bu da gösteriyor ki, dolarda meydana gelen son bir haftalık hareket küresel çapta etkili olmuş. Ancak son bir yıllık değer kaybında TL'nin açık ara önde gittiğini tekrar hatırlatmak istiyorum.

Özetle, son bir haftada meydana gelen yükselişte ABD dolarındaki güçlenmenin etkisi var. Ancak, yılbaşından beri devam eden değer kaybı meseleyi sadece küresel gelişmelere dayandırmamak gerektiğini bizlere gösteriyor. Daha önce açıklanan reform paketinin piyasalar üzerinde beklenen etkiyi bırakmaması sebebiyle, bir başka eylem planına ihtiyacımız olduğunu söylemem yanlış olmayacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar